"Nereye gidiyorsun?"
"Taekki... onu hapse attırmaya gidiyorum."
"Gerçekten bir mahkemeye çıkacak mı yani?"
"Hmm sayılır. Hapse girdiği sürece bunun bir önemi yok."
"Pekala." Eric kravatını bağlayan Juyeon'u süzmüştü. Juyeon yakasını düzeltip aynadan onu seyreden Eric'e dönmüştü.
"Birkaç güne görüşürüz. Bana bir öpücük ver."
Eric yaklaşıp ona istediği öpücüğü vermişti.
"Eric. Beni arzuladığını söyledin ama bu sadece fiziksel mi? Yani benden romantik anlamda hoşlanıyor musun?"
Eric yutkunmuştu, bunun cevabını kendisi de bilmiyordu. "Bunu açıklamak zor... ben emin değilim yani sanırım hayır."
"Anladım."
Juyeon hiçbir tepki vermeden odadan çıkmıştı. Eric onun arkasından Hyunjae'nin yürüdüğünü görmüştü. Sonuçta Juyeon'un sağ koluydu.
"Kıskanmıyorum. Juyeon'un kalbi benim olduğu sürece Hyunjae'nin bir önemi yok."
Juyeon'un onun olduğundan sonuna kadar emindi Eric, sebebini bilmemesine rağmen emindi.
Juyeon arabaya binerken arasına bakmak istedi, kurulan bu krallık, omuzlarındaki tim bu yük... Artık ona ağır geldiğini hissediyordu. Tüm benliğiyle buraya ait olduğu zamanlar geçmişte kalmıştı, uzun zamandır hiç çalışmadığını biliyordu.
"Dalgın görünüyorsunuz."
Hyunjae arabadan inmesi için ona kapıyı açarken söylemişti. Uçağa binene kadar Juyeon konuşmamıştı. Yerlerine geçtiklerinde Chanhee de tekrarladı.
"Juyeon sorun ne? Dalgın gibisin."
"Bir sorun yok, bu işi bir an önce halletmek istiyorum sadece."
Chanhee onu başıyla onaylamıştı. Taekki onlarla aynı uçakta gitmiyordu, Juyeon adamları olmadan yolculuk etmezdi bu yüzden bir başka jet kiralayıp onları önden göndermişti.
Uzun süren uçuşun sonunda Seoul'de saat 18.37'ydi. Herkes yorgundu, otele geçmişlerdi. Akşam yemeğini Juyeon, Hyunjae ve üç koruma birlikte yemişlerdi.
Yemekten sonra herkes odalarına dağılmıştı. Juyeon öfkeli hissediyordu, bir gece daha Eric'in ona aşık olmadığı bilerek uyumak zorundaydı. Ertesi sabah yine bu gerçekliğe uyanacaktı.
Duştan çıkmıştı, henüz havlu belindeyken aynadaki buharı başka bir havluyla silmiş ve kendine bakmaya başlamıştı. Siyah saçları, koyu renk kedi gözlerine yakından baktı.
Geri çekildi ve vücuduna bakmaya başladı, elini karın kaslarının üzerinde gezdirmişti. Eric'in onu neden istediğini anlamaya çalışıyordu. Yüm bu özellikleri tapınaktakilerde bulabilirdi.
Juyeon bir an duraksadı, Eric'in onu veya bedenini değil statüyü sevdiğini düşündü. Ardından bu düşünceyi aklından sildi, Eric başa geçmek istemiyordu, statü istemiyordu.
Kafayı yiyecek gibi hissediyordu Juyeon, tüm gününü bu adamı düşünerek geçiriyor ancak onun hakkında çıkarım bile yapamıyordu. Eric'i hiç tanımıyordu, en azından bu halini...
Odanın kapısının tıklatıldığını duydu Juyeon. Banyodan çıkıp eline aldığı silahla kapıya ilerledi, kapıyı açıp silahı karşıya doğrulttu. Karşısında ona gülümseyen Hyunjae'yi bulmuştu.
"İçeri girebilir miyim?"
Juyeon kapıyı daha çok aralayıp geri çekilmişti, içeri girdiğinde ise koridoru kontrol edip kapıyı kapatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dragon king - juric
FanfictionKorede ün salmış bir kiralık katil, düşmanlarından birinin elinde, bir sorgu odasında hafızasını kaybetmiş halde uyanır. juric & nyukyu