"Demek artık sözümü dinliyorsun."
Juyeon karşısına oturan Eric'e bakıyordu. Eric ise önündeki yemeklere göz gezdiriyordu, Juyeon'u duyduğunda ise avucuna yasladığı çenesini kaldırıp sandalyesinde geriye yaslanmıştı.
"Bundan zevk alıyorsun. Bizim bir anlaşmamız var ve sen yine de böyle aşağılayıcı tavırlardan zevk alıyorsun."
"Evet, bunu yapmaya bayılıyorum."
"Sanırım senin bu halinden çok sıkıldım, ailem hakkında bir şey öğrenmeden de yaşayabileceğime göre ben buradan gitsem iyi olacak. Hmm ne dersin?"
Juyeon elindeki kaşığı bırakıp dirseklerini masaya yaslamış ve öne eğilmişti. "Sen ne demeye çalışıyorsun?"
"Diyorum ki istediğim an buradan defolup gidebilirim, senin de eğleneceğin bir şey kalmamış olur."
"Beni gitmekle mi tehdit ediyorsun? Bu umurumda bile değil."
"Gerçekten buna inanmamı beklemiyorsun herhalde. Eğer ben gidersem oyun oynayacağın kimse kalmaz Juyeon. Ya da başka bir öğrenci bulur ve onu öpersin."
"O anlamsız şeyden mi bahsediyorsun? Kendini bu kadar büyük görme."
"Öyleyse beni neden ö-"
Eric'in konuşması yanlarına gelen Hyunjae yüzünden yarıda kesilmişti.
"İşi hallettim, istediğiniz gibi."
"Aferin Hyunjae. Bir ödülü hak ettin."
Juyeon ayağa kalkıp birkaç gündür ortalarda görünmeyen Hyunjae'nin ensesini tutmuş ve onu kendine yaklaştırmıştı. Juyeon basit bir öpücükten fazlasını Hyunjae'ye vermişti. Juyeon'un verdiği ödül son bulduğunda Hyunjae elini dudağına götürmüştü.
Hyunjae'nin heyecanlandığı her halinden belli oluyordu. Juyeon onun kızarmış yanaklarına bakıp gülümsemişti. Ardından Eric'e kısa bir bakış atmış ve tekrar Hyunjae'ye dönmüştü.
"Seni heyecanlandırdım sanırım, sorumluluk almalıyım."
Hyunjae'nin bir şey söylemesine fırsat vermeden onu yine öpmüştü. Bu defa elini Hyunjae'nin kapüşonlusunun içine sokmuştu. Eric olan biten her şeyi izliyordu. Buna daha fazla dayanamamış ve ayağa kalmıştı, kapıya doğru yürdüğü sırada Juyeon ona seslenmişti.
"Otur yerine." Eric onu duymamışcasına birkaç adım daha attığında Juyeon'un sesi değişmişti. "Sana otur dedim."
Eric geri dönüp sandalyesine oturduğunda Juyeon, Hyunjae'yi son bir kez öpmüş ve ardından onları yalnız bırakmasını söylemiş ve göndermişti.
"Hiç utanman yok, değil mi?"
"Hayı-" Juyeon daha cümlesini tamamlayamadan koridorda bir bağırışma duyulmuştu. İkili hemen ayaklanmış ve odadan çıkmıştı.
"Changmin? Chanhee?" Eric de Juyeon'da aynı anda isimlerini haykırmışlardı. Changmin onlara baktıktan sonra Chanhee'yi itmiş ve oradan uzaklaşmıştı.
"Neler oluyor burda?" Juyeon, Chanhee'ye sormuştu. Dudağı patlamış, üstü başı dağılmıştı. Juyeon ondan bir cevap alamayınca Eric'i diğerini bulması için yollamış ve Chanhee ile özel görüşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dragon king - juric
FanficKorede ün salmış bir kiralık katil, düşmanlarından birinin elinde, bir sorgu odasında hafızasını kaybetmiş halde uyanır. juric & nyukyu