9

468 67 41
                                    

Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen
_

"O bant kafa hala hatırlamıyor mu?" diye sordu Bakugou. Ama içten içe hem kendisi hem de kurdu omegasını çok merak ediyordu.

Derin bir nefes çekti Kaminari. Bakugou yarım saatte bir aynı soruyu soruyordu. Odadakiler arkadaşlarına empati kuruyorlar ve ne durumda olduğunu anlıyorlardı fakat Lida ile de ilgilenmelilerdi.

"Hayır." diye cevapladı kısaca Kirishima. İno kendini salmıştı sürekli ağlıyordu. Mitsuki ne kadar üzülsede bu ortamda soğukkanlı birinin olması gerekiyordu. Bu iş mecbur ona kalmıştı.

"Yakın bir zamanda bulacağız merak etme." Mitsuki oğlunun sırtını destek verircesine okşadı.

-4 AY SONRA-

"Hani yakın zamanda bulacaktık koca karı! Dört ay geçti koskoca dört ay!" Diye bağırdı Katsuki.
Bazen eşinin kokusunu unutacak gibi oluyordu bu yüzden kendine yuva hazırlamıştı. Yuva tamamen izuku'nun kıyafetlerinde oluşuyordu. Geceler boyu ağlıyor sabah diğerlerinin yanında sakin kalmaya çalışıyordu. Fakat herkes anlıyordu. Gözlerinin altı her zaman torbalı ve mor gezerdi.

Mitsuki sessiz kaldı bir cevabı yoktu. İçeriye aniden Mina ve yanıında Sero girdi. "Sero bir şey hatırlamış!"

Katsuki'nin kalbi yerinden çıkacak gibiydi. "Umarım kayda değer bir şeydir." diyerek hızlıca ayağa kalktı.

"O gün ara sokakta Shigaraki Tomura'yı hatırlıyorum. Vücudumu uyuşturduklarını bir odada olduğumuzu hatırlıyorum." dedi düşünerek ve emin olarak anlatmaya çalışıyordu.

Katsuki patlamaya hazırdı. "Bu boş şey için bunu çağırdın! Bu hafta üçüncü oluyor bu!"

Sero hızlı hızlı ellerini sallayarak "Hayır hayır!" Katsuki dinlemeden odadan çıkmaya hareketlendi. Yoksa ciddi anlamda birinin kalbini ya da kafasını kıracaktı. Sero onu durdurmak için konuştu.

"Deku!" dedi. Katsuki durdu ve hızlıca arkasını döndü. "Ne dedin?"

"Deku da oradaydı."

"S-sen," çatallaşmış sesini düzeltmeye çalıştı. "Emin misin o olduğuna?"

"Yeşil saçlarını hatırlıyorum. Ve," kafasını yere eğdi "ne kadar söylemek istemesemde-"

"Lafı ağzında geveleyip durma!"

"Onun çok yarası vardı. Vücudunda, yüzünde, kollarında... Sadece bunlar var aklımda. Konuştuk mu hatırlamıyorum."

Katsuki geriledi. Kurdu sürekli huzursuzdu, bunu omeganın yokluğundan sanıyordu fakat kurdu hissediyordu omeganın acısını.

Bakugou soğukkanlılığı ile konuştu. "Bu sefer villainlerin yerini bulmak için daha detaylı çalışacağız, herkes ajanslarına söylesin." sesi tek bir tonda çıkmıştı. Ani değişikliğine şaşırırlarken Katsuki'nin aklından toparlanması gerektiği geçiyordu.

----

"Shigaraki hiç bir faydası yok. Vermemekte kararlı. Farklı bir yöntem denemelisin." Deku'ya ilaçlarını vermiş yine bir doz iğnesini vurmuştu Shigaraki. Yanındaki doktor, Deku'nun sağlığını kontrol etmek için gelmişti.

"Psikolojisi gitikçe bozuluyor. İlacın dozunu sana azalt demiştim. Ne kadar azalttın?"

"Bir iğne çıkardım."

"Daha da azaltmalısın. Yemeklerinden kim sorumlu?" Shigaraki omuz silkti.

"Bilmiyorsun değil mi?"

"Ben sadece işime bakarım. Gerisi beni ilgilendirmiyor."

"Dört buçuk ay boyunca nasıl yaşadı hayret ediyorum." diye mırıldandı. O sırada elinde bir tabak ile Toga ve Dabi geldi.

"Yemekler ile siz ilgileniyorsunuz değil mi?"

"Evet." dedi Dabi tekdüze bir ses ile.

"Deku çok zayıflamış durumda-"

"Farkındayım." diyerek sözünü kesti Dabi. "İlaçlar yüzünden kendini her an hayal dünyasında sanıyor bu yüzden sürekli 'uyanınca yerim' ya da 'daha az önce yedim' deyip duruyor."

Doktor elindeki kağıda bir şeyler yazdı.

"İlacın dozunu düşüreceğim." hala yanlarında olan Shigaraki'ye döndü. "Başka çözümler bulsan iyi olur. Ciddden dört ay boyunca sadece bununla mı uğraştın?"

"Tabi ki başka yollar denedim. O yaraları nasıl oluştu sanıyordun."

"Karnındaki kesikler?"

"Küçük bir tehdit." Doktor olumsuzca kafa salladı ve derin bir nefes çekti. "Önceki doktor daha iyiydi. En azından korkusundan konuşamıyordu." Doktor onu duymazlıktan geldi.

"Şu an yeni bir doz vurulmadı. Dinlenmesi gerekiyor. Hem bebek hem de onun sağlığı için." Yandan bir bakış attı Shigaraki'ye ve Dabi ile birkaç konuşma yaptıktan sonra -Dabi ne kadar umursamaz olsa da can kulağıyla dinlemişti- gitti. Dabi ise Toga ile beraber İzuku'nun yanına girdi.

Deku yorgunluktan uyuyakalmıştı. İlk günlerinin aksine beyaz olan teninin çoğu kısmı morluk, kızarıklık ve kesiklerden oluşuyordu. Gözleri çökmüş, altı torbalanmış ve morarmıştı. Yanakları hala ıslaktı.

Dabi onun yeni uykuya dalmış olduğunu kolaylıkla anladı. İlaç vurulmadığına göre etkisinde değildi. Rahatlıkla uyuyabilirdi. 'Umarım.' diye geçirdi içinden Dabi.

Sessiz olmaya özen göstererek tabakları masaya bıraktılar. Toga birkaç işi olduğunu söyleyip çıktı.
Deku uyanana kadar biraz dinlenecekti Dabi. Görevden yeni gelmişti. Oturduğu sandalyede geriye yaslandı ve gözlerini kapattı.

Yaklaşık beş dakika geçmişti ki odada sızlanma sesleri gelmeye başladı. Deku uykusunda titriyor karnını tutuyordu. Dabi hışımla ayağa kalktı.

"Deku?" Hafifçe sarstı omuzlarından. Korkutmamaya çalışıyordu. Deku yavaşça gözlerini açtı.

"Acıyor." diye sızlandı.

"Karnın mı?"

"E-evet."

"Doktor uzaklaşmamıştır." Hızlıca ayağa kalktı. Küf ve rutubet kokmuş kattan yukarı çıktı.

"Doktor nerede! Deku'ya bir şeyler oluyor."

"Yeni gitti. Kurogiri'ye de götürsün seni." dedi Shigaraki. Elindeki sodayı içmeye devam ediyordu.

Dabi hızlıca bar kısmına ilerledi. Bardakları silen Kurogiri'ye yaklaştı. "Deku iyi değil. Doktorun yanına gitmeliyiz."

"Shigaraki'nin haberi var değil mi?"

"Bebek tehlikede diyorum Shigaraki diyorsun! Dalga mı geçiyorsun."

"Yani var mı?"

"Evet, lanet olasının haberi var!"

----

hellüssss

Eklememi eklediğiniz bir kısım varsa söyleyin
Saygı çerçevesinde olan her eleştiriye açığım.

Görüşürüz ramenlerim🍜🍜🍜

oylarınızı eksik etmeyin

_

('')

KORKU | BakuDeku [omegaverse]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin