İMTİHAN

GIYBET

"Evet arkadaşlar konumuz gıybet. Sohbete bir ayetle başlamak istiyorum; hucurat sûresi 12.ayet. 'Ey o bütün iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır, birbirinizin gizli hallerini araştırmayın da birbirinizin gıybetini de yapmayın! Hiç arzu eder mi ki biriniz, kardeşinin ölü halinde iken etini yesin? İşte bundan tiksindiniz.. O halde Allah'a karşı gelmekten sakının, Allah tövbeleri çok kabul edendir,çok merhametlidir.' evet arkadaşlar aslında hepimiz gıybetin günah olduğunu biliyoruz ama şu devirde bir müslümanın en çok zorlandığı günahlardan biri yalan diğeri gıybettir.

Gıybet artık bize küçük bir günahmış gibi geliyor, masumiyet çerçevesine alınmış, alışılmış bir günah...

Halbu ki gıybet öylesine pis birşeydir ki Rabbim ölü halinde iken kardeşinin etini yemekle bir tutmuş. Bakın şuna dikkat edin; ölü halinde iken. Yani artık o size karşı koyamaz, kendini savunamaz halinde iken.

Gıybet tam olarak nedir derseniz, en anlaşılır dedikodu demektir. Yani bir kişi hakkında yanınızda olsa söylediklerinize darılacak şekilde sözleri o yokken başkasına anlatmak.

Gıybeti kimler yapar? Gıybet, ehl-i adavet ve ehl-i hased kişilerin kullandığı çok alçakça bir silahtır. Ehl-i adavet düşmanlık,kin besleyen kişi demektir. Ehl-i hased ise kıskanç ,hased kişi demektir.. Dikkat edin ehl-i adavet ve ehl-i hased kisilerden olmayın.

Gıybet yaparken kullandığımız bazı bahaneler vardır. Yaptığımız günahı nefsimiz kabul etmez ve bahane uydurur. Bu bahanelerden en çok şunlar kullanılıyor; ben yüzüne de söylerim, ona da söylüyorum. Bunu dediğimiz zaman gıybet yapmamış olmuyorsunuz arkadaşlar. Gıybet için ne dedik yanınızda olsa söylediğinize darılacak şeyleri arkasından söylemek. Sen ona da söylüyorsun da o senin söylediğine yine kırılıyor. Bu bahane ve diğerleri nefsimizin bize gıybeti günah değilmiş gibi gösterme çabalarıdır.

Diğer bir bahane ise; söylediklerim yalan değil ki..doğruyu söylüyorum.. Gibi cümleler. Arkadaşlar gıybet zaten o kişide olan kötü bir özelliği arkasından söylemektir. Yani evet doğruyu söylüyorsun ama gıybet ediyorsun. Eğer doğru değilde yalan olsaydı daha kötü. Hem gıybet etmiş hem de iftira etmiş oluyorsunuz.

Peki gıybetin kefareti nedir? O kişiden helallik almak ve tevbe etmek. Ama helallik almak da gidip 'bana hakkını helal et' demek değil. Ona onun gıybetini ettiğini söyleyip de helallik alacaksın. Belki gıybet ettiğini duyunca helal etmeyecek. Bir de tövbe edeceksin ki bu tövbenden dönmeyeceksin.

Gıybetin kefaretini söyledik. Bazı gıybetler vardır ki onun kefaretini yapamazsın. Bunlar umumi gıybettir. Yani genel isimle yapılan gıybet. Ne gibi? Mesela, falanca tarikat varya onlarda hiç ilim yok sırf zikir ne bir kitap okuma ne birşey. Gibi. Bunları söylerken o tarikatın geçmiş mensuplarını işin içine kattın. Nasıl helallik alacaksın? Mezardan mı kaldıracaksın adamı? Geçmiş yetmedi şimdiki mensuplarını kattın. Nasıl hepsini bulacak helallik alacaksın? Yine yetmedi gelecekteki mensupları da kattın. Onları ne yapacaksın? Sadece bu da değil bir de öyle olmayanlar var. Hani sırf zikir olmayıp ilim okuyanlar.. Bir de onlara iftira ettin. En kötü gıybet budur.

Arkadaşlar biz anlatıyoruz da bir de gıybetin şu yönü var ki ; gıybet bizim salih amellerimizi götürür. Bir kişi düşünün ki buluğ çağına girdiğinde beş vakit namazını kılsın. Ramazan orucunu da tutsun. Hadi tesettüre de girsin. Gece kalkıp teheccüdünü de kılsın. Zekatını versin, sadakasını da versin. Durumu olsun da hacc vazifesini de yerine getirsin. Deriz ki bu kişi cennetliktir,biz bilemeyiz de. Kıyamet günü amel defterleri açılacak. Bu kişi beş vakit namazını kılmıştı değil mi? Yok. Niye,gıybet etmiş. Orucunu tutmuştu. Yine yok. Gıybet etmiş çünkü. Tesettüre girmiş,zekatını vermiş,teheccüde kalkmış,hacca gitmiş. Hiçbiri yok. Nereye gittiler? Gıybet yedi bitirdi. Bu kişi gıybet edilen bir ortamda bulunmuş kendisi gıybetten menedeceği yerde gıybet etmiş,ahirette zararlı çıkan o olmuş. Ki bahsettiğimiz kişi tüm farzlarını yerine getirmiş bir de ekstrasını yapmıştı. Bizim halimiz nice olur?