Tanıtım

27K 942 158
                                    

Merhaba arkadaşlar yeni hikayemle karşınızdayım. Beğenmeniz dileğiyle. HİKAYE TEMMUZ ' DA BAŞLAYACAK.

******

Karakterler ;

Derin Gürmen ; Candice swanepoel

Eymen Değirmenci; Nicolaj Coster 

Beril Akgün ; Tuba Büyüküstün

Yiğit Kılıç ; Kellan Lutz

Polis memuru anne ve babama sürekli olarak beni kötülüyordu. Sanki beni tanıyormuş ve herşeyi kendi gözleri ile görmüş gibi anlatıyordu tüm olanları.

'' Bakın hanımefendi kızınız havai fişek deposunu patlattı. Ve adam şikayetçi. Kızınız 18 yaşında olduğu için tüm sorumluluk kendi üzerinde. Ya verdiği zararı karşılayacak ya da mahkemeye göndereceğiz. ''

Canım annemin gözleri dolmuş , polis memuruna bakıyordu. Ona bunları yaşattığım için çok üzgündüm ama gerçekten bilerek ve isteyerek yapmamıştım. Okul bitince en yakın arkadaşım Öykü ile iki alt sokağımızda ki havai fişek deposuna gitmiştik. Öykü siğara içecekti ama dışarıda okul forması ile sigara içerken görülünce okuldan atılma ihtimali olduğu için depoya giderdik. Her zaman ki gibi Öykü sigarasını içiyor bende onu bekliyordum. Dışarıdan sesler gelince başımı uzatıp baktım ama kimseyi göremedim. Öykü bana seslenip ;

'' Derin şunu tutsana , çantamdan parfümümü çıkaracağım. '' diyerek sigarasını bana verdi.

Bende elimde sigarayı tutarken deponun bahçesine araba girince ikimizde telaşlandık. Buraya girdiğimiz kapıdan çıkamazdık çünkü ; kapının kilidini Öykü tel toka ve cımbız ile açıp tekrar kilitlemişti. Yani onlar gidene kadar depoda mahsur kalmıştık. Depoya birileri girip kapıyı açık bırakınca Öykü ile beraber kapıya doğru yavaş yavaş yürümeye başladık. Aynı zamanda havai fişekleri üst üste dizleri için onlara değmemeye çalışıyorduk. Kapının tam çıkışına gelince adamların ellerinde kolilerle dışarı doğru gelmeye başladıklarını gördüm ve Öykü ' yüde çekerek diğer tarafta çıkmalarını bekledik. Hepsi dışarı çıkınca bizde hızlı hızlı gidiyorduk ki elimin yanmasıyla uzun zamandır tutup fark etmediğim sigarayı yere attım. Ve nereye attığıma bakamadan da dışarı koşmaya başladım Öykü sayesinde.

Bahçeye çıktığımızda siyah bir minibüse kolileri koyan adamlarla göz göze geldik. Bize anlamaz bir şekilde bakıyorlardı. Sonuçta hala deponun bahçesindeyiz. Öykü ile birbirimize bakıp tekrar adamlara baktığımızda bize gel işareti yaptılar. Bizde başımız önde onlara doğru ilerlemeye başladık. Tam yanlarına yaklaşmıştık ki. Arkamızda bir patlama oldu. Daha ne olduğunu anlamadan hepimiz yere çöktük. Başımı kaldırdığımda havada patlayan havai fişekleri görünce neye uğradığımı şaşırdım. Sonra tekrar bir patlama oldu ve depo yanmaya başladı. Şaşkınlıkla etrafıma bakarken Öykü ' nün koşarak uzaklaştığını gördüm. 

Pislik ! En yakın arkadaiımdı o benim. Hemde herşey onun yüzünden olmuştu. Ne vardı sigara içmeseydi , ölür müydü ? Yerde uzanmış öyleye beklerken bir çift ayakkabı görünce başımı yavaşça yukarı kaldırdım. Biraz önce kolileri taşıyan adamlardan biri dik dik bana bakıyordu. Bana doğru eğilip , elimden tutup kaldırdı. Çok sert bakıyordu. Biliyorum haklılar ama tek suçlu ben değilimki. Gerçi Öykü hiçbir suçu kendi üzerine almaz ama. Yine de onun adını söyleyeceğim. Kim ne derse desin tüm suç bende değil ve salak gibi herşeyi kendi üzerime alacak değilim. Adam beni arabaya doğru götürürken korkmadım değil. Tam arabanın kenarına gelmişken ;

'' Ne yapıyorsunuz siz ? Binmeyeceğim arabaya. '' dedim.

'' Bineceksin küçük hanım. Arkadaşın gibi kaçmana izin vermem. Karakola gideceğiz.  '' dedi.

Şimdi ne yapacaktım ? Adamlar depodan çıkarken gördüler ve sonuçta sigara benim elimdeydi. Her ne kadar tek başıma işlememiş olsam da şuan tek başımaydım ve dostum beni satmıştı. Ben her ne olursa olsun onu bırakmazdım. Ama artık olan oldu , polisleri beklemekten başka seçeneğim yok. Arabada karakola giderken annemlere ne hesap vereceğimi düşünüyordum. Hoş nasıl anlatırsam anlatayım yine suçluydum.

Annem ve babam gelmiş polis memuru da sağolsun beni kötülemekle meşgulken deponun sahibinin geldiğini söylediler. Ama  adam bizim yanımıza gelmedi. Yan odada olduğunu ve bizimle muhatap olmayacağını söylediler. Avukatı ilgilenecekmiş bizimle.

'' Muhatap olmadığını ? '' Muhatap olmamak ne demek ? Sen kimsin ki bizi ezebiliyorsun ? Avukatı yanımıza gelip polis memuruna bir dosya verdi. Polis dosyaya baktıktan sonra dosyayı babama verdi ve arkasına yaslandı. Bende babama bakmaya başladım.

'' 100.000 Tl mi ? '' dedi sadece. 

O kadar parayı ödeyemezdik ki biz ? Ancak bir ömür boyu taksitle çalışarak öderdik. Babam kocaman açtığı gözleriyle bana bakarak ;

'' Oraya gidip sigara içmeyi ve depoyu patlatmayı bildiysen , yaptığın şeyin sonucunda oluşan borcunu da ödemeyi sen bileceksin ! '' dedi ve annemide alarak dışarı doğru yürümeye başladı.

Annem giderken babamı durdurmaya çalışıyordu ama babam durmadı. Şaşırmadım çünkü yarım saat sonra babam geri gelecek ve yanımda olacak. Şuan sadece çok sinirli olduğu için böyle yapıyor. Hep böyle olur.

Tabi ben aval aval oturup polis memuruna bakarken onlarda bana sessizce bakıyorlardı. Yan odadan adım sesleri geldiğinde yavaşça başımı kaldırıp gelen kişiye baktım. En fazla 30 yaşında gibi duruyordu. Sarışın , mavi gözlü hoş bir adamdı. Ama şuan beni öldürecek gibi bakıyordu. Avukat ;

'' Eymen bey depoyu patlatan şahız. '' diyerek beni gösterdi.

Eymen beyde polis memuruna dönerek ;

'' Müsade ederseniz küçük hanımla özel olarak konuşmak istiyorum. '' dedi.

Odada yanlız kaldığımızda ;

'' Evet küçük hanım. Lütfen depoyu patlatırken ne düşündüğünüzü söyler misiniz ? '' dedi.

'' Evet. Güzel soru fakat bir şey düşünmedim. Yanlışlıkla oldu. Gerçekten zaten asıl olarak tüm suç benim değil. Yani yanımda arkadaşım vardı. O sigara içiyordu ve sonra çantasından parfüm çıkarmak için sigarayı bana verdi. Çıkışın oraya geldiğimizde de sigarayı unutup elimi yaktığım için birden sigarayı attım ve dışarı çıktık. Sonra bum oldu. ''

'' Bum mu oldu ? ''

diyerek dediğim şeyin saçmalığını yüzüme vurdu. 

'' Bakın ben bu parayı ödeyemem. ''

'' Hmm. Peki benim zararım nasıl karşılanacak ? ''

'' Özür dilerim gerçekten. '' dedim gözlerim dolarken.

'' Küçük hemen ağlamaya başlama. '' dedi ve sonra kalkarak dışarı çıktı.

Polis geldiğinde hakkımda suç duyurusu yapıldığını ve yarın mahkemeye çıkacağımı söyledi. Bugün evime gidebilirmişim. Tabi yanımda bir polis memuru ile birlikte.

Dışarı çıktığımda Eymen bey ile göz göze geldik. Ağladığımı görmesin diye hemen göz yaşlarımı sildim. Eymen bey geri içeri girerken peşinden gidip gitmemek konusunda kararsız kaldım. Sonra gitsemde birşeyin değişmeyeceğini düşündüğüm için polis arabasına doğru yürümeye başladım. Arabaya binecekken bir tane polis memuru beni çağırdı ve yanına yaklaştığımda ;

'' Eymen bey suç duyurusunu geri çekti. '' dedi.

İçeri girip Eymen beyin yanına gittim. Henüz ben konuşmaya başlamadan ;

'' Artık yeni patronunum bunu bil yeter. '' dedi ve dışarı doğru yürümeye başladı. 

Dışarı çıkıp yeni ve asabi patronumun yanına gittim. 

'' Şimdi içeri gireceğiz ve sen kimseye depoyu senin patlattığını söylemeyeceksin. Bu bizim küçük sırrımız olacak. dedi.

'' Neden ceza almamı engellediniz ? ''

'' Çünkü senin için planlarım var küçük kız. '' 

Başıma neler gelecekti bakalım. Hadi hayırlısı !

KÜÇÜK SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin