Hoseok'tan
"Yoongi, uyan artık! Ne kadar da yorgunmuşsun ya." Yarım saati bulmuştur herhalde onu uyandırmaya çalışma sürem. Eh gece geç bir saate kadar uyanık kalmıştık çünkü.
"Hadi ama okula geç kalacağız Yoongi eve gelince yine yatarsın." Sözlerime karşılık gözlerini açmadan konuştu.
"Belki de beni öpmeni bekliyorum kalkmak için." Kıkırdadım ve yüzüne yaklaştım. Dudaklarının dibindeyken durdum.
"Dün gece bir haftalık kotanı doldurdun Min Yoongi, kapının önünde seni bekliyorum." diyip hızlıca dibinden çekilip o homurdanırken odasından çıktım ve dış kapıya doğru yöneldim. Bay ve Bayan Min çıkmışlardı. Yani şuan evde yalnızdık. Büyük ihtimalle geldiğimizde de öyle olacaktı. Gerçi ders çalıştıktan sonra film izleyecektik. Bay ve Bayan Min gece de olmayacaklardı zaten.
"Geldim." Sızlanarak gelen Yoongi'ye baktım. Somurtuyordu.
"Somurtma böyle ya, ailen bu gece olmayacak zaten." diyerek ona sarıldım ve yanağına küçük bir öpücük kondurdum. "Eğer şimdi evden çıkmazsak okula geç kalacağız hadi gidelim." Kafasını sallayarak beni onayladı.
~~~~~•••••~~~~~
Yemek arasında hep beraber oturmuş konuşuyorduk. Hep beraber derken tabii ki Yoongi beni izliyordu bende bir ona bakıyor bir arkadaşlarımla konuşuyordum. O sırada yanımıza biri yaklaştı. Uzun siyah saçlarını toplamıştı.
"Merhaba, ben Hyunjin. Bu okulda yeniyim de belki tanışırız demiştim, isterseniz tabii..." dedi yanımıza vardığında. Onun hemen arkasından Seokjin hyung geldi.
"Merhaba, Yoongi'yi biraz alabilir miyim acaba?" Bana bakarak sormuştu. Neden ki?
"Neden bana bakıyorsun hyung? Yoongi istiyorsa gelsin." Seokjin hyung güldü ve yeni farketmiş gibi kendisine bakan Hyunjin'e baktı.
"Oh merhaba Hyunjin."
"Merhaba hyung." Seokjin hyungun gizlice Hyunjin'e göz kırptığını görmüştüm.
"Her neyse Yoongi ders başlayana kadar gelebilir misin?" Yoongi ayağa kalktı.
"Gelirim tabii hyung." Seokjin hyung ile Yoongi yanımızdan gittiğinde Hyunjin'e döndüm.
"Otursana. Ama eğer istersen okulu da gezdirebilirim. Okula yeni geldiğini söylemiştin sanki."
"Evet yeni geldim ve eğer okulu gezdirirsen çok memnun olurum şey..."
"Hoseok, adım Hoseok ama istersen Hobi de diyebilirsin." diyerek elimi Hyunjin'e uzattım. Elimi sıktığında gülümsüyordu.
"Biz aşağıdayız o zaman Hoseok. Hyunjin'e okulu gezdirmen bitince zamanın kalırsa gelirsin." Başımı sallayarak Namjoon'u onayladım ve Hyunjin ile beraber oradan uzaklaştık.
Jungkook'tan
Sınıfa gelmiştim ve aklımda tek bir düşünce vardı, bu Hyunjin kimdi?
Tanıdık geliyordu, fazla tanıdık...
"Ne düşünüyorsun Kook hyung?" Kafamı yanıma gelen Seungmin'e döndürdüm.
"Hiç bir şey, sadece okula yeni gelen çocuğa kafam takıldı. Tanıdık geliyor. Gördün mü onu?" Kaşlarını çatarak yanıma oturdu.
"Adı ne?"
"Hyunjin, galiba bizimle aynı bölümde."
"Oh Hwang Hyunjin, kapıda yazıyor. Siyah uzun saçlı bir çocuk. Arkadaşım Jeongin'in bir arkadaşı. Bana da tanıdık geliyor aslında. Eonjin nunanın yanından birisi olmasın?" Teorisiyle yüzümü buruşturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMÜŞ MELEKLER//SOPE//
FantasyYoongi ve Hoseok cennete çok iyi anlaşan iki küçük melekti. Ama bir gün ikiside cennetten dünyaya, ayrı yerlere, düştüler. Yoongi, Min ailesinin; Hoseok, Jung ailesinin yanında büyüdü. Ama üniversitede tekrar karşılaşacaklarını kim bilebilirdi ki?