5. Bölüm (+18)

163K 2.7K 1.7K
                                    

Oy: 300
Yorum:600

Geçeceğinizi umduğum için diğer bölümü şimdiden yazmaya başlıyorum. Sınır geçilir geçilmez bölümü yükleyeceğim.

Keyifle okuyun⚓

Uraz yaptığım tüm itirazlara rağmen beni hastane koridorlarında kucağına almış çıkışa kadar öyle getirmişti. Hastane kapısından çıktığımız sırada elimle omzunu dürtüp beni artık indirmesini söyledim. İkiletmeden dediğimi yapıp bedenimi yavaşça yere indirdiğinde aniden başım döndü ve dengem sarsıldı.

Uraz bunu bekliyormuş gibi belimden tutup dengemi korudu. Elim istemsizce de olsa belimdeki elinin üzerine gittiğinde sanki elektrik çarpıntısına maruz kaldığımı hisseder oldum ve titreyerek bakışlarımı ona kaldırdım.

Gözlerimin içine birkaç saniye baktıktan sonra, "İyi değilsin." Diye konuştu, kafasını hayıflanarak sallarken. "İstersen seni evine götüreyim."

Belimde durmaya devam eden elini kendimden uzaklaştırıp kısık ve soğuk bir tavırla mırıldandım. "İstemez, kalsın."

Adımlarımı öne atacağım an kolumu hafifçe kavrayıp beni durdurdu.

"Bak, bana kızgınsın biliyorum ama hiçbir şey sandığın gibi değil. Açıklamama izin ver."

Kolumu hışımla geri çekip parmaklarının arasından kurtardım. "Sana hissettiklerim kızgınlığın kıyısından bile geçemez. Eğer yapabilseydim seni şu an burada gözümü kırpmadan kendi ellerimle öldürürdüm."

Yüz hatları seğirdiğinde, "Önce beni dinleyeceksin." dedi, reddedilmeyi kabul etmeyen bir dille.

Histerik bir gülümseme dudaklarımın kenarından kayıp geçti. "Öyle bir şey olmayacak," diye bastırdım, kelimelerin altını çizerek. "Bir daha karşıma da çıkma!"

Yapmacık bir gülüş sergilediğinde,"Asıl öyle bir şey olmayacak, unut bunu!" Dedi sonlara doğru ciddileşerek. Dengesiz tavırlarına göz devirmekle yetindim.

"Sen anlamıyor musun?" Diye sorduğumda sabrımın son demlerindeydim. "Daha açık konuşayım madem. Siktir git artık hayatımdan, benden uzak dur!"

Gömleğinin düğmelerinden birini daha açtığında son derece rahat bir tavırla,"Ağzını bozma istersen bebeğim." Diye konuştu.

Yılışıklığı sinirimi kat be kat daha arttırdığında, "Bana öyle hitap etme!" Diye çıkıştım. "Senin gibi bir pezevenkle bu saatten sonra yerde gökte işim olmaz."

Kısaca etrafına bakınıp sanki beni takmıyormuş gibi bir ifadeyle suratını kırıştırdı. "Naz yapmanın sırası değil."

Sarf ettiği cümle birdenbire nevrimi döndürdü. Aramızdaki iki-üç adımlık mesafeyi de kapatıp yakasına yapıştım ve avazımın çıktığı kadar bağırıp onu var gücümle sarstım.

"Ne diyorsun sen ya, Allah belanı versin! Utanmadan hâlâ karşıma geçmiş pişmiş kelle gibi kendini savunmaya çalışıyorsun. Ne iğrenç bir herifsin!"

Güçlü elleriyle kollarımı yakaladığında alnında nabız yoklayan bir damarla yüzüme tısladı. "O sesinin desibelini düşür ve nerede olduğunun farkına var."

Hastanenin bahçesinde dolaşan birkaç kişinin bakışlarını bize çevirdiğini fark ettiğimde istifimi bozma gereği duymadım. Şu an bunu kafama takacak durumda değildim.

ARZU +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin