friends : s.m

you, liar!

Medya Maya ve Liam.
(Temsili)

O akşam Liam bana o kadar soru sordu ki anlatamam. Sürekli mesaj attı ama ben Shawn ile ilgilendim. 

Zaten o da ayrı bir gıcık. Hiçbir şey söylemiyordu. Ne oluyor benim Shawnieme? Ama bana tek dediği şunlar oldu. 

"Lily, sen çok değerlisin benim için biliyorsun. Sana şu an bunu açıklayamamak beni de kırıyor. Ama cidden şimdi iyiyim. Sorun yok. O benim için doğru kişi değilmiş. Ben bunu anladım ve dayanamadım. Biliyorsun olanı. Bunu konuşmaya bile gerek yok. Unutmak hissediyorum. Sonra hallederiz. Gel. Üzülme bebeğim. Her zaman yanımda olduğunu biliyorum. Seni seviyorum."

O da zaten benim ısrar etmem ve triplerim diyelim. Sonrasında ona süt ısıttım içti. Uyumasını bekledim ve yanında yattım. Uyuduktan kıs süre sonra gitmeyi düşündüm ama evde tekti. Bu yüzden onu bırakmak istemedim. 

Gelelim şimdi zaman sabahına. İlk ben kalkmıştım. Onu uyandırmadan kalktım. Zaten gece zor yattı. Anlık sanki çocuk bakıyormuş gibi hissettim. Hemen onun tişörtünü çaldım ve üstüme geçirdim. 

Hadi bakalım. Çaldım gitti. Altımdaki şeyi çıkardım ve sandalyeye astım. Üstümdekini de üstüne koydum. 

Karen ve diğerleri şehrin alt tarafında amcalarını ziyarete gitmişler ve orada kalmışlardı. Yani byu durumda tek olmak Shawn için de iyiydi. 

Saat ilerlerken içimden ona kahvaltı hazırlamak geldi. Masaya gerekli kahvaltılıkları dizdim. Onun sevdiği tarzda yumurta yapmadan su ısıttım. Çay önemli. Önce onu yaparken o sırada da gece kalan mesajlara bakıyordum. 

En son zaten Liam ile konuştum. Durumu açıkladım. O da Olivia'yı evi bırakmıştı. Kızla konuşmadığını söyledi. Baya morali bozukmuş zaten onun da. Neyse. Akşam ona burada kaldığımı söylememiştim. Geçerim dedim ama geçemdim.

"Bunlar ne böyle?" Bir an sıçradım. Dikkatim hemen dağıldı. Shawn yukarıdan geliyordu. "Günaydınlar efendim." dedim.

"Günaydın bebeğim." dedi ve beni öptü. "Kahvaltı da hazırlarmış benim bebeğim." Gülümsedim. "Hadi git hemen kısa bir duş al gel. Bende hazırlamış olurum." Başını salladı. "Hemen koşuyorum." derken gitti bile.  

Çay yaklaşık beş altı dakika içinde olurken Shawn çıktı. Üstünü giymek için. Ben çayı yapmışken yumurtaları da aldım. Onu da koymuştum. Tam Shawn'in sevdiği gibi oldu. Tabii o sırada başka şeyler de yaptım. Kendime göre. Belki biraz fazla olabilir.

Masaya tabakları koyunca zil çaldı. Shawn inerken ona baktım. "Ben bakayım." Elinde tişört ile geliyordu. Kapıyı açtım. "L-Liam?" Onu cidden beklemiyordum. 

"Liam!" Shawn yanıma geldi. "Sevgilim, senin için gelmiştim. Ama annen buraya yönlendirdi." İçeri girdi. Shawn göz devirdi. Masaya gitti. Ben ona sarıldım. O da beni öptü ve masaya geçtik. 

"Beklemiyordum pardon. Ama şey kahvaltı hazırladım. Birlikte edelim." dedim. Yan yana oturduk. Shawn benim karşıma geçti. "Eline sağlık bebeğim." dedi Shawn. Gülümsedim.

"Sonra seninle bir şeyler yapalım mı bebeğim?" dedi Liam. Biraz inada bindi. "Bakalım, biraz yorgunum." dedim. Kahvaltıya başladım. "Bunlar çok fazla. Sende atıştır Liam." Liam başını salladı. 

Shawn bize bakıyordu. Neyseki sessizdi. "Benim güzelim .Çok güzel yapmış. Ellerine sağlık." dedi Liam. 

"Afiyet olsun." dedim. Liam bir süre sessiz kaldıktan sonra Shawn'e baktı. "Sen nasılsın Shawn? Nasıl olun soramadım." dedi. Shawn kısa süreli ona baktı. "İyi, bir şeyim yoktu ki." dedi. Yoktu evet.