-28-... Her şeyi..

22.1K 702 33
                                    

İyi okumalar...

 

 

 

Hastaneye vardığımda Sezgin kapıda telefonla konuşuyordu. Hemen yanına gittim. Telefondaki kişiyle konuşmayı bırakıp "Hoş geldin yenge" dedi. Kafamı sallayıp bekledim onu.. Biraz sonra telefonu kapayıp Asrın'ı kucağımdan aldı.

"Birazdan başlayacaklar.. Gör istersen"

"Tamam, sen iyi misin?"

"Öyle böyle, umarım işe yarar.."

"Yarar olumsuz düşünme.."

Kafasını salladı ve yanımdan uzaklaştı. Bende hemen yukarı çıktım. Ben içeri girdiğimde onu sedyeye yatırıyorlardı.

"Geç geldim kusura bakma trafik vardı."

"Aman Bade, sende.... Bade hakkını helal et!"

"Ne biçim konuşuyorsun!"

"Ya ne olursa olsun!"

"Sus!"

"Ve çok teşekkür ederim.. İlik için..."

"Hadi hadi fazla konuştun" diyerek akmaya hazır olan yaşlarımı sildim.

O kapıdan çıkarken Sezgin kapıda belirdi. Asrın'ı kucağından alıp onları yalnız bıraktım. Sonra arkamdan sarılan adama kendimi yasladım.

"Ne zaman geldin?"

"Sen geldiğinde yoldaydım"

"Erken alınmıyor mu nakile, saat daha dört buçuk"

"Evet, tuhaf"

"Baksana ikisi de nasıl ağlıyor.."

"İyi olacak üzülme.."

"İnşallah, bundan sonra sadece dua edeceğiz"

"Aynen öyle güzelim, aynen öyle" diyerek saçlarıma öpücük bıraktı.

**

Neredeyse  yarım saat olmuştu fakat gelen giden yoktu. On beş dakikalık iş değimliydi bu?! Bizi mi kandırdılar! Ben burada kalp krizi geçirecek durumdayken Sezgin'i düşünemiyorum bile!

Acaba bir sorun mu olmuştu içeride?! O yüzden mi bu kadar uzun sürmüştü. Derin bir oh çekip iyice sokuldum kocama.. O da sıkıca sardı beni kollarıyla..

"Hala haber yok"

"Sakin ol güzelim, birazdan haber gelir"

"Ya hadi ben neyse de Sezgin'e baksana?!"

"Farındayım ama elimizden ne gelir ki?"

Oflayıp kıpırdandım. Hepimiz merakla içeriden gelecek olan haberi bekliyorduk. –ki on saniye sonra Zeynep sedyede dışarı çıktı. Hemen herkes ayaklandı. Sezgin başına gidip elini tuttu. Saçlarını okşarken gözünden akan yaşlar dikkatimi çekti. Acaba kocamda bana böyle bağlı mıydı?!

"Şükürler olsun!"

Doktor yanımıza gelip Sezgin'le konuşmaya başladı.

"Gayet başarılıydı. Bundan sonra birkaç hafta yine hastanede tedavi görmesi gerekiyor. Olumsuz bir şey olursa diye.. Yine ilaç takviyesi olacak tabii..  şimdilik bu kadar.. Geçmiş olsun" diyerek yanımızdan ayrıldı.

"Altay" diyerek sarıldım kocama.. Sanırım artık ağlayabilirim!

**

"Zeynep artık daha dikkatli olman lazım, ben sana bir KEMIK İLİĞİ NAKLİ SONRASI HASTA BİLGİLENDİRME REHBERİ adlı bir klavuz vereceğim.. Ona dikkat et.. Hem zaten bir hafta belki daha fazla, burada kalacaksın.. Sonrasını tekrar konuşuruz.."

Sezgin ve ikisi kafasını sallayınca doktorda gitti.  İkisi de oldukça mutlu görünüyordu.

"Biz artık gidelim, yarın gelirim ben tekrar, hem Asrın var enfeksiyon kapmasın daha fazla hastanede.."

"Tamam canım, bende yorgunum zaten.. Uyurum, teşekkür ederim. Sana hakkımı nasıl öderim bilmiyorum"

"Helal olsun balım, daha bu konuyu açmayalım. Görüşürüz"

El sallayıp çıktım odadan, çıkar çıkmaz Asrın ağlamaya başlayınca bebek bakım odasına doğru ilerledim.

"Nereye güzelim"

"Asrın'ın altını değişeceğim"

"Tamam, bekliyorum"

"Tamam"

Hemen Asrın'ın altını değişip Altay'ın yanına gittim. Kocam! Her şeyim.. Allah'ım bu aşk, sevgi hiçbir zaman bitmesin.. Sana yalvarıyorum..

"Hadi gidelim"

"İyi misin canım?"

"İyiyim"

Elini sıkıca tutup hastane çıkışına doğru gittik. Beni sahiplenişi hoşuma gidiyordu. Oğlumuzu sevişi, beni sevişi hoşuma gidiyordu. Ve ondan bir can  daha taşımak istiyordum. Onun canından bir evladım daha olsun istiyorum!.. Ve sanırım bunun için çalışmalara başlamam gerekiyordu.

"Canım sen iyi misin?"

"İyiyim dedim ya.. Hem de çok iyiyim, Zeynep için mutluyum artık onlarda mutlu olacaklar. Huzurlu olacaklar.."

"Evet.. Ee iki yıl sonra yeğenimizi alırız kucağımıza"

"İnşallah."

Sen bir yıl sonra kendi çocuğunu al da kucağına!..

**

"Bade bu kadar yeter mi?"

"Bakayım... Im yeter.."

"Tamam" diyerek dudaklarına minik bir öpücük bıraktım.

Gözleri kapalı kısık bir inleme çıktı dudaklarından.. Beni çıldırtmak için yapmıyorsa bende ne olayım! Kadın tanıyor beni artık!..

"Bu ne içindi?"

"Karım değil misin? İçimden geldi."

"Hım tamam" diyerek gülümsedi ve işine döndü.

"Sevgilim?"

"Efendim?"

"Diyorum ki yemekten sonra Asrın'ı da uyutsak da birkaç  bir şeyler mi yapsak?"

"Ne gibi şeyler?"

"Bilmem" diyerek ayağa kalktım. Yanına gidip belime sarıldım. Kafamı boynuna gömüp kokusunu içime çektim.. Allah'ım bu kokuyu solumayı hep nasip et... Beni karımdan, oğlumdan, yakında doğacak olan bebeklerimden alı koyma.. Yalvarıyorum Allah'ım...

"Sevgilim?"

"Efendim Bade'm"

"Yarın Mardin'e gidelim mi?"

"Ne?!"

"Ne? İstemiyor musun yoksa?"

"Yo-yokta ben beklemiyordum. Ama istersen hemen bilet alabilirim"

"Tamam al..  Gidelim ama şey, bir şey olmaz değil mi? Yani güven..-"

"Olmaz, yemin ederim olmayacak"

Sıkıca sardım onu.. Boynuma dolanan kollarını öptüm. Saçlarını okşadım. Şakağını, alnını öptüm. Ona her şeyi hatırlatacaktım. Hem de her şeyi..

 

 

Umarım beğenirsiniz.. Sizi seviyorum.. 

Ağa'nın Torunu!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin