Let It Rain

203 22 4
                                    

Keyifli okumalar

Sana'dan

Okuldan çıktıktan sonra Momo aramış akşam Jihyo ve Jeongyeon'un bize geleceğini haber vermişti. Bu yüzden eve gitmeden önce biraz alışveriş yapmaya karar verdim.

Biraz yemek ve kahvaltı için malzeme alırken bir yandan da abur cubur ve içecek bir şeyler ekleyip elimdeki torbalarla marketten çıktım. Aldıklarımı bagaja yerleştirdikten sonra sürücü kısmına geçip eve doğru sürmeye başladım.

Akşam üzeriydi, güneş kızıllığıyla yolu aydınlatmaya devam ederken batmaya yüz tutmuştu. Kırmızı ışıkta durup radyoda kanalları karıştırırken Ruth B'nin Dandelions şarkısını duyunca sesi yükseltip yola odaklandım.

Maybe, it's the way you say my name
Belki, adımı böyle söylüyorsun

Maybe, it's the way you play your game
Belki, oyununu oynama şeklin budur

Melodiye kaptırmış, kısık sesle eşlik ediyordum.

But it's so good, I've never known anybody like you
Ama bu çok iyi, senin gibi birini hiç tanımadım

But it's so good, I've never dreamed of nobody like you
Ama bu çok güzel, senin gibi birini hiç hayal etmemiştim

Yüzümde bilinçsizce oluşan gülümsemenin sebebi açıktı. Sözler bana tek bir kişiyi hatırlatıyordu.

And I see forever in your eyes
Ve gözlerinde sonsuza kadar görüyorum

I feel okay when I see you smile
Gülümsediğini gördüğümde kendimi iyi hissediyorum

Gözlerinde bambaşka bir dünya vardı. Ne zaman kahvelerine baksam bambaşka diyarları keşfediyorum. Göz kapaklarıma yerleşen gülümsemesi bana iyi hissettirmekten çok daha fazlasını yapıyordu. Yanağındaki çukuru görmek için her şeyi yapabilirmişim gibiydi..

'Cause I'm in a field of dandelions
Çünkü bir karahindiba tarlasındayım

Wishing on every one that you'll be mine, mine..
Her birinde benim olmanı diliyorum, benim..

Muazzam bir ihtimaldi. Hayatımda ilk kez kontrol bende değildi. Tüm benliğim bu ihtimalin peşinden gitmeye can atıyordu.

And I've heard of a love that comes once in a lifetime
Ve hayatta bir kez gelen bir aşk duydum

And I'm pretty sure that you are that love of mine
Ve eminim ki sen benim aşkımsın

###

Omzumun aniden sertçe dürtülmesiyle kaşlarımı çatıp Momo'ya döndüm. Bir yandan acıyan yeri ovuştururken sinirle sordum;

"Yah! Omzumu çıkarmaya mı çalışıyorsun!"

"Eh? İki saattir sana sesleniyoruz. Hiçbirimizi duymadın. Bayıldığını düşündüm."

"Gözüm açıkken mi?"

"Mantıklı mantıklı konuşmasana ya. "

Göz devirip gülerek bizi izleyen kızlara döndüm. Yemekten sonra salonda oturup sohbet ediyorduk. Bir yerden sonra konu ilgimi çekmemiş olacak ki yine kendi zihin dünyama dalmıştım.

"Sana sshi, dalgın görünüyorsun. İyisin değil mi?"

Jihyo'ya cevap veremeden Momo benim yerime konuşmuştu bile.

"Tzuyu ile bir şey mi oldu yoksa?"

Dişlerimin arasından tıslarcasına konuştum.

"Saçmalama istersen Momo."

Cezayir Menekşesi [SATZU] (GxG) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin