Ağa'nın Torunu!

-12-... Zeynep

İyi Okumalar...

Şarkıyla okuyun lütfen..

Açılmazsa; Koray Avcı- Hoşgeldin..

Belki rüyadaydım. Çünkü dört buçuk saatte buraya gelmesi zordu. Hemde yataktan çıkıp gelmesi.. Ama daha önce rüyalarımda koku aldığımı hatırlamıyorum.. Yani rüya olmayabilirdi de.. Ama lütfen rüya olsun.. Şuan onu görmek istemiyorum. Sinirim geçmeden onunla karşılaşmak istemiyorum.. O bizi burda sırf bir anlık zevk için bıraktıysa varsın hiç gelmesin..  Kafamı çevirmek ona bakmak istemiyorum. Yoksa sinirlenirim yeniden.. Sonra ona patlarım ve en sonunda herkse papaz olurum.. Ama belli ki burda. Yanımda..  Ne olacaktı peki.. O benim kocam değil ki.. Kendi dedi. O Cemre ile evlenecekti.. O zaman neden benle evlendi. Tabii ki korkaklığından.. Kızı için.. Ona zarar gelmesin diye.. Peki benim oğlumun ne günahı var! Niye oğlunu düşünmüyor.....  Tamam belki emin değil, 'Zaten buldum kaçırmadan şu Mardin işini halledeyim' dedi. Ama Asrın'a bakan herkes onun Altay'a benzediğini anlardı..  Ağlamanın anlamı yok! O kaybeder.. "Niye geldin? Eğlenemediniz mi yoksa?" diyerek ona döndüm. "Ne alaka? Hem ne bu hoşgeldin yok mu?" "Yok!" diyerek tekrar oğluma döndüm. "Altay ben gitmek istiyorum!" "Ne?" "Ne mi? Diyorum ya gitmek istiyorum.. En erken zamanda!" "Bir ay diye konuştuk Bade?!" "Söz uçar yazı kalır Altay efendi! En fazla üç gün kalırım.. Daha fazlası yok!" "Bade saçmalama!" "Git kızını get-ir Altay! İnan artık umursamıyorum! Benim oğlumun ne günahı var! Senin kızına zarar gelmesin ama benim oğlum aşiretin içinde harab olsun! Yok öyle bir dünya! Üç gün sonra ister izin ver istersen verme.. Ben gi-di-yo-rum!" diyerek oğlumu ezmeden kalktım. O da şaşkın bakışlarla bana baktı sadece.. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Ne Asrın ne de ben onun oyuncağı değildik!  "Bade çıkta konuşalım" "Gerek yok!" diyerek kapıyı açtım. "Senle konuşacağım hiçbir şeyim yok.. Hani sen gittin ya, o iki gün içinde düşündüm.. Senin bizi kullandığından başka bir şey çıkaramadım.. Yani canım.. Biz artık yokuz.. Ne oğlum ne de ben! Üç gün sonrası için Trabzon'a bilet alıyorum!" "Ne?.. Saçmalıyorsun!" "Kes sesini Altay! Dediğimi yap yoksa kötü olur!" "Sen beni tehdit mi ediyorsun!" "Ben tehdit etmem Altay yaparım!"  Asrın'ın valizinden zıbın bez ve pijama çıkarıp banyoya girdim.. Pelin'in küçük kuvetine ılık su doldurup içeri geçtim. Yatağa oğluşumun küçücük bornozunu ve iine tülbent serince oğlumu soymaya başladım. Bezle kalınca onu kucağıma aldım ve tekrar banyoya geçtim. Banyodaki şampuanları da alıp oğlumun bezini çıkardım. "Napıyorsun?" "Oğlumu yıkıycam müsade edersen!" "Nasıl yıkıycan! Dur annemi çağırıyım!" "Lan sanane!" "Ha?"  "Biliyorum Altay nasıl yıkıycamı! Yürü git!"  "Tamam" diyerek çıktı banyodan bende yavaş yavaş yıkadım oğlumu! Ben onun canına, saçının teline zarar gelmesin diye uğraşırken. Bey efendi oğlunu buralarda bıraksın.. Eğer istemiyorsa giderdik.. Bu çokta zor değildi. 

On dakikanın sonunda banyodan çıktık. Hızla yatağın üstündeki bornozu oğluma sardım. İki haftalık bebek nasıl tebessüm ederdi Allah aşkına.. Altay kanepede oturmuş bizi izliyordu. Umrumda değildi. Ben o telefonda o sesi duyduğumda anlamıştım ne bok döndüğünü! Ama amdem öyle.. İstediği gibi olacak her şey.. "Bade?" "Ne var?!" "Sakin sakin konuşsak" "Konuşacak bir şey yok Altay! Ben diyeceğimi dedim! Bitti.. Gerçi altı ay sonra ancak boşanırız... Bunu biliyorsundur zaten!" Asrın'ı giydirmiştim. Şimdi emzirmem lazımdı.. Ama onun yanına yapmayacaktım tabii ki! "Çıkar mısın oğlumu emzirecem!" "İki gün önce yanımda emziriyordun?" "O iki gün önceydi!" "Niye bu kadar sinirlendin!" "Altay..." Söyle kurtul Bade! "Sen benle konuşurken arkadan 'Bade hayatım yatağa gel' diye bir şey duysan napardın!?" Yüzündeki hiçbir kas seyirmedi. Niye sinirlensin ki zaten! "Haklısın.. Bu iş tam bir fiyasko oldu. Üç gün değil hemen yarın akşam dönersin Trabzon'a" dedi ve odadan çıktı. Sanırım şok olma sırası bendeydi. Ben 'Haklısın' lafından sonra güzel şeyler bekliyordum. Ama o bana tamam git demişti. Gözümden anlamsızca akan yaşı silip oğlumu emzirdim. En azından onu koruyabilecektim. O güvende olacaktı..