AsAt

8.7K 445 209
                                        

Bu bölüm benden madamblack00'e gelsin ykedhejsn

Evdeki işlerim bittiği anda üstüme bir ceket geçirip kendimi sokağa atmıştım.

Dargın bakışlarla yürüdüğüm asfalt sokağı izlerken nereye gittiğimden bile bihaberdim. Kaç gündür böyleydi?..bir, iki. Beş?

Kendimden nefret ediyordum. Eğer bir kadın olarak doğsaydım istediğim aşkı özgürce yaşabilirdim. Ama bir erkek olarak doğup başka bir erkeği sevecek kadar şanssızdım.

Kendime dargındım. Ama ne yanına gidip eskisi gibi olmak istediğimi söyleyebiliyordum, ne de o benim yanıma gelip özür diliyordu. Bir kısır döngüde takılıp kalmıştık sanki.

Biliyordum, o gün söyledikleri için pişmandı. Bakışlarından belli oluyordu. Ama bir türlü benim yanıma gelecek cesareti kendinde bulamıyordu.

Gerçi gelse de ben onu affedecek gücü kendimde bulamıyordum ya..

Bomboş hissediyordum. Sanki ruhumu kalbimle birlikte bedenimden ayırmışlar gibi..

Adımlarım kendiliğinden durduğunda kendi dükkanımın önünde buldum kendimi.

Bayağı olmuştu dükkanı açmayalı. Asımla aramız ilk bozulduğunda bırakmıştım bütün işleri. Sanırım bu günlük açsam iyi olurdu. Zaten yeteri kadar kötü bir durumdaydım. Dükkanı batırıp daha da kötü bir duruma girmek istemiyordum.

Fazla düşünmeden daima cebimde duran yedek anahtarı çıkarttım. Dükkan kapısı gıcırtıyla açıldığında sıcak hava yüzüme vurmuştu.

Beklemeden içeri girip arkamdan kapattım. Üstümdeki ceketi çıkartıp sandalyenin birine asarken yapılması gereken işleri kafamda tartıyordum.

İlk önce dip köşe bir temizlik yapsam iyi olacaktı sanki. Baya tozlanmıştı dükkan ben yokken.

Hızlıca bir toz bezi kapıp işe giriştim. Hafif bir ıslıkla ritim tuttururken kafamın şimdiden dağıldığını hissediyordum. Sanki en başından beri ihtiyacım olan buymuş gibi.

Sıra tezgahın üstündeki çerçeveye geldiğinde yüzümde kendiliğinden bir gülümseme oluşmuştu. Derin bir iç çekip kendimin ve ailemin çekildiği fotoğrafın da tozunu aldım.

Annem ve babam bu dünyadan çok erken göç etmiş olabilirlerdi, ama geriye güzel anılar bırakmışlardı. Hala o günlerin özlemini hissediyordum.

Ne zaman annemi düşünsem burnuma tarhana kokusu gelir gibi olurdu mesela. Rahmetli annem ne kadar da güzel yapardı o çorbayı. Şimdi bile burnum sızlamıştı. Yüzümdeki gülümsemeyle çerçeveyi geri yerine koyup kaldığım yerden temizliğe devam ettim.

İşler bittiğinde resmen koltuğa çöker gibi oturmuştum. Yorulmuştum ama en azından kafamın içindeki karmaşa biraz olsun dinmişti. Uzun zaman sonra huzurlu hissediyordum.

Dükkanın kapısı açıldığında yüzümdeki huzurlu ifadeyi silmeden kafamı kaldırdım.

Birkaç tane çocuk gelmişti, istedikleri şeyleri verip ufaktan biraz takılmıştım hepsine. Gülüşe gülüşe dükkandan çıktıklarında bende arkalarından gülümseyerek bakıyordum.

Öğle vaktine kadar pek çok kişi uğramış ve halimi hatrımı sormuştu. Hepsine birşeyim olmadığını sadece ufak bir soğuk atlattığımı söylemiştim. Tabii aşk acısı çektiğimi söylemeyeceğim için yalan söylemek zorunda kalmıştım.

Dükkan kapısı yeniden açıldığında mahallenin şaklabanı olarak bildiğimiz Eren ve geçen haftalarda sevgilisi olarak tanıttığı Esmer adam içeri girdi.

Doktor Bey Gay +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin