Eymen bey beni öperken öylece kalmıştım. Ne yapacağımı, nasıl bir cevap daha doğrusu karşılık vereceğimi bilmiyordum. Kapıda duran Eymen beyin dedesi ve amcası seslice öksürdüğünde Eymen bey beni bıraktı ve geri çekilerek belimde ki elini daha sıkılaştırıp beni iyice yanına çekti.'' Özür dileriz geldiğinizi duymadık. '' dedi.
Bu adamın derdi neydi. Sanki hep yaptığımız bir şeymiş gibi konuşuyordu. Karşımda ki adamlar da bana bir garip bakıyordu. Eymen bey bana baktıktan sonra:
'' Hayatım bu beyefendi benim dedem oluyor. '' dedi.
Karşımda ki lacivert bir takım elbise giymiş ve elindeki özel bir ağaçtan yapılma belli olduğu bastonu tutan adama. Gergince dedesine bakıp tebessüm ettim. Ama adam bakışlarını daha da sertleştirdi.
'' Yeter bu kadar gönder kızı. '' derken bana bakışları çok çirkindi.
Tamam şuan nasıl gözüktüğümü bilmiyorum ama. Kendimi çok kötü hissettiğim kesin. Gerçi salaklık bende sanki Eymen beyin sevgilisiymişim gibi birde gülümsüyorum adama. Eymen bey belimde ki elini sıkılaştırınca gergince ona baktım. Nasıl hissettiğimi anlamış gibi yavaşça bana yaklaşıp alnımdan öptü. Bu adamın derdi neydi? Ya da ne yapmaya çalışıyordu?
" Dede lütfen Derin'e saygılı davran o benim hayatımı paylaşacağım insan. " dedi.
Şuan gözlerim sonuna kadar açılmış Eymen beye bakıyordum. Ne dediğinin farkında mıydı acaba? Hata bende beni öptüğünde tokadı yapıştırıp gitmem gerekiyordu.
" Sen ne dediğinin farkında mısın Eymen? Senin evleneceğin kız çoktan belirlendi. Gönder şu kızı yanından. "
Adam bağırmaktan kızarmıştı. Ve şu haliyle gargamele benziyordu. Acaba Eymen bey beni gönderirse borcumu ödeyemeyecek miydim? Ya da direk ödememi mi isteyecekti benden. Aklımda bin bir soru dönerken öylece yere bakıyordum. Dedesi ile göz göze gelince gözlerinde ki küçümseme ve kızgınlık kendimi fazlalık ve kötü hissettirmişti. Eymen beyin belimde ki elini ittirerek kapıya doğru yürümeye başladım. Birden elimden tutulmasıyla hızla geriye dönüp sert bir gövdeye yaslanmış buldum kendimi. Eymen bey bana sıkıca sarılmıştı ve saçlarımı okşayıp başıma minik bir öpücük kondurdu.
" Dede son kez söylüyorum o benim hayatım. Evleneceksem onunla evlenirim. Sizin seçtiğiniz biriyle değil. "
'' Eymen hemen kızı gönder. Sabrımın sonuna geliyorum artık. '' derken ses tonu baya yükselmişti.
Eymen beye dönüp " Eymen be... " diyemeden sözümü kesti.
" Sen hazırlan beş dakikaya çıkarız. "
" Nereye? "
" Seni eve bırakıp geri döneceğim. "
" Gerek yok ben giderim. " dedim birde eve bırakılmakla ilgili laf yemek istemiyordum.
" Derin zaten canım sıkkın birde sen kafanın dikine gitme lütfen. Hem konuşmamız lazım. "
" Peki. " dedim ve eşyalarımı alıp lavaboya gittim.
Elimi yüzümü yıkayıp asansöre bindim ve zemin kata bastım. Biraz hava alsam iyi olacaktı. Dışarı çıktığımda olanlar tekrar beynimde yaşandı. Kendimi yine salak gibi hissettim. Hayır, niye güldüm orada? Kendimi basit biriymişim gibi gösterdim. Hem Eymen beyin derdi neydi? Temizlikçi ve aşçı yaptığı yetmiyormuş gibi şimdide çakma sevgili yapıyordu. Bende salak gibi kendimi kullandırıyordum. Şuan beynim ve kalbim kavgaya tutuşmuşlardı. İkisi de birbirine salak diyordu.
Sinirimin damarlarımda daha da hızlanarak beynime geldiğini hissettim. Beni bekle demişti ama beklemeye niyetim yoktu. Hızla holdingin bahçesinden çıkıp biraz ileride ki dolmuş durağına gittim. Akbil'imi çıkarıp cebime koydum ve kulaklığımı da alarak telefonuma taktım. Minibüsü beklerken hala kendime sinirlenmekle meşguldüm. Minibüsün geldiğini görünce biraz öne çıktım. Durduğunda önümdeki teyze ve amcanın binmesini bekleyip bindim. Uzun bir yolculuğum olacağı için boş koltuk aradım ama tabiki bulamadım.
Eve geldiğimde kendimi direk banyoya attım. Biraz gevşemem gerekiyordu. Suyun altında bütün gerginliğimden arınırken Eymen beyin öpüşü aklımdan gitmiyordu. Çok nazik ve bir o kadar da sahipleniciydi. O anki şoktan gözlerimi kapatamadığım için onun gözlerinin bana bakışı çok, çok farklıydı. Belki dedesini ve amcasını kandırmak için öpmüştü ama bende oluşan duyguları umursamamıştı. Tabiki bir kere öptü diye ona aşık olacak ya da hoşlanacak halim yoktu. Ama farklı hissetmiştim işte.
Saçlarımı son kez yıkayıp banyodan çıktım. Yeni aldığım su yeşili rengindeki bornozumu giyip saç havlumuda aldıktan sonra odama geçtim. Üzerimi giyinip saçlarımı taradım ve kurutup topuz yaptım. Bugün fazlasıyla aksiyonlu geçmiştiniz şuan çok rahattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK SIR
ChickLitKarakoldan çıktıktan sonra yeni ve asabi patronumun yanına gittim. Gerçekten havai fişek deposunu patlatmak istememiştim. Yanına yaklaştığımda; '' Simdi içeriye gireceğiz ve sen kimseye depoyu senin patlattığını söylemeyeceksin. Bu Bizim küçük sırr...