Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen
( •̀ ω •́ )✧
Dabi görevden gelip kendini koltuğa attı. Kurogiri'den içecek bir şeyler istedi. İçecek hazırlanınca masaya geçti. Kurogiri, Shigaraki'nin yanına gitmişti. Dabi aklına gelen şeyle güldü.
"O aptal kanata verdiği yemek sözünü hatırlatmalıyım." Bir yudum daha aldı. Sarhoş değildi, çakırkeyif olmuştu.
"Deku'ya benden sonra yemek götürdünüz mü?"
Yanındaki villain başını iki yana salladı. İçeceğini bitirip hızlıca yemek(?) hazırlamaya başladı.
Aşağıya indiğinde Deku arkası dönük uyuyordu. Tabağı küçük masaya bıraktı."Uyanana kadar biraz dinlenebilirim sanırım." derken kendini sandalyeye bıraktı. Gözlerini kapattığında bir mırıldanma duydu. Tanımadığı sese aitti. Deku'nun yanına ilerledi.
"Deku iyi mis-" gördüğü bebekle durdu.
"Hadi canım. O kadar sarhoş muyum?" Yanağını tokatladı. "Rüya mı görüyorum lan yoksa?" Biraz sonra bebek şaşkın şaşkın bakıp acıktığında ağlamaya başladı.Deku hemen uyandı. Etrafına bakmadan bebeğini aldı kucağına. Dikişlerinin ve zincirlerin izin verdiği kadar hareket edebiliyordu
"Gerçek mi bu?" diyen sese döndü.
"Bilmiyorum." diye mırıldandı.
"Bugün mü..." Cümleye nasıl devam edeceğini bilemedi.
"Evet, bugün doğdu." diye cevap verdi. Soracağı soruyu anlamıştı. "Bugün ayın kaçı? Doğum gününü bilmek istiyorum."
"11 Mayıs.""O- o çok farklı görünüyor."
"Albino bir kızım oldu."Bebek baştan aşağıya teni de dahil olmak üzere bembeyazdı.
"Çok güzel."
"Öyle.""Emdirsem sorun olur mu ki? Sonuçta kanımda ilaç var. Ona zarar verebilir. Kurogiri sorun olmaz dedi ama... Ona nasıl güveneceğimi bilmiyorum."
"Kurogiri durup dururken bir bebeğe zarar verecek biri değil. Eminim ki doktora sormuştur." Gerçekten öyleydi Kurogiri. Ama Deku buna körü körüne inanamazdı. Kendisine de inanamazdı ki. "Yine de istersen sorabilirim?" Deku kafasıyla onayladı.
Dabi ayağa kalkmış gidiyorken kapı açıldı. İçeriye doktor ve Kurogiri girmişti.
"Anneyi ve bebeği kontrole geldim." dedi doktor.Önce bebeği muayene etmeye başlamıştı. Bebek vücuduna değen steteskopun soğuk metaliyle ağlamaya başladı. Deku o ağlarken içi gidiyordu. Ellerine kelepçeli zincirlerin izin verdiği kadarıyla bebeğe uzandı. Kollarına aldığında doktor muayenesine böyle devam etti.
Bebek rahatlasın diye hafif hafif feromon yayıyordu. Bir kaç kere öpücük kondurdu boynuna. Annesinin feromonlarını alınca sustu. Keyfi yerine gelmişti. Şu doktor giderse daha mutlu olabilirdi.
"Vücudumdaki ilaç bebeğe zarar verir mi? Onu emdirebilir miyim?"
"Emebilir. Ancak ilaç değiştiğinde emdirmeyi bırak. Önce bana sorman gerekiyor." Kafasını salladı. Sanki onu bu hale onlar getirmemişler gibi ona dikkat ediyorlardı. Uyanık kaldığı süre boyunca- ilaç etkisinde değilken- bebeğine bir şey yapacaklar diye ödü kopuyordu. Çok stresli bir hamilelik yaşamıştı. Bebeğine bir şey olmadığı için şükür ediyordu tanrıya. Burunu bebeğinin boynuna koydu ve kokusunu içine çekti. Gözleri dolmuştu. Bundan sonrası için çok korkuyordu.
Hatırlıyordu karnına dayanan bıçakları, açık açık söylenen tehditleri, her şeyi... Düşünceler titremesine neden oluyordu. Daha zorlaşacaktı her şey.Doktor Deku'yu da kontrol ettikten sonra gitti. Giderken bebek için eşyalar bırakmıştı Kurogiri.
Deku bebeği yavaşça göğsüne yaklaştırdı. Minik ise ağzıyla sürekli bir şeyler arıyordu. Deku'nun emdirmesi zordu çünkü dişi omegaya göre göğüsleri küçüktü, normal bir erkeğe göre oldukça dolgundu. Fakat bebeğin kavraması zor oluyordu. Bebeğin içebilmesi için eliyle göğsünü destekledi. Bebek sürekli yaptığı gibi ağzına gelen şeyi emmeye başladı ve süt tadı ile emmeye devam etti. Sonunda karnı doyuyordu.
Sessiz geçen dakikalar sonra bebek- henüz isim koymamıştı- doymuş ve geri çekilmişti. Deku bebeği omzuna yatırdı ve bebeğin sırtını hafif hafif ovaladı. Gazını çıkardıktan sonra uyutacaktı. Kurogiri'nin mecburen aldığı kıyafetlerden kalın olanları giydirdi üstüne. Yanında Dabi yokmuş gibi işine devam ediyordu ve bir yandan düşünüyordu. Engelleyemiyordu düşüncelerini. Derin bir nefes almak istiyordu. Bilinçli olarak kaldığı vakit o kadar çok azdı. düşünmeden bir saniye geçiremiyordu o zamanlarda.
Bebek için daha çok düşünüyordu. Kendini boş vermişti artık. O bir anneydi, bebeğini nasıl düşünmezdi!
Bu rutubet dolu soğuk odada çocuk hastalanırdı sürekli. Ya Katsuki onu bulamazsa! Burada bulunduğu altı ay boyunca bu düşünce hiç yoktu Kafasında. Bu pis yerde çocuğuna nasıl bakacaktı. Düşünceleri hemen kafasından def etti. Bebeğini de giydirmişti zaten. Eldivenleri giydirirken – bebek takımının içindeydi- minicik ellerini baktı, küçük küçük öpücükler kondurdu. Çok güzeldi onun bebeği. Deku'yu ağlatacak kadar güzeldi.Deku bebeği uyutana kadar Dabi odadan çıkmamış, sessizce oturup beklemişti. Nihayet bebek uyuyunca Deku yemeğini yemişti. Yanında uyuyan bebeğine bakıp bakıp ağlayası geliyordu.
"Ben hala inanamıyorum. İlacın etkisinde miyim bilmiyorum. Kafayı yemek üzereyim." sözleri fısıltı şeklindeydi. Dabi duyuyor verecek cevap bulamıyordu. Haklıydı. Ona hiçbir şey kanıtlayamazdı.
Gıcırtıyla açılan kapıya döndü bakışları. Shigaraki gelmişti. Deku titrek bir soluk aldı ve bebeğine sıkıca sarıldı."Hayırlı olsuna geldim." dedi sırıtarak. "Bebeğe bakıp çıkacağız."
"Çıkacağız?" diye sordu Dabi.
"Bebişimizle."
Deku panikle feromon yaymaya başladı. Sert ve baskın feromonlardı. Bir şey söylemesine gerek yoktu. Feromonları konuşuyordu. Buna karşılık Shigaraki de feromonlarıyla baskınlık kurmaya çalıştı.
Deku hem mühürlü olduğundan hem de alfa feromonlarının baskınlığından rahatsız olmuştu. Ağır gelmişti. Kendi şekerli kokusunun alfayı rahatsız etmesi için fazla salgıladı.Bebek bu kadar feromondan rahatsız olmuş, ağlamaya başlamıştı. Deku panikle feromonlarını geri çekti. "Özür dilerim anneciğim." diyerek fısıldadı bebeğine.
Dabi nihayet araya girmeyi akıl etmişti. "Yeter bu kadar Shigaraki. Bugünlük rahat bırak onları."
Geri iterek kapıya yönlendirdi. Shiga aniden durup sinirlendiğini belli eden gözlerle baktı. Yakasından sertçe tuttu Dabi'nin.
"Patronun kim olduğunu unutuyorsun herhalde! Emir köpeğimsin sen benim, bana emir vermeye hakkın yok! İki gün rahat bıraktım diye kim olduğumu unuttunuz!" Dabi'yi sürükleyerek götürdü. Koridordan kavga sesleri geliyordu.
Deku, Dabi için üzülüyordu ama çocuğuna bir şey olmadığı için mutluydu. Ya da hızlı karar veriyordu. Koridordan gelen ayak sesleri ile gerilimi arttı. Ses giderek yaklaşıyordu. Yanında uyuyan bebeğine döndü. Korkuyordu. Zangır zangır titrememek için çok zor duruyordu.Kapı yine gıcırtıyla açıldı ve yine Shigaraki gelmişti. Bakmak istemedi ona Deku. Bir çocuk gibi, ona bakmazsa bir şey demezdi değil mi?
Adımları duyuyor, ağır aurasını hissediyordu.
"Annecik, iğne vaktin gelmiş." dedi korkunç bir sırıtışla. Elindeki iğnenin kapağını açtı. Deku gidebildiği kadar geriye gitti. "Merak etme, sen uyurken bebeğine çok iyi bakacağım."
Bebeğinin önüne geçti. Çaresizdi, hayatında hiç bu kadar çaresiz hissetmemişti.
Shigaraki baskın feromonlarını yaydı. Deku'nun, mühürlü olduğu için, midesi bulanmaya başlamıştı. Bebek ise tanımadığı ve baskın feromonlar yüzünden ağlıyordu. Shigaraki, aniden Deku'nun kolunu tutarak iğnesini yaptı.
Deku gözü kararana kadar dayandı. Sonrasında bilincini kaybetmişti. Shigaraki uyuyan kahraman ile gülümsedi. Kollarını bebeğe uzattı.
"Ben her zaman kazanırım. Göreceksin sonda yine kazanan ben olacağım."Bebek ağlamaya devam ediyordu. Bardaki kirli, ikili koltuğun üstüne - oradaki tek koltuktu – bebeği bırakmıştı. Düşeceğini düşünmeden öylece ortada bırakmıştı! Çoğu villain görevdeydi. Ufak tefek işlerle para kazanıyorlardı.
Toga işini erken bitirip bara dönmüştü. İçecek bir şeyler alıp yorgunluktan kendini bar sandalyesine attı. İçeceğini yudumlarken bebeği fark etti.
Hızlıca koltuğun yanına gitti. Bebeği kucağına aldı."Güzel misin sen? Seni yerim ben. Annen nerede senin ha güzelim? Nasıl geldin sen buraya?" Tatlı diliyle sanki bebek onu anlayacakmış gibi konuşuyordu. Bebek ise sakince onu izliyordu. Kokusu çok hoşuna gitmişti bebeğin.
Toga bebekle konuşarak üst kattaki odasına çıktı. Dikkatlice yatırdı yatağına. Etrafına yastıklar koydu. Bebeğe nasıl bakılır bilmiyordu tamamen iç güdüleri ile hareket ediyordu."Toga!" Toga duyduğu ses ile odasından çıktı. Ses Dabi'nin odasından geliyordu. "Kilidi aç! Anahtar şuralarda bir yerlerde."
Dabi'yi yaramazlık yapmış bir çocuk gibi odasına kilitlemişlerdi. Sinirliydi.
Toga kapıyı açınca alt kata indi. Deku uyuyordu bebek ise ortalarda görünmüyordu. Deku'yu uyandırmaya çalıştıysa da başaramadı. "Kahretsin!" Yukarıya geri çıktı.
"Ne arıyorsun?"
"Deku bugün doğum yapmış. Ama bebek yok ortalıkta. Kendisi de ilacın etkisinde."
Toga şaşkınca "Ben geldiğimde bebek buradaydı. Odamda şu an." dedi.
Dabi sakin bir nefes verdi. Bebeğe bir şey olmadığı için mutluydu. Onu neden bu kadar ilgilendiriyordu, buna bir cevabı yoktu. Sadece istemiyordu işte.Birlikte yukarıya çıktılar. Bebek ellerini sallıyor, kırmızı gözleri ile tavanı izliyor ve mırıltılar çıkarıyordu.
Artık bebeğimiz var ühühü hepimizin bebeği o
o(TヘTo)Ağlıprum
Lütfen oy atın OY OY
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU | BakuDeku [omegaverse]
FanfictionDeku o gün öğrendiği güzel haberle Katsuki'nin yanına gidecekti. Aniden ortadan kaybolması Katsuki'nin onu araması ve daha sonra olacaklar... --- Katsuki hala ne yapacağını bilemiyordu. En son yere oturdu ve duvara yaslandı. "O bu güne kadar hiçbi...