KÜÇÜK SIR

YENİ EVLİ ÇİFT

BERİL AKGÜN

Yiğit ile göz göze bakışıyorduk ve Yiğit'in neden buraya geldiğini anlamaya çalışıyordum. Biraz daha bakıştıktan sonra yavaş adımlarla içeriye girdi ve kapıyı kapattı. Anlamaz gözlerle ona bakarken bana hiçbir açıklama da bulunmadan yatağa gelip oturdu. Şuan onun sırtına bakıyordum ve bana dönmesini sabırsızca bekliyordum. Fakat beklememe rağmen Yiğit bana dönmeyip aynı pozisyonda oturmaya devam ediyordu. Düğünde ona olan kızgınlığım zaten geçmemişti birde beyefendinin beni umursamayan tavırları iyice beni germişti. Hızla yataktan kalkıp karşısına geçtim ve ona baktım. Göz göze geldiğimiz de ilk başlarda ki donukluk gitmiş alayla bana bakıyordu.

'' Yiğit. '' diye bağırdım.

Gerçekten bu adam beni deli ediyordu. Yiğit beni takmayıp yavaş hareketlerle pikenin altına girdi ve yastığa başını yaslayarak gözlerini kapattı. Ben şaşkınlıkla ona bakarken mırıldanırcasına

'' Teşekkürler sevgili karıcım görevimizi tamamlamış bulunduk. Hizmetçiler bağırışını dedeme söyleyecektir. '' dedi.

Öylece Yiğit'e bakarken neyi ima ettiğini anlayınca şaşkınlıktan ağzım yavaşça açıldı. Sonra bunu anlamanın ve kandırıldığımı hissetmenin verdiği sinirle yavaşça kapandı ve gözlerimden ateş çıktığına eminim.

'' Ya sen ne utanmaz bir adamsın. ''

'' Bunun utanmazlıkla ne alakası var Beril? Zaten bir yanlışımızı gözlüyorlar. Ellerine koz mu geçsin? ''

'' Ne yani biz seninle mi uyuyacağız? ''

'' Tabi ki de tüm evli çiftler gibi. ''

'' İnanamıyorum sana. Beni kandırdın. Aramızda hiçbir yakınlık olmayacaktı ve ayrı ayrı takılacaktık fakat sen bana beraber yatacağız diyorsun. Hayatta olmaz. ''

'' Beril zaten ayrı uyuyacaktık ama amcamlar evimize yeni bir hizmetçi gönderdiler. Bizi kontrol etmek için. Ve emin ol her şey benim kontrolüm haricinde oldu. ''

'' Senin yüzünü bile görmeyi istemiyorum. '' dedim kızgın sesimle.

Hala ona kızgın ve kırgındım. Ne olursa olsun benden biliyordu ve bana verdiği sözleri de tutmuyordu. Resmen istemediğim ot burnumun dibinde bitiyordu. Yiğit'e baktığımda hiç yerinden kalkacağa benzemiyordu. Odadan çıkıp gitmek tamamen sözleşmeye aykırıydı. Yani ifşa olursak tüm suç bendeydi. Kimse kusura bakmasın ama onunla uyumayacağım diye salak salak gidip yere falan da yatmazdım. Sonra sabah bir bakmışım yataktayım. Aaa ben ŞOK!!! Çok klişe ve çok saçma salak hareketler yani. Hayır yani salak mısın? O seni alıp yatağa koyunca birlikte uyumuş olmuyor musunuz? Neyse...

Yatağa geçip uzandım. Zaten Yiğit'in de beni pek taktığı yoktu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Yiğit'in hareket etmesiyle yatakta biraz hareket etsemde olduğum şekli hiç bozmadan durmayı başardım. Bir saniye sonra belimden tutulup geri doğru çekilince şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Yiğit beni sıkıca belimden tutmuş ve sırtımı göğsüne yaslamıştı. Dudaklarını kulağa değdirerek konuşmaya başladı.

'' Her defasında sana kızıyorum küçük. Biliyorum haksızım ama insan en çok kimi severse ona kırılırmış. Bendeki de o hesap. '' dedi.

Yiğit'i bu kadar yakında hissederken ister istemez geriliyordum. Alışık değildim bu kadar yakınma olmasına. Karnımdan başlayan hafif dalgalanma ve bununla birlikte gelen boşluk hissi beni hem heyecanlandırıp hem de gerginliğe götürüyordu. Ayrıca dediklerini mantık süzgecimden geçirdiğim zaman bana seni seviyorum demişti. Tamam belki o anlamda değildi ama yine de buna benzer bir anlamdı.