Ağa'nın Torunu!

-26-...Kocam

İyi okumalar..

Eve vardığımızda hızla arabadan çıkıp benim olduğum tarafa geldi. Beni aynı şekle kucağına alıp apartmana soktu. Bense sessiz sessiz onu izliyordum. Onu çıldırtmak hoşuma gidiyordu aslında. Ama sadece ben çıldırtayım istiyordum. Sadece ben..!

"Altay?"

"Efendim güzelim?"

"Sakin ol kaçmıyorum ya!"

"Haklısın, sana sahip olmadan önce benim için çıldır istiyorum. Yalvar istiyorum. Sadece benim için.."

Dudaklarıma hafif bir öpücük bıraktı. Dairenin önüne geldiğimizde hemen kapıyı açtı. İçeri girer girmez odaya yöneldi.

"Kapı!"

O geri dönüp kapıyı kapadığında ben kahkaha atıyordum. Şapşik adam! Beni yatağa yatırıp üzerindeki tişörtü çıkardı. Kaslarını göz önüne sererken ben kolundaki çapa dövmesini okşuyordum. Bu adam harikaydı. Ensesinden tutup dudaklarına şehvet dolu bir öpücük bıraktım. Geri çekilip çenem oradan da göğüslerime yol izledi. Boynumu emerken gıdıklanmıştım. Ve bu çok hoşuma gitmişti. Altay da anlamış olacak ki, göğüslerimden çıkıp tekrar boynuma yöneldi. Hem emiyor hem ısırıyordu. Bu beni çileden çıkartıyordu fakat kendi kendime verdiğim sözü yerine getirecektim. Ona yalvarmayacağım. Evet şuan bile çıldırıyorum ama onun sözüne gelmeyeceğim. Tabii dayanabilirsem! O üzerimden tişörtü çıkarırken bende pantolon kemerini çıkarıyordum. Fakat fazla oyalanmış olmalıyım ki biranda kemer ve pantolon çıktı üzerinden.. Aç gözlerle onu süzerken. Hızla üzerime uzanıp sağ göğsümü dudakları arasına aldı. Altında kıvranıyordum ve bu ona daha fazla zevk veriyordu. Lanet pis adam!

"Altay!"

"Söyle güzelim"

"Sıra bende"

Söylememi beklediği şey bu değildi. Şaşırmıştı da..

"Ne demek sıra bende?"

Bacaklarımı bacaklarına sarıp olan gücümle onunla kendimi 180 derece çevirdim. Üstte olunca derdimi anlamış ve belini yay gibi germişti. Şuh bir kahkaha atıp ellerini belime koydu.

"Hadi bakalım sevgilim yap yapacağını"

"Elimden gelenin en iyisini yapacağım sevgili yakışıklı kocam!"

*

Saat akşam sekizde Candan aramış ve Asrın'ın artık rahat durmadığını söylemişti. Tabii bizde mecbur kalkıp gitmiştik. İyi ki gitmişiz, oğlumu sadece birkaç saat görmememe rağmen çok özlemiştim. Sıkı sıkı sarılıp öptüm oğlumu.. Altay da bize sarılıp benim alnımı öptü.

"Sağ ol dostum" diyerek Furkan'a göz kırptı. Şuan utanmam gerekiyordu belki ama umursamadım. O karısıyla yapmıyor mu canım! Tamam tamam biraz utanmış olabilirim!

Evimize girdiğimizde Altay Asrın'ı hemen odasına götürdü.

"Altını değişir misin?"

"Tamam"

Onlar odada takılırken bende mutfağa geçmiş birkaç bir şey atmıştım ağzıma.. Acıkmışım be! Ee dört saat yataktan çıkmayınca! Of aklıma geldikçe yeniden istiyorum ben bu adamı! O dövmesini okşamak kasıklarında oyalanmak dudaklarımda her milimini ezberlemek istiyorum! Bu istek öyle bir istek ki, bitmiyor.. Onunla tekrar tekrar birlikte olmak istiyorum. Tekrar onu içime istiyorum. Tekrar her yerimi ısırsın istiyorum! Ama gidip de 'Haydi yatağa!' diyemiyorum. Kırkını geçmiş azgın kadınlar gibi görünmek istemiyorum! Ama o benim kocam, her şeyiyle benim olan!