Nihat'tan,
Derin bir nefes alıp elimdeki fatura defterini bir kez daha gözden geçirdim.
Bir an önce bu açığı kapatmam gerekiyordu. Yoksa dükkan artık batacak duruma gelecekti.
Bu dükkan babamdan bana hatıra kalmıştı. Ayrı bir anlamı vardı benim için.
O yüzden çok fazla bir geliri olmadığı halde, sırf manevi değeri olduğu için satmamıştım.
Zaten paraya ihtiyacım yoktu, fazladan bir işte daha çalışıyordum. Aldığım para bana yetiyordu.
Sıkıntılı bir nefes verip kendimi arka taraftaki tekli koltuğa bıraktım.
Bazenleri işte çok yorulduğum için koymuştum bu koltuğu. Bayağı işe yarıyordu.
Zamanımın çoğunu burada geçiriyordum. Bazı geceler eve gitmeyip burada kaldığım bile oluyordu.
Hala elimde duran defteri evirip çevirirken dükkanın kapısı aniden açıldı.
" Hayırlı işler! "
Hafifçe doğrulup gelen kişiye baktım. Kasaya yaslanarak bana bakan ilkel yaratığı gördüğümde şaşırmamıştım. Zaten burayı iyice babasının mekanı bellemişti.
Ne zaman kudursa soluğu burda alıyordu..
" Hoşgeldin Asım.. "
Hissettiğim stres ve yorgunluk sesime de yansımıştı. Asım birkaç saniye kaşlarını çatarak yüzümü incelediğinde bir gözümü kırparak hayırdır dercesine bir hareket yaptım.
Kolumu kaldırmaya bile mecalim yoktu...
Birkaç adımda kasanın arka tarafına geçip yanıma geldi. Zaten dükkan küçük olduğu için çokta fazla bir yer kalmamıştı.
Koltuğun bir kenarına elini yaslayıp bana doğru eğildi.
" Noldu lan sana, Filmlerdeki zombilere dönmüşün iyice ?"
Rahatsızca kıpırdanıp bir elimle suratını geriye doğru ittirdim.
Yüzündeki elimi yaladığında iğrenerek hemen geri çekip elimi onun üstündeki tişörte sildim.
" Iyy oğlum çocuk musun YA ?!"
Hala sırıtmaya devam ederken bir anda ciddileşip kaşlarını çattı.
Şu an neye sinirlendiğini bile bilmiyordum. Uçan kuşa bile sinirleniyordu bazen..
o yüzden hiç umursamadan aynı şekilde bakmaya devam ettim.
İyice dibime girip sinirli gözlerini üzerime dikti.
" Senin dükkandan bir kadını çıkarken görmüşler, ne iş ?"
Birkaç saniye durup düşündüm. Herhalde mahalledekiler yine bunu sinirlendirmek için yalan atmışlardı.
Arada böyle kudurtup kudurtup benim üstüme saldıkları oluyordu.
Normalde yorgun olduğum için tartışmaya girmezdim ama bugün nedense canım biraz uğraşmak istemişti.
Tek kaşımı kaldırarak oturduğum yerde biraz dikleştim.
" Kim söylemiş ?"
Sahte bir şüpheyle sorduğum soruya gözlerini kısarak baktı.
" Kuşlar söyledi Nihat ! Anlat bakalım kim bu kadın ?"
Genelde kimseyi bana hesap soracak kadar yakınlaştırmazdım kendime.
Ama Asım'da başka birşey vardı.
Sürekli etrafta huysuz huysuz gezdiği için daha fazla uğraşasım geliyordu.Nedenini bilmiyordum ama bu mahalleye taşındığımdan beri onda beni çeken birşeyler vardı.
" Sanane oğlum belki sevgili yaptım, olamaz mı ?"
Gözlerini kocaman açıp birkaç adım geriledi. Uzun zamandır sevgili işlerine bulaşmadığım için bunu söylemem garibine gitmişti sanırım.
" Ne sevgilisi lan !"
Yine 'sinirli mağara ayısı' moduna girince sırıtarak gittikçe kızaran yüzünü izledim.
Kafamı aşağı yukarı sallayarak onaylayınca ellerini beline yerleştirip gözlerini kıstı.
" İnanmıyorum, yıllardır bekar bekar takılan adam bir günde sevgili yapmaz ?"
Sırıtarak öyle mi der gibi bakıp hala elimde duran defteri gösterdim.
" Numarasını bile aldım !"
Gözlerini açıp " yemin et ?" dediğinde omzumu silktim. Elimdeki deftere doğru bir hamle yaptığında defteri iyice kendime doğru çektim.
" Ver lan şu defteri, görmeden inanmam !"
İyice üzerime abanan bedeni ittirip biraz gerilemesini sağladım.
Zaten kas yığını gibi birşeydi, Utanmasa ezip geçecekti
şerefsiz !Zaten nasıl o kadar iyi bir vücuda sahip olduğunu da hiç anlamamıştım. Bütün gün kahvehanede oturup çay içmekten başka birşey yaptığı yoktu ?
" Çekil lan biraz ! Vermiyorum zorla mı ?"
Birkaç saniye öyle mi der gibi bakmış, sonrasında aniden üzerime abanarak sırtımla koltuk arasına sıkıştırdığım defteri almaya çalışmıştı.
Birkaç saniye şoktan ne yapacağımı bilemezken hemen kendime gelmiş ve boylu boyunca üstüme yatan büyük bedeni ittirmeye çalıştım.
" İN LAN ÜSTÜMDEN !!"
hala defteri almaya çalışırken resmen birbirimize girmiştik. Ben hala koltukta oturuyordum ama zaten alan dar olduğu için o benim üstüme kadar çıkmıştı.
" VER LAN ŞU DEFTERİ !!"
" İNAT YAPTIM VERMİYORUM ULAN !!"
Ellerini iyice bana sararak deftere ulaşmaya çalışırken ben iyice koltukta kaybolmuştum.
Zor bela kafamı yaslandığı göğsünden yukarı doğru kaldırdığımda, o sırada o da aşağı baktığı için hiç beklemediğim birşey olmuştu.
Dudaklarım dudaklarına yapışmıştı..
Birkaç saniye öylece durduktan sonra durumu idrak ettiğinde kafasını hızla geriye çekerken hızını alamayıp tam önüme sırt üstü yere yapıştı.
Hala olayın şokunu atlatamamışken yutkunup hızlıca yerimden kalkarak düştüğü yerden kalkmasına yardım ettim.
" Gerizekalı öyle birden kalkılır mı, bir yerini kıracaksın !"
En iyisi az önce hiç olmamış gibi davranmaktı. Zaten kazara böyle şeyler hep oluyordu değil mi ?
O da bunu anlamış gibi bir elini ensesine götürüp gözlerini kaçırdı.
" Pardon ya, neyse ben de şeyim vardı, yani şeye gidecektim ! Neyse ben sonra uğrarım hadi EYVALLAH !"
Bir anda dükkandan çıkmasıyla öylece olduğum yerde kalakalmıştım.
Gözlerim koltuğun üstündeki artık yırtılmış deftere kayarken elim istemsizce dudaklarıma gitti.
Sanki yeterince derdim yokmuş gibi, şimdi birde bunu düşünecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor Bey Gay +18
Kısa HikayeEsmer bir ten, gömleğinden taşan kol kasları, hafif kısılmış ciddiyetle bakan ela gözler, kirli sakal, siyah ve kahve arası saçlar. Allahım galiba harbiden cennete geldim ben! Gözlerim bugün ikinci defa kararırken, bu sefer aldığım darbe kafama de...