Okul gercekten sıkıcı bir yer haline gelmişti. Öykü ile aramızın kötü olması da bu duruma etkendi tabi. Ama bugün okula gelmemişti ki zaten. Eve girdiğimde annem hazırlanmış dışarı çıkmak için paltosunu giyiyordu. Ama bugün farklı bir şekilde hazırlanmıştı. Yani daha bakımlı ve şıktı. Tamam her zaman bakımlı olurdu ama bugün daha farklıydı.
" Anne nereye gidiyorsun ? " dedim.
" Hani sana bahsetmiştim ya Ayşe hanım yeni bir kafe açtı diye orada çalışmaya başladım. Hem yemek , tatlı yapacağım. Hemde gerektiği zaman servise yardım edeceğim. " dedi mutlu bir şekilde.
Annemin böyle mutlu ve hevesli olması benim de hoşuma gitmişti. Babamın da her zaman annemi desteklemesi ile ilk defa çalışacaktı ve aşırı derece de heyecanlıydı aynı zamanda. Annemi öpüp gönderdikten sonra odama geçip üstümü değiştirdim. Mutfağa gittiğim de ise hiç beklemediğim bir görüntü ile karşılaştım. Annem yemek yapmamıştı. Oysa her zaman ben okuldan geldiğim de evde yemek olurdu. Anlaşılan annem çalışmaya başladığı için sabah yemek yapmaya ara vermişti. Bende her çalışan anne , babanın çocuğunun yaptığı gibi kendim bir şeyler yapacaktım. Bir nevi kendime bakmaya başlayacaktım yani.
İş başa düştü yapacak bir şey yok diyerek kettle da su kaynatıp tencereyi boşalttım tuz ve yağ ekledikten sonra boncuk makarnayı boşalttım içine. Makarnalar olurken derin yuvarlak borcam ' a yoğurt koyup sarımsak ve tuzu ezip içine atıp iyice karıştırdım yoğurdu. Makarna olunca süzgece alıp tencereye tereyağ koyup erittim ve sonra tekrar makarnayı tereyağ ile karıştırdım. Karıştırdıktan sonra yoğurda koyup karıştırdım ve yağ içine kırmızı biber koyup hafifçe ısıttıktan sonra hazırladığım yoğurtlu Makarna'nın üstüne döktüm. Televizyonun karşısına geçip Şeref Meselesi ' nin tekrarını açıp izlemeye başladım. Bu aralar aşırı derece de yemeye başlamıştım ve bu artık bir borcam makarnayı yemeye kadar çıkmıştı. Allah ' tan pazar günü temizliğe gidiyordum da biraz olsun zayıflama ihtimalim oluyordu. Yemeğimi yedikten sonra televizyonu kapatıp odama geçtim. Ezber yapıp üzerine test çözecektim. Daha edebiyata başlamamıştım bile o yüzden İslâmiyet Öncesi Türk Edebiyatı ' nda Sözlü Dönem ' in notlarını çıkarmaya başladım. Küçük yazarak bir sayfaya hepsini yazıp okumaya başladım. Bir süre sonra uykum geldiği için kendime kahve yaptım. Tekrar okumaya başladığım da yavaş yavaş ezberlemeye başlamıştım. Bir kaç kere daha okuyup sayfayı ters çevirerek aklımdan söylemeye başladım. Sonra da telefona ses kaydı yapıp diğer bölümü okumaya başladım.
Kapının çalmasıyla ezberlemeye ara verip hemen kapıya koştum. Kaç saattir çalışıyordum acaba ? Annem geldiğinde sıkıca ona sarılıp öpmeye başladım. Annem öpülmekten pek hoşlanmadığı için beni ittirmeye başladı ama ben daha çok ona sarıldım. Sonunda annem öpücüklerimden kurtulup içeri geçti ve oturdu. Yorgun gözüküyordu. Biraz oturduktan sonra annem mutfağa yemek yapmaya geçti bende tekrar odama geçtim. Derse geçmeden önce biraz internette dolanmak iyi olabilirdi. Hemen telefonundan instagrama girdim ve Öykü ' nün bugün Aygül ile birlikte çekilmiş resmini gördüm. Biz Aygül ' den nefret ederdik. Aslında Öykü hep böyleydi yalnızca biz hep beraber olduğumuz için onun bu yüzünü fazla görememiştim. Neyse sonuçta eskiden kardeşim demiştim ben bu kıza. Şimdi ne yaptığı , kiminle dolaştığı beni ilgilendirmez.
Akşam yemeğimizi yedikten sonra odama geçip ezberlediğim konunun testlerini çözdüm. Sonra yatağıma uzanıp kulaklığımı takarak Rihanna - We Found Love dinlemeye başladım. Bu şarkı her zaman bana nerden geldiğini bilmediğim bir enerji vermiştir. Biraz yatağımda uzanıp dinledikten sonra dayanamayarak ayağa kalkıp içimden geldiği gibi dans etmeye başladım. Tabi bir süre sonra hareketlerin salaklaşınca ve ben fark etmeden ses çıkarmış olmalıyım annem birden kapıyı açtı. Ellerim yukarıda popom hafifçe dışarı çıkık başımı yere eğmiş bir şekilde kaldım öyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK SIR
ChickLitKarakoldan çıktıktan sonra yeni ve asabi patronumun yanına gittim. Gerçekten havai fişek deposunu patlatmak istememiştim. Yanına yaklaştığımda; '' Simdi içeriye gireceğiz ve sen kimseye depoyu senin patlattığını söylemeyeceksin. Bu Bizim küçük sırr...