9. Bölüm (+18)

135K 3.4K 1.7K
                                    

SELAM! Umarım herkes iyidir..

Sınır: 800 oy 900 yorum

3 hafta sonra

Babamın mezarına gittiğim günün üzerinden tam 3 hafta geçmişti. Acım hâlâ ilk an ki kadar taze ve gün geçtikçe içimde kabuk tutmaya başlayan bir yara gibiydi.

Bu süre zarfında her ne kadar başarılı olamasam da kendimi toparlamaya çalışmış, kaşınıp kanayarak kendini hatırlatan yaralarımı bir nebze de olsa azaltmak için büyük savaşlar vermiştim.

Fakat hepsinin nafile olduğunu, döktüğüm her bir gözyaşı damlasının ruhumu tıpkı bir fare gibi kemirip ele geçirdiğini anladığımda damarlarımda dolaşan suçluluk hissini artık kabullenerek yaşamıma devam etmeyi tercih etmiştim.

Zira tekdüze hayatım benim için hâlâ sürüyordu. Ne yapıp edip kaldığım yerden devam etmem lazımdı. Ki öyle de yapıyordum.

Saat gecenin 10'unu gösteriyordu. Mekândaki müziği bastıran çığlık sesleri kulaklarımı tırmalarken yoğun bir şekilde burnuma erişen kadın ve erkek parfümlerinin karışık kokusu midemi bulandırıyordu.

Diskotekte hareketli bir parça çalınmaya başladığı sırada gözlerimi kısa bir süreliğine piste çevirdim. Sarışın oldukça seksi bir kadın soyunarak striptiz gösterisi yapıyordu. Tüm herkesin ilgisi bir anda ona yoğunlaşmıştı.

Üzerinde sadece transparan iç çamaşırlarıyla kaldığında etrafında halka oluşturan abaza erkekler heyecanla elindeki içkileri ıslık çalarak kadına kaldırıp onlardan da kurtulması için gaza getirdiklerinde gösterdikleri çaba iğrenti duygumu körükledi.

Hâliyle bu ısrarları boş karşılanmamıştı. Dolgun ve kıvrımlı hatlara sahip olan kadın saçlarını tek omzuna alıp sütyeninin kopçasına uzandı.

Artık saniyeler sonra dolgun göğüsleri herkesin önüne serilmiş bir vaziyetteydi. Avuçlarıyla göğüslerini kışkırtıcı bir çekicilikle okşadığında erkeklerin içlerinden yapılı birisi kadını çıplak belinden yakalıp göğsüne yapıştırdı ve akabinde açlıkla dudaklarına kapandı.

Bu görüntüye iğrenti dolu bakışlarla karşılık verdikten hemen sonra buruşmuş yüzümle tezgahın arkasındaki işime geri döndüm.

İçkileri markalarına ayırıp sırasıyla raflara yerleştirmeye başladığım esnada omzumda bir çift elin varlığını hissetmemle başımı hızla arkaya çevirdim.

"Yardım edeyim mi güzellik?"

Soner de tıpkı benim gibi burada part time çalışıyordu. Uzun kıvırcık saçlarını başının tepesinde sıkı bir topuz yapmış yüzüne hakim olan yılışık tebesümüyle karşıma dikilmişti. Tek kolu full dövmelerle dolu olan dirseğini tezgaha yasladığında kaşındaki piercingiyle son derece itici gelmişti gözüme.

Geceleri benimle yer değiştirdiği için mesai saatimin bittiğini anladığımda yine de, "Gerek yok!" Diye konuştum ters bir sesle kestirip atarak.

Sırıtarak, "Peki o hâlde dediğin gibi olsun." Dedi. Gözlerimi baygınlıkla devirip elimdeki tekila şişesini de alt rafa koydum. "Ben hemen yandayım, üst taraflara yetişemezsin seslen. Omuzlarıma alırım seni."

Dişlerimi birbirine geçirip burnumdan soluyarak arkamı döndüğümde çoktan gitmişti.

Yavşak.

Dakikalar sonra ilk rafa markalarına göre tekilaları dizmiş, oyalanmaksızın ikinci rafa yani biralara geçmiştim. İçimden markalarını okumayı da ihmal etmiyordum. Efes, Tuborg, Bomonti...

ARZU +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin