11. Bölüm: İyi Arkadaş Testi? Başlasın...

40 5 21
                                    

Yoongi'nin anlatımıyla

"Hoseok o öyle mi çizilir?"

"Ama kolay değil ki!"

"Kolay diyen olmadı zaten."

"Zor da demedin!"

"Sormadın?"

"Bırakıyorum ya!" Sonunda kendimi tutmayı bırakıp kahkahayı basmıştım. Resim çizmeye çalışıyorduk beraber. Daha doğrusu Jungkook ve ben çiziyorduk diğerleri çalışıyordu.

"Neden gülüyorsun Suga ya?" İşte Suga demeyecektin... Diğerleri de yanımızdaydı ve Hobi'nin bana Suga dediğini bilmiyorlardı.

"Suga?" Jimin hepsinden önce davranıp sorarcasına söylemişti bunu.

"Şey... Hobi bana öyle diyor. Ben de ona J-Hope diyordum."

"Suga Cafe oradan geliyor demek ki." Taehyung'un dediğiyle gülmüştük.

"Tamam da neden Suga? Anlamı ne yani?" Merak etmesen ölürsün Jungkook...

"Yoongi 'r' harflerini söyleyemiyor. Ben onu şekere benzetiyordum. Sugar diyeyim sana dedim ama o Suga dedi... O yüzden Suga." Ben ve Hoseok hariç hepsi gülmüştü. Aslında komik değildi. Yani 'r' harflerini söyleyememe değil de Hobi'nin beni şekere benzetmesine gülüyorlardı.

"Şekere mi benzetti?" Gülüyorlardı hâlâ.

"Tenim o zaman da böyleydi. O yüzden benzetti." dediğimde gülmeyi kestiler.

"Ciddi olamazsın. Tenin çok beyaz."

"Hayır doğru. Teni küçükken de böyleydi."

"Vay be... O zaman cidden şekere benziyormuşsundur o zamanlar da."

"Evet zaten o yüzden Suga diyor bana." Bir anda onlara tekrar düşman kesilmiştim resmen. Yani sesim öyle çıkmıştı. Onlarda az biraz alışmıştı buna.

"Tamam Yoongi kızma." Diğerleri aralarında gülüşürken Jungkook ve ben çizimimize devam ediyorduk. Hoseok'ta nasıl çizdiğime bakıyordu. Telefonuna bildirim geldiğinde telefonunu çıkardı.

"Ah unutmuşum. Woojin'le buluşacaktım. Ha bu arada Yoongi dün Woojin'le karşılaştık. Bugün onunla buluşacaktım. Unutmuşum. Neyse size iyi çizimler. Benim gitmem lazım." diyerek kağıdını aldı ve çantasına koydu.

"Woojin mi? Hoseok sen onu fazla sevmezdin bile. Ne buluşması bu?" Diğerleri -Jungkook hariç diğer tümü- bunu söylememe şaşırmış gibiydi.

"Ne var buluşsun işte-"

"Bilmediğin konulara karışmazsan sevinirim Kim Namjoon." dedikten sonra ayağa kalktım ve Hoseok'a baktım.

"Aradan uzun zaman geçti Yoongi. O olayı unut bence. Çünkü bir kazaydı. Bunu kendisi söyledi."

"İnanıyorsun hâlâ... İyi git Hoseok." dedikten sonra yerden kağıdımı aldım. "Ben de eve gidiyorum o zaman."

"Kalsaydın Yoongi. Çizimlere devam edersiniz siz. Hem biraz daha konuşu-"

"Hoseok onlarla sırf sen istiyorsun diye bir araya geliyorum biliyorsun, sen olmayınca bir anlamı kalır mı sence?" Bir şeyleri biliyordum, ona anlatamıyordum ve ona kızıyordum. Kendime kızgınken öfkemi ondan çıkartıyordum...

"Yoongi konuşmuştuk! Onlara güvenmeye çalışacaktın!"

"Yapamıyorum Hoseok. Olmuyor. Denemedim mi sanıyorsun? Ol-mu-yor!" diyerek çizimi çantama koydum ve tek koluma asarak arkama bile bakmadan o Küçük Deniz Mağarasından -geçen gün Hoseok'un beni getirdiği yere Küçük Deniz Mağarası diyorlarmış- çıktım.

DÜŞMÜŞ MELEKLER//SOPE//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin