But You Can Love Them Away

386 31 3
                                    

"Sana yah! Bir dakika içinde banyodan çıkmazsan polisi arayacağım"

"Ne var yaa kariyerimin ilk günü ve sen çapulcu gibi mi gitmemi istiyorsun."

Kapıyı açarken bu cümleleri kurdum. Momo alayla;

"Neden insanları aldatıyorsun? Bir gün gerçekten çapulcu gibi giyindiğini öğrenecekler zaten. "

Yanımdan geçerken yüz ifademi işaret edip kahkaha atıyordu.

"Momo Chan, senden nefret ettiğimi söylemiş miydim?" dedim göz devirirken.
Momo dediğime kahkaha atınca bende gülmeye başladım.
"Ben de seni seviyorum bebeğim. Hadi ilk günden işine geç kalmak istemezsin. Acele et beklersem, ölürsün."

Gözünü kısmış bana bakıyordu.
"Tamam ya hazırlanıyorum. Bu arada parfümünü bitirmiş olabilirim." diyip koşarak odama gittim. Momo arkamdan senden nefret ediyorum diye bağırınca gülmeme engel olamadım. Kesinlikle duygularımız karşılıklıydı.

***

Tzuyu'dan

"Kızlar Mina unnie bu yıl ki derslerin zor olduğunu ve çok sıkı çalışmamız gerektiğini söyledi."

Chaeyoung göz devirerek;
"Mina unnie bunu her yıl söylüyor Dahyun. Biliyorsun o derslerine aşık."
Dahyun, Chaeyoung'a alayla gülüp arkasını işaret etti.
Başını şaşırarak geri çevirirken Mina sandalyesinin kollarına elini koyup başını omzuna doğru yaklaştırınca kaskatı kesildi.

Mina alayla Chae ye bakarken;
"Birilerinin dedikodusunu yaparken onların çevrende olmadığından emin olmalısın küçük." dedi sırıtarak. Dahyunla birbirimize bakıp Chae nin yüz ifadesine gülmeye başladık.
Mina yanımdaki sandalyeye yerleşirken Chaeyoung kaşlarını çatıp ona bakıyordu. Ona küçük denilmesinden nefret ediyordu.

"Hey! kaşlarını çatınca sadece olduğundan daha tatlı oluyorsun."
Dediğinde Chaeyoung yutkundu. Kızarmaya başladı.

Dahyun: "Aww shipim moment veriyor şuan." diyerek garip sesler çıkartmaya başladığında göz devirdim.
Sorsanız en küçükleri benim. Ama hepsi çocuktu bunların.

Kafeteryada oturmuş dersin başlamasını beklerken sohbet ediyorduk.
Yeni bir konu açtıklarında daha fazla dinleyemeyeceğime kanaat getirip ayağa kalktım.
Kızlar bana döndüğünde sınıfa çantamı bırakıp geleceğimi söyleyip yanlarından ayrılacağım sırada Dahyun;
"Gelişim psikolojisi dersimize bu yıl Minatozaki Sana girecekmiş. Hatırlıyor musunuz? Geçen sene mezuniyet savunmasını dinlemiştik." dediğinde dikkatimi söylediklerine verdim.
Chae hatırlar bir yüz ifadesiyle;
"Oh, evet hatırladım. Momo hocanın yakın arkadaşı olandı değil mi? "
Dahyun gözleri parlayarak onu onaylamıştı.
"Konuşması çok etkileyiciydi. Tzuyu bile konuşmasını bitirene kadar gitmemişti. Öncesinde kalması için ona para bile teklif etmiştim."
Tek kaşımı kaldırıp ona baktım.

"Evet, 'Momo hoca da izlemeye gelecek Tzuyu. Lütfen benimle gel Tzuyu. İlerde evliliğimizde payının olmasını sen de istemez misin Tzuyu?' diye başımın etini yemiştin. Onları da hatırlıyor musun?"
Dediğimle koluma vurup damağını şaklattı.
"Özel hayat diye bir şey kalmamış. Bu devirde dostuna bile güvenmeyeceksin. Püü"
Utandığı için saçmalamasını izlerken kahkaha atmıştım. Onlarda benimle gülmeye başlayınca bazı bakışlar bize dönmüştü.
Başımı sola çevirdiğimde bir kaç metre ötemde kendisine kahve alan Bayan Minatozaki vardı. Sesimizi duymuş olmalı ki çantasına bakan başını kaldırmasıyla göz göze geldik. Beklemediğim durum yüzünden nefes alıp aynı anda vermeye çalışınca öksürmeye başladım.
Dahyun endişeyle kalkıp su verirken bir yandan sırtımı sıvazlıyordu.
"İyi misin Tzuyu. Ne oldu birden?"
"İyiyim sorun yok."
Nefesimi düzenlediğimde dikkatleri üzerimden atmak için Dahyuna seslendim.
"Dubu, bak seninki gelmiş." deyip Momo hocayı işaret ettim.
Anında beni bırakıp gösterdiğim yere bakınca kapıdan çıkmak üzere olan Sana ve Momo hocayı gördü.
"Hey salyalarını topla Minik Tofu. Derse gitmeliyiz."
Beraber ayaklanıp sınıfa yürümeye başladık.
Konuşmasından sonra dört ay geçmişti ve o zamandan beri ilk kez onu görmüştüm.
Gözlerime bakarak yaptığı son konuşması aklıma gelince burukça gülümsedim. Sanki ruhumu okuyor gibiydi. 'Her şeyi biliyorum. Seni anlamam için gözlerine bakmam yeterli.' der gibi.
Ne saçma ama.
Başımı sallayıp düşünceleri beynimden uzaklaştırdım.
Düşünmenin bir anlamı yoktu.
Bazen düşünmek sadece zaman kaybıydı.

Cezayir Menekşesi [SATZU] (GxG) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin