And Every Time, Every Time You Go..

377 24 43
                                    

Keyifli okumalar Efendim...

Sana'dan

Yemekten sonra Momo çalışma odasına gitmiş, yarınki dersi için bilgisayarından sunum hazırlıyordu.

Bense odamda ders tasarımı incelemeye çalışıyordum. Çalışıyordum çünkü, son yarım saattir ekrana boş bakışlar atmakla meşguldüm.

İç çekip ayağa kalkmadan önce ekranı kapattım. Mutfağa inip Momo ve kendim için kahve yapmaya karar vermiştim. Zihnimi boşaltmanın bir yolu yoktu belli ki.

İkimiz için yaptığım kahveleri alıp çalışma odasına gittim. Kapıyı tıklayıp açtığımda Momo masada değil, iki kişilik koltukta yarı uzanır pozisyondaydı. Kucağındaki bilgisayara bir şeyler yazıyordu.

Uykulu gözlerle açılan kapıya bakarken esnedi. Kahve tepsisini işaret ettim.

"Kahve için doğru zaman mı?"

Doğrulup bilgisayarı yanındaki masaya koyarken başıyla onayladı.

"Kesinlikle doğru zamanlama. Gelsene."

Gülümseyerek yanına gittim. Uzattığım kahvesini alıp bir yudum aldıktan sonra keyifle mırıldanıp teşekkür etti. Tepsiyi masaya bırakıp kendi kahvemi aldım. Yanındaki boşluğa oturup bilgisayarı işaret ettim.

"Hala çok var mı?"

"Neredeyse bitti. Sadece kaydetmem gerek."

Eğilip birkaç tuşa bastıktan sonra bilgisayarın kapağını kapattı.

"İşte bitti. Ve sende burada olduğuna göre çoktan bitirdin işlerini."

"Pek sayılmaz hala yapmam gerekenler var. Ama daha fazla ekranla bakışmak istemiyorum."

Gülüp kahvesinden bir yudum daha aldı. Başını koltuğa yaslı eline yasladı.

"Ekranla bakışıyorsun çünkü aklın orada değil. Aslında nerede olduğunu gerçekten merak ediyorum."

Geçiştirmek için ağzımı açtığımda konuşmama fırsat vermeden devam etti.

"Hadi ama Sana. Birlikte büyüdüğümüzü unutuyorsun. Seni en iyi ben tanırım beni de sen.
Aklını kurcalayan bir şey olduğunu biliyorum. Neden bana bahsetmiyorsun? Belki beraber çözüm buluruz."

Başımı sallayıp bakışlarımı ellerime çevirdim. Haklıydı. Zaten ondan bir şey saklamam mümkün değildi. Her zaman böyleydi. Ne olduğunu biliyor ama susuyordu. Bana, ona anlatmam için zaman veriyordu. Tıpkı benim ona yaptığım gibi.

Hala bir cevap bekleyen yüzüne baktım.

"Momo hatırlıyor musun..." devam etmemi beklerken dikkatle beni izliyordu.

"Evet, neyi hatırlıyor muyum?"

Derin bir nefes aldım.

"Bundan 2-3 yıl öncesinde Busan'a bir konferansa gitmiştin. İki günlük bir konferans."

Gözleri kısılıp yüzü düşünür bir hal aldığında hatırlamasını bekliyordum.

"Ah evet. Profesör Kwon Seok Man'in konferansından bahsediyorsun."

Cezayir Menekşesi [SATZU] (GxG) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin