~ZEYNEP BETÜL~
Teyzem gidince ben de düşüncelere dalmıştım. Sahi ne kadar da çabuk teyzem olarak kabullenmiştim? Peki ya dedikleri? Gerçekten öyle mi olurdu? Hiç düşünmemiştim ne olacağımızı. Yalnızca acımı yaşamanın peşinde sürekli anılarla boğuşup ağlarken, sular çekilip de biz bize kaldığımızda ne olacağını hiç düşünmemiştim. Abim beni bırakıp gitmezdi. Ben burayı bırakıp gitmezdim. Ama abimin okuluna engel olamazdım. O küçüklükten beri kurduğu hayali benim için bir kenara atarken sessiz kalamazdım. İstanbul'da Hilal annemlerin yanında yine kalamazdım. Hira'nın dayısının oğlu okumak için oradaydı ve gidecek bir başka yeride yoktu. Ev zaten küçüktü ve Hira sorun yaşarken ben de sorun çıkartamazdım onlara. Başka bir akrabamız yoktu kalabileceğim. Öğrenci yurdunda kalmamı da abim istemezdi. Hiçbir zaman yurt ortamını sevmediği için beni de bırakmazdı.
Herşey bir yana ben bu kadar anının içinde nasıl alışacaktım onlarsızlığa? Peki teyzeme güvenebilir miydim? Sanmıyorum, oldukça üzgün ve pişman görünse de ona da güvenemezdim. Ancak ortada bir de anlaşma vardı. Annemin ve teyzemin yaptığı anlaşmaya göre de aslında teyzemin beni her türlü yanında götürmesi gerekiyordu.
Ne saçma bir sözdü bu? Hiç düşünmemişler miydi ya aramız bozulur da barışmazsak diye? Gerçi kim kardeşiyle böylesine yıllarca ayrı kalacağını düşünür ki?
Düşüncelerim bir o yana bir bu yana kayarken arada bir hıçkırıklar da geliyordu. Düşünüyordum ama bir çıkar yol da bulamıyordum. Bütün çözümler sonucunda abimin bazı şeylerden vazgeçmesi gerekiyordu ama ben buna izin vermezdim. Benim için hayallerini bir köşeye atmasına nasıl razı olabilirim ki?
Teyzemin teklifini düşündüm. Aslında bir teklif değildi bu, sadece benim razı olmamı bekliyordu. Eğer onunla gidersen abim de benim kararına bağlı eğitimine devam edecekti. Yani yurtdışına gidecekti. Ben özel bir okulda okuyup büyük ihtimalle çok daha yüksek bir puanla mezun olacaktım. Maddi açıdan da bir sıkıntımız olmayacaktı ama abim o kadının parasını kullanmak istemezdi. Bunun yanında anılardan uzaklaşıp yokluklarına daha kolay alışırdım galiba.
Gayet iyi bir çözüm gibi duran bu teklifin başka bir boyutu vardı. Ben onlarla nasıl geçinecektim? Annem zaten dinini yaşamak istediği için babası onu kapı dışarı etmiş. Bana baskı yapmayacaklarını bilemezdim.
Bu konuyu tek başıma karara bağlayamazdım. Yataktan kalktım ve odadan çıktım. Abimin odasına doğru giderken evin her köşesinde buram buram anı vardı. Evet gerçekten ben bu evde bu acıya katlanamazdım. Ya aklımı yitirirdim ya daha kötüsünü yapardım.
Kapıyı tıklayıp içeri girerken Hira'nın bu gece Hilal annemle yattığını gördüm. Odada ayak ayağa kanepeye yatmış Hira ve Hilal annem vardı. Diğer kanepede yatak vardı ama boştu. Ben içeri girince doğrulan Hilal annem önce kaşlarını kaldırıp sonra indirdi.
"Kızım?"
Dediği kelimeyle dudaklarım titrerken gözlerimi tavana kaldırdım.
"Anne.."
"Gel canımın içi gel."
Yataktan kalkıp diğer kanepeye beni de çekip oturdu. Başımı göğsüne yaslayıp kolunu omzuna doladı.
"Anne, ne yapacağım? Nasıl dayanacağım?"
"Sabredeceğiz kızım, daha kötüler var deyip sabredeceğiz. Derdi veren dermanını da verir."
"O kadın..teyzem bana birşeyler söyledi. Annemle bir sözleri varmış."
"Biliyorum annen söylemişti."
"Annem ne demişti? Yani böyle bir durumda..."
"O teyzene birşey olsa sözünü tutacağını söylemişti."
"Peki bu durumda?"
Derin bir nefes aldı. Söylemek istemiyor gibiydi.
"Bu durumda teyzenden bir söz alman koşulunda kabul etmeni istemişti. Ama Betül böyle bir şeyi yapmak zorunda değilsin. Biz varız."
"Yapmak zorundayım anne, abimin gidebilmesi için benim bu teklifi kabul etmem gerek. Almam gereken söz ne?"
"Dinini yaşamana karışmamaları için bir söz alacaksın."
"İyi de nasıl güveneceğim ben onun sözüne?"
"Verdiği sözleri tutar. Kendine ters düşse bile söz vermişse tutar. Betül.."
"Anne dayanamam, burada bu evdeyken dayanamam. Sizin yanınızdayken, her yerde anı varken dayanamam. Hem zaten sizinle kalamam ki, yeğenin var. Onu da zor durumda bırakamam. Hele ki bu evde... Boş bir anıma gelir de kendime hakim olamazsam.."
"Allah korusun o nasıl söz öyle? Betül Yusuf zaten bırakıp gitmez ki seni."
"Teyzemle konuşmuşlar, ben kabul edersem eğer o da kabul edecek. Abim nerede?"
"Sevilay'da kalacak."
"Elif ablayla Sevilay teyze?"
"Gelirler şimdi yatakları yapacaklardı."
"Teyzem nerede peki?"
"Otelde kalıyormuş o."
Kaşlarımı çattım. Ne gerek vardı ki. Tamam pek sevilmiyor ve istenmiyordu ama evden kovacak degildik.
"Anne nasıl emin olabilirim? Hayırlı mı değil mi bilemiyorum."
"İstihareye yat, biz de bilemeyiz. Biliyor musun?"
"Duydum ama hiç yapmadım."
"Tüm vakitleri kıldın değil mi?"
Kafamı salladım.
"Önce iki rekat namaz kılıyorsun, birinci rekatta zammı sure olarak Kafirun, ikinci rekatta da İhlas okuyorsun. Bitirdikten sonra istihare duasını okuyorsun ve kimseyle konuşmadan kıbleye dönerek ve bu işi düşünerek uyuyorsun. Rüyanda beyaz ya da yeşil görürsen hayra, kırmızı ya da siyah görürsen şerre işarettir."
"İstihare duası ne?"
"Namaz kitaplarında vardır, aslında bunun yedi gece yapılması uygun ama tek gece de yapılabilir."
Sevilay teyze ve Elif abla yavaşça odaya girdiler.
"Aa Betül uyumadın mı sen daha?" Sevilay teyze şaşkınca bakarken ben içimden kaç gündür uyumuyorum ki zaten dedim.
"Ben gideyim o zaman Allah rahatlık versin." diyerek çıktım odadan.
Önce abdest aldım, sonra odamdaki namaz kitabından duayı buldum.
Allahümme inni estehirüke bi-ilmike ve estaktirğke bi-kudretike ve es'elüke min fadlikel!azim fe inneke takdirü ve la akdirü ve ta'lemü vela a'lemü ve ente allamül-guyüp. Allahümme in kunte ta'lemu enne hazal, emre hayrun li fi dini ve meaşi ve akibeti emri acili emri ve acilihi fakdirhu li ve yessirhu li summe barik li fih. Ve in kunte ta'lemu enne haza'l-emre şerrun li fi dini ve meaşi ve akıbeti emri acili emri ve acilihi fasrifhu anni vasrifni anhu va'kir liyelhayra haysu kane sume ardini bih."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMTİHAN
Teen Fiction"Hemen oradan kalk minik yobaz! Yoksa ilk günden hayatta unutamayacağın kötü şeyler yaşamak zorunda kalırsın." Şaşkınca Ona bakarken zaten yaşayabileceğim kadar kötüsünü yaşadığımı ve Onun bana daha fazlasını yaşatamayacağını düşünüyordum da O bilmi...