-10-...Cemre..

34.9K 913 50
                                    

İyi Okumalar....

Akşam yemeği için kalkmıştık.. Çok uyumamışız Allah'tan.. Oğlumun altına pijamasını geçirip üzerini örttüm. Altay Asrın'ın alnını öptü ve belimi sararak beni aşağı indirdi. Kokusu çok mu güzeldi ne?! Aşağı indip masaya oturduk.. Herkes huzurla yemeğini yiyordu. Nasıl beceriyorlardı bilmiyorum gerçi.. Benim aklım çıksın oğluma bir şey olacak diye.. Millet rahatlıkla yemeğini yesin, hayatını yaşasın!  "Ee yarın gidiyor muyuz abi?" "Gidiyoruz tabii.. Hatta biz dedik ki Adnan, Ceyda, Pelin de gelsin?" Kafamı Ceyda'ya çevirdim. Kabul edermi ki? "Ayy evet abi çok güzel olur.. Dimi Ceyda yenge?"  Ceyda kafasını yemeğinden kaldırıp  Adnan'a baktı.. Adnan Pelin'e gülümseyerek bir şeyler anlatıyordu. Ceyda ifadesini değiştirmeden "Tamam, olur" dedi. Masal ellerini çırpıp yemeğine odaklandı. "Altay" "Efendim canım" "Biraz terasa çıkalım mı?"  "Bahçenin suyu mu çıktı?" "Of Altay korkuyorum!"  Kafasını kaldırıp "Biz biraz bahçeye çıkıyoruz" dedi. O ayağa kalkarken bende kalktım.  Kapıdan çıkarken Ayşegül'e seslenip kahve getirmesini söyledi. "Altay" yüzünü çevirip baktı. "Burda daha az kalamazmıyız?" "Hayır.. Sana dedim ben Bade. Bir ay belki biraz daha fazla diye.." "Ama ben.. Ya Altay anlamıyorsun ben böyle durumlara alışık değilim!  Heran bir şeyler olacak korkusuyla nasıl yaşıyım Allah aşkına! Ya bir şey olursa, oğluma bana.. Lan beni geçtim oğluma bir şey olursa.. Bana bak Altay ona birşey olursa seni mahvederim!" "Bade sen beni dinlemedin galiba.. Size zarar gelmesine izin vermem! Sizi bu işe ben sürüklediysem, sorumluluk bende dimi?!" "Altay sana olan bu güvenimi boşa çıkarırsan!.. Gölgen olurum!" Kahkaha attı. Bu dediğime sadece güldü ama ben bir şey dersem yapardım! "Tehdit ha?" "Ben tehdit etmem Altay! Yaparım!" diyerek içeri girdim. Kapıda Ayşegül elinde tepsiyle geliyordu. "Esra hanımlara götür Ayşegül" dedim. "Herkese iyi geceler" diyerek odaya çıktım.. Oğluma, paşama bir şey olursa yaşayamazdım ben! Yatağa uzanıp oğlumu kendime çektim. Çok küçüktü, çok.. Ona bir şey olsa, tenine zarar gelse dayanamzdım. Kendini koruyamzdı ki o! Ben nasıl koruycaktım onu! Gitsemiydim acaba ben! "Bebeğim.. Paşam.. Ben seni çok mu seviyorum? Ha oğlum? Biraz büyüsene oğlum, büyü de derdini anlat bana.. Bir kere 'anne' de bebeğim.. Aşkım benim" "Beni de böyle sevsene" "Tövbe Bismillah"  Altay'ın ani gelişi ödümü koparmıştı. "Ne diye sessiz sessiz geliyorsun be adam!" "Şşt sessiz ol Asrın'ı uyandırma.." "Hadi ya!... Birazdan emzirecem uyanacak zaten!" "Niye bu saatte yatıyorsun?" "Sanane!" "Ooo trip mi atıyorsun karıcığım?" "Altay yatacaksan yat!" "Benim daha değişik planlarım var.."  "Neymiş onlar" Altay elleri cebinde kafasını eği güldü. "Sonuçta sağlıklı bir erkeğim.. Ve bir aydır kimseyle birlikte de olmadım!" Gözlerim şaşkınlıkla açılırken Altay daha sesli gülmeye başladı ve sonunda da Asrın uyandı.. Yalancı bir öfkeyle kalkıp oğlumu kucağıma aldım. Atletimden göğüsümü çıkarıp oğlumu emzirmeye başladım. "Yapma şunu demin ne dedim ben?!" "Ya kafan mı güzel! Git bul birini seviş!" "Karım sensin!"  "Altay git duş al saçmalıyorsun!" Of ben istmez miyim onunla birlikte olmak onun teninin sıcalığını hissetmek.. Ama hayır olmaz yapmayacaktım! Yapamazdım! "Peki" dyerek banyoya girdi. Of şimdi soyunuyordur. Ben soysam.. Dokunsam kaslarına.. Öpsem doya doya okşasam! "Töveb tövbe Kendine gel Bade!" ..

Sabah herkes hazırlık yaparken ben camış gibi uyumuşum meğerse! Gerçi uyanmak da istemedim. Çünkü Altay öyle bir sarmış ki beni.. O kolların arasından çıkmıyım istedim.. Tabii ki böyle bir şey mümkün değil çünkü oğlum acıkmıştı ve altını da değişmem lazımdı.. "Altay çek pneçelerini!" diyerek ittim onu.. Allah'tan çok direnmemişti de bırakmıştı..  Oğlumun işlerini halledince bende hazırlanmaya başladım. Tulum giymek en iyisiydi. Arkam açılmaz en azndan!  "Hazır mısın?" "Hayır" "Altay bayan olan benim!" diyerek ona döndüm ve yakışıklılığına bir kez daha şahit oldum! Arkadaş nasıl bir erkeksin sen! Azcık çirkin ol! Ne bileyim bir yerinde yara olsun! Ama yok adam mükemmel gibi bir şey!  "Tamam hazırım!" dyerek Asrın'ı kucağına aldı. Bende çantasını alıp aşağı indim. Ceyda Pelin'in ayakkabısını giydirirken Adnan da yiyecekleri taşıyordu. Masal mutfaktan çıkınca "Ya kusura bakmayın.. Ben uyanamadım" dedim. İkisi de gülünce ne yapmaya çalıştıklarını anlamadım ama umursamadım da! "Hadi o zaman" diyerek dışarı çıktım. Altay Pelin'in yanına oturmuş Asrın'ı sevdiriyordu. Beni görünce Pelin'in başıı öpüp kalktı. "Biz benim arabayla gidelim" "Tamam!" diyerek arabaya ilerledim. Arka kapıyı açıp oturdum. "Noldu yine sana?" "Yok bir şey" "Bana baksana bir!" arkaya dönüp yaklaştı. O koltukların arası niye bu kadar geniş! Dibime girip "Noluyor Bade?!" "Bi-bişey yok Altay!" "Bade!" "Bağırma! Korkmasın" Derin bir nefes alıp kapadı gözlerini! "Konuşacaz bunu da!"  Önüne dönüp arabayı çalıştırdı. 

O çok sevdiğim yere geldiğimizde içim içime sığmıyordu. Öyle güzeldi ki yeşillik ve gölün o güzel rengi.. Altay yanıma gelip belime sarıdı ve Asrın'ı öptü.. "Dün için mi kızdın?"  "Hayır neden kızayım?" "Tamam güzelim bir daha demem" diyerek  belimi okşamaya başladı. "Yapma!" "Ne yapıyorum ki!" "Ya çek elini!"  beni dinlemeyip elini daha da aşağı indirdi. "Ya beni mi deniyorsun sen!" diyerek ayrıldım ondan. "Evet" diyerek kahkaha attı. "Aptal!" diye bağırıp Asrın'ı kucağına verdim. Kızların yanına giderek yardım ettim. Biraz sonra Altay Asrın'ı bana verip mangal yakmaya gitti. Yüzüne bakmadım. Bakamadım. Ya ben niye utanıyorum ki bu çocuktan!  Ben değil miydim onunla türlü türlü fantaziler yapan! Tamam yeter! "Ee yenge? Abimle aranda bir sorun mu var?" "Yok tatlım bir şey hadi salatayı yapalım" diyerek salatalığa uzandım...

"Şudan bir şey verin!"  Adnan'ın sesiyle ona döndük. Izgaranın üstündeki köfteleri kenara topluyordu. Ceyda hemen bir borcamla yanına gitti. Hafif bir tebessüm yollayıp yanağını öptü. Altay'ın dediği gibi biri değildi ki! "Örnek al örnek!" diyip belime sarıldı Altay.. Saçlarıma öpücük kondurup arabanın yanına gitti. Asrın'ı da alıp geri döndü. Pelin de topunu bırakıp yanımıza gelince masaya kurulduk.. "Yenge şimdi ben bu hafta gidiyorum ya, sizde üç hafta sonra..-" "Belli değil daha Masal" "Ya tamam tahminen hani abiciğim. Neyse işte diyorum ki siz eve gittikten sonra ben sizle kalsam.. Yani vizeler bitince.. İstanbul'u gezeriz biraz?"  Ben Altay'a bakıp ne diyeceğimi düşünürken Altay "Tabii ama ilk önce şu sınavlarını atlat... Gerçi İstanbul'a gelmiştin sen ama.." dedi.  "Olsun şimdide yengem ve yeğenimle gezmek istiyorum.." "Tamam olur"  Bu adam ciddi mi?! Hani biz  İstanbul'a dönünce bitecekti bu ilişki! Neyse şimdi huzurumuzu bozmayayım ama bunu bana çok fena açıklayacak! 

"Ya Ceyda daha sert vur şu topa!" "Ya oynamıyorum ben bununla! Kocamı verin bana ya!" "Mızmızlanma!" "Oof!" diyerek önüne baktı. Altay ve Adnan ise sadece gülüyorlar.. Biz burda 7-4 yenilelim Ceyda hanım mızmızlansın! Evet şuan piknik geleneklerini gerçekleştirip volaybol oynuyoruz kızlara erkekler ama onlar güçlü taraf tabii biz yeniliyoruz! "Ya Ceyda yenge yer değişelim o zaman.. Gel sen çocuklara bak?" "Olmaz! Ben bu herifi yenmeden içim rahat etmez!" "Onun için sert vurmalısın yalnız! Görmüyor musun onlar bizim canımızı alıyorlar!" "Tamam be amma konuştun Bade!" gözlerimi belerte belerte ona bakıp çocuklarla masa da oturan Masal'a göz kırptım.. Sonra da oyuna döndük.. İkinci yarı da eşitlik sağlanmıştı. Büyük bir ihtimalle Adnan bey karıcığına kıyamamıştı ve topları hem yavaş atıyor hem de top gelince yanlış karşılık veriyordu. Altay da durumu anlamış olacak ki tüm sormluluğu üstüne aldı ve bana yüklenmeye başladı. "Bana bak adam ne bana yükleniyon sen!" "Sus sus! Mızmızlanma bakayım!" diyip yine sert atınca top tam göğüsüme geldi.. Ee emziriyorum ama ben! Canım yandı be salak! Yüzümü biraz buruşturup servis sırası onlarda olsa bile topu alıp hızla Altay'ın kasıklarına geçirdim. Tabii ki ayağımla vurdum. Yoksa o kadar sert atamazdım. Hem zaten isabet etmemişti, yani çok az! Herkes kahkaha atarken bende gülmeye başladım..  Sonra oyuna devam ettik.. 

"Anne?" "Efendim bebeğim" "Ben susadım" "Tamam gel arabada vardı ılık su" diyerek ayağa kalktı Ceyda Kızının da elini tutup arabalarına gitti, peşinden de Adnan.. Ben onlara bakarken oğlumun altını temizliyordum bir yandan da.. Maç onların sertlikleriyle 10-12 bitti. Tabii ki yenildik! Ama oyun değil mi yani? Yenmekte var yenilmekte! "Altay?" "Efendim?" "Ceyda senin anlattığın gibi değil aslında?" "Farkettim.. Yani iki yılda deişmiş baya! Demek ki seviyor artık Adnan'ı.." "Aman aman Maşallah de" diyerek kıkırdadım. O da aynı tepkiyi verince Asrın kıkırdadı ve biz ikimiz bu duruma kahkaha attık.. "Noluyor ya?" "Yok bir şey halası, yeğenin gülmeyi öğreniyor yavaş yavaş" diyerek oğlumu Altay'ın kucağına verip çantayı topladım. Biraz sonra Ceyda'lar da gelince masaya oturup sohbete başkadık.. Tabii çekirdeğimiz ve çayımızla..

Akşam yediye doğru ayaklanıp arabalara doluştuk.. Tabii bizim iş adamı Altay'ımızın telefonu her zamanki gibi susmadı ve yine çaldı.. Ama telefon bende olduğu için çantadan çıkarıp meraklı Melehat gibi kimin aradığına baktım. Gerçi iş arkadaşından başka kim olabilirdi ki?! 

'Cemre-Arıyor' 

Ağa'nın Torunu!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin