DİLBİRİN (Zoraki Evlilik)

1. bölüm

"Di dawiya çîroke de, her kes dê evina xwe bigire. lê me nekîra".

( Hikâyenin sonunda herkes sevdiğini alacaktı ama biz alamadık..)

Ailesi tarafından el bebek gül bebek gibi büyüyen bir kızdı şilan, delal ve mirhanın kaçma sonucu berat ağaya berdel olarak vericekti istemsizce buruktu bir yanı deli gibi sevinirken diğer yanı deli gibi üzülüyordu onu neleri bekleyeceğini bilmiyordu berat onu sevecek miydi en önemlisi yıllardır yurt dışındaydı kardeşi kaçınca gelmişti ve onları ölümden kurtarmıştı yine abiliğini yaparak berdeli kabul etmişti şilan çok korkuyordu beratın onu sevmemesinden en önemlisi de beratın başkasını sevmesinden..

Ağlamamak için kendini zor tutuyordu şilan birazdan aşiretten çıkıcak kararla hayatı bambaşka bir yere çevrilecekti. Yıllar sonra şilan sevdiği adama kavuşacaktı yıllar önceydi şilan onu gördüğünde daha çok küçüktü ama Şilan da öyle bir etki bırakmış tı ki berat ağa yıllardır ne aklından ne kalbinden çıkaramıyordu. Bir düğünde görmüştü şilan berat ağayı bütün heybetiyle karşısında duruyordu o zamanlar çocuktu platonik aşık olmuştu karşısındaki adam onu etkilemeye yetmişti 17 yaşındaki çocuk aşktan sevgiden ne anlardı ama berat ağa şilana öyle bir etki bırakmıştı yıllardır kalbinden atamamıştı berat ağanın bir anda ortalıktan kaybolması şilanı daha çok yıkmıştı bir kaç kez gördükten sonra berat ağayı bir daha hiç görmemişti yıllar sonra ilk kez karşılacaklar dı oda berdel olarak belki de karısı olarak Çıkacak karar ya delal ve mirhanı ölümden kurtaracak tı ya ben sevdiğime kavuşacaktım. Sesizce düşünürken Herkesin ayağa kalktığını gördüğümde bende kalktım babam içeri girip gözlerimin içine baka baka hüzünle

" Hazırlan kızım yarın düğünün var berdel olarak verdiler seni çok direndim benim kınalı kuzumu berdel yapmayın diye ama kimse beni dinlemedi üzgünüm şilan baban olarak seni kurtaramadım." Dedi

Babası kızını hayatının karardığını düşünüyor du ama bilmiyorum du ki kızı o adama deli gibi aşık o adam olmazsa hiç kimseyle evlenmeyeceğini..

Babasına sımsıkı sarıldı şilan " üzülme baba seni böyle görmek beni kâhrediyor ben biliyorum ki senin benim için elinden ne geliyorsa onu yaptığını ama töreler işte yıllardır böyle değil mi zaten kimlerin canını yaktı bu töreler herkes nasıl atlatıysa eğer bende öyle atlatacağım sen yeter ki üzülme " dedi babasına daha çok sarılarak.

" Sen güçlüsün şilan bilirim ki benim yüzümü asla yere eğdirmezsin senin gibi bir kızım olduğu için çok şanslıyım şilan ben senin hep yanındayım ne olursa olsun hep yanındayım kızım bu evden çıktıktan sonra Rabbim bir daha döndürmeyi nasip etmesin kocanla çok mutlu ol ama olurda bir terslik olur birşey olur şilan benim sana her zaman kapım açık güzel kızım ailen olarak her zaman yanındayız " dedi kızının anından öperek bir kız için en güzel duygudur bu babasının ailesinin yanında olması..

Şilanın annesi babasına sarılan kızın arkasından sarıldı " baban haklı kızım ne olursa olsun biz yanındayız belki ilk başlarda zorluk çekeceksin ama sen güçlü kızsın şilan sen hepsinin üstesinden gelirsin sen bizim yüzümüzü kara çıkarmazsın sen ali kılıçhanın kızısın herkesin dillerine destan olan şilansın sen güçlüsün kızım yine de ne olursa olsun bil ki biz senin jel yanındayız Şilan kapımız sana her zaman açık " dedi olacaklardan korktukları okadar belliydi ki şilan da olacaklardan bir habersizdi..

Annesine dönüp sımsıkı sarıldı bu anın hiç bitmesini istemedi annesi elleriyle yüzünü avuçlayıp göz yaşlarını serbest bıraktı şilanın gözlerinin içine bakarak gözlerini ayırmadan

"keçamin qedera te yen wisa" dedi.

(kızım kaderin böyle)

Kader bazen insanın elinde olan birşeydi annesi istemsizce evlenmek zorundasın diyordu annesi çok korkuyor du kızını hiç vermek istemiyor du saçlarına dukunmaya koyamadığı kızı gelin olup gidecekti üstelik sadece saatler sonra onu böyle çıkarmak istemezdi babasının evinden kızının ellerine kına yakıp göndermek isterdi ama şuan durumlar buna müsaade etmiyor herkes o kadar üzgün ki kimse şilanın eline kına yakmayı bile düşünemezdi..