Tek davası okumak olan Avin Mirşad.
Bin derdin dermanı olan Maran Mirşad.
"Mardin şahidim Maran yüreğimin güneşisin. Dışımı aydınlatırken yüreğimi yakansın."
Hayatın acımasız döngüsü içerisinde birbirlerine denk gelen iki insan.
"Mezopotamya şah...
Dün için kusura bakmayın lütfen sınır aşıldı ama bölüm düzenli değildi ve ben sınırın iki günde aşılacağını düşünmemiştim ama önlemi mi aldım bundan sonra aşıldığı an gelecek:)
SINIR- 750 oy = 3K yorum
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gelen mesaj adamın içine korku tohumları serperken kadın bakışlarını kocasından çekerek kapıya ilerledi. Tek kelime etmeden çıktı odadan. Maran mesajı açtıktan hemen sonra aramalara girip Levlayı aradı bir kaç saniye sonra kızın neşeli sesi doldurdu kulaklarını.
"Levla."
"Sevgilim akşam için heyacanlıyım."
Maran sıkıntılı bir nefes vererek elini burun kemerine koydu. Bir şeyler sarpa sarıyordu ve o ne yapacağını bilmiyordu. Gözlerini kapatarak normal bir tonda konuşmaya başladı.
"Levla acele ediyorsun ben yarın iş için İzmir'e gideceğim bir kaç gün olmayacağım burada hem ailem daha hazır değil ben sana söylerim ona göre gelirsin ama bu akşam olmaz tamam mı?"
Levla'nın neşeli sesi gitmiş hüzne bulanan bir ses gelmişti. O kadar hazırlanmıştı heyacanlıydı ama şu an o heyecanından eser kalmamıştı.
Son zamanlarda ne zaman gelmek istediğini söylese Maran bir bahane buluyordu.
"Ama ben o kadar hazırlandım." Maran pencerenin önüne adımlayarak perdeyi hafif yana çekti bakışlarını dışarı çevirdiğinde merdivenlerden inen karısıyla dudaklarını yavaşça oynattı.
"Söz veriyorum diğer hafta ben gelip alacağım seni." Sesi o kadar isteksizdi ki bunu karşı tarafa fark ettirmemek için baya çabalamıştı.
Levla içindeki hayal kırıklığını belli etmek istemese de üzgün çıkan sesine engel olamamıştı. Sürekli bir aksilik çıkılıyordu ve sanki Maran ile eskisi gibi yakın değillerdi. Üzgün çıkan ses tonuyla yanıtladı sevgilisi.
"Tamam o zaman senden haber bekliyorum." Dediğinde Maran cevabını verip telefonu kapattı. Bakışları odanın içinde gezinirken az önce yaşananlar aklına gelince elini ensesine atıp ovdu.
O kadar karmaşıktı ki neyin ne olduğunu bilmiyordu her şeyi birbirine karıştırıyordu.
Ama emin olmaya başladığı şeyler vardı kendine itiraf edemesede..
-
Merdivenleri inip çardaktan geçerken işittiği kaynanasının sesiyle duraksadı gözlerini bayarak ayakta bütün hükmüyle duran kadına döndü.
"Bir şey mi oldu tartıştınız mı?"
Kehribar gözlerini doğrudan kaynanasının kara gözlerine dikti. Sanki tartıştıklarını bilmiyormuş gibi emin olmak adına bizzat gelinin ağzından duymak istiyordu.
"Evet tartıştık oğlun beni bütün okula rezil etti sabah derse geç kaldım hoca beni dışarı attı oldu mu Şahnaz Hanım keyfiniz yerine geldi mi?" Dedi kızgın bir tonda.
