14; sorun

84 14 4
                                    

"Çekil!"

Eric önünde duran korumayı itip vip odasının kapısını tekmelemişti. Kapıyı açıp içeri girdiğinde ise içerideki adama bakmıştı.

"Şu ahlaklı adama da bir bakın..."

Adam kucağında oturan diğer cılız adamı kucağından indirmişti. Eliyle siyah saçlarını geriye doğru tarayıp kravatını düzeltmişti.

"Yine ne var Eric?"

Eric ayakta duran adama başıyla dışarı çıkmasını işaret ettikten sonra üzernde içki şişeleri olan masaya yaslanmıştı. Adam dışarı çıktığında ise konuşmaya başlamıştı.

"İşlerime burnunu sokman hiç hoşuma gitmiyor. Hedefimin senin himayen altında olduğunu öğrendim."

Eric bunları inatçı bir çocuk gibi anlatmıştı. Elini yuvarlak masanın kenarında sürükleyerek adamın yanına ulaştığında durmuştu.

"Hedefin kim?"

"Lee Minhyung diye biri."

"O benim manevi oğlum, bunu bilmiyor muydun?"

"Hayır, genelde yattığım insanların manevi oğullarını araştırmam."

"Şunu hatırlatıp durma. Bunun yanlış olduğunu sen de biliyorsun." Adam elini başına götürmüş şakaklarını ovmaya başlamıştı.

"Peki, artık reşitim. Yarım kalan o iş-"

"Bu defa sana inanmıyorum."

"İlla kimliğimi mi görmek istiyorsun?" Eric göz devirip ona kimliğini göstermişti. Yüzünde hala bir endişe olan adam iç çekmişti.

"O zaman seni çekici bulmamıştım. Sadece sen beni öptüğün için-"

"Pekala pekala, kendi vicdanını daha sonra rahatlatırsın." Eric adamın kucağına oturmuştu. "Senden sonra kimseyle yatmadım."

"Benimle de yatmadın Eric, o kadar ileri gittiğimizi hatırlamıyorum."

"Her ne boksa işte. Ne kastettiğimi anladın."

"Dur Eric." Eric adamın boynunu yalamaya başlamıştı. "Sana dur dedim." Eric durmuş ve iç çekmişti.

"Sorun ne?"

"Seninle yapmak istemiyorum. Buraya Minhyung'u öldürmek için izin istemeye geldin."

"Emin ol izin istemeye gelmedim. Ah lanet olsun neden bu kadar inatçısın? Sadece benimle yat."

"Sen bakirsin ve ben bakirlerle yatmam."

"Merak etme, ben dayanıklıyımdır."

Adam gülmüştü. "Herkes böyle söyler."

"Ah, sikitir git!" Eric sinirlenip adamın kucağından kalkmıştı.

"Belki birkaç yıl sonra... daha olgunlaşmış olursun." Adam Eric'in kalçasını sıkmış ve ona başıyla kapıyı işaret etmişti.

"Oğlunu öldü bil." Eric hışımla odadan çıkmıştı. Siyah saçlının, onun arkasından bağırdığını duyabiliyordu.

Eric gözlerini açmıştı. Tam anlamıyla susuzluktan dili damağına yapışmıştı. Yataktan kalkıp esnemiş ve odanın ortasında yerdeki masaya gitmişti. Su içtikten sonra kasıklarındaki ağrıyı hissetmişti.

dragon king - juricHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin