EVDEKİ OĞLAKLA KURT
Oğlağın biri evin içi ne girmiş, bir de bakmış ki kapının önünden bir kurt geçiyor. Ağzını bozmuş, başlamış sövüp alay etmeye. Kurt başını çevirip: "A zavallıcığım! bana sen mi sövüyorsun sanki? O senin bulunduğun yer sövüyor!" demiş.
Bazen bulunduğumuz yerden, bulunduğumuz durumdan cesaret alır da k endi mizden güçlülere meydan okuruz, bu masal işte bunu söylüyor.
OĞLAKLA KA VALCI KURT
Oğlağın biri sürüden ayrılmış, arkasına bir kurt düşmüş. Kurtulamayacağını anlayınca dönmüş: "Kurt, demiş, görüyorsun ki nasibim sana yemek olmakmış; ye beni, ama önce bir kaval çal da bari keyfimle öleyim.'' Kurt oğlağın bu sözlerine kanmış, başlamış kaval çalmaya. O çalmış, oğlak oynamış... Ama bu böyle sürer gider mi? Kaval sesi ta uzaklardan duyulmuş, köpekler koşup kurdun peşine düşmüşler. Kurt oğlağa dönüp: "Oh olsun bana" demiş; "ben kasabım, ne diye kalkar da kaval çalarım?"
İnsan hele vakte bakmadan bir iş yapmaya kalktı mı, çoğu elindekini de kaçırır.
HERMES İLE YONTUCU
Hermes tanrı bir gün: "İnsanlar katında nedir acaba değerim?" diye merak etmiş, insan kılığına girip bir yontucunun dükkanına gitmiş. Bir Zeus yontusunu gösterip: "Bunu
kaça verirsin?" diye sormuş. Yontucu: "Bir drakhme" demiş. Hermes gülümsemiş: "Ya hem yontusu kaça?" diye sormuş. O daha pahalıymış. Hermes bakmış ki dükkânda bir de kendi yontusu var: "Ben hem Zeus'un habercisi, hem de kazanç tanrısıyım; büyüktür elbette benim değerim!" diye düşünmüş, yontunun kaça olduğunu sormuş, Yontucu: "O ikisini alırsan, bunu sana cabadan veririm!'' demiş.
Övüngen, ama başkalarının gözünde bir paralık olan adamın durumunu bu masal ne iyi gösteriyor.
HERMES İLETOPRAK
Zeus, erkekle kadını yarattıktan sonra Hermes'i çağırmış: "Şunları yeryüzüne götür ve nereyi kazanacaklar, azıklarını nereden çıkaracaklar, gösteriver" demiş. Hermes Zeus'un buyruğunu yerine getirmiş, ama toprak önce karşı koymak istemiş. Hermes: "Ne yapalım? Zeus öyle buyurdu!" deyince toprak: "Peki, demiş, kazsınlar istedikleri kadar; ama bilmiş olsunlar ki çok ah ettirecek, çok gözyaşı döktüreceğim onlara!"
HERMES İLE TEIREIAS
Bir gün Hermes: "Şu Teiresias için falcı diyorlar ya! bakalım iyi mi falcılığı? olup bitenleri biliyor, dedikleri doğru çıkıyor mu?" diye merak etmiş, Teireias'ın köydeki sığırlarını çaldıktan sonra insan kılığına girmiş, kente gidip kendisini görmüş. Hayvanlarının çalındığını öğrenince Teiresias Hermes'i yanına almış: "Hele bakalım kuşlar ne haber veriyor?" deyip alana gitmiş. Hermes 'e: "Bak bakalım, ne kuş görüyorsun?" diye sormuş. Hermes bakmış ki bir kartal bir sağa, bir sola gidip duruyor; Teiresias'a söylemiş. Teiresias: "Onun verdiği haber bize değil; sen daha bak, ne görüyorsun?" demiş. Hermes gene bakmış; bu kez de gözlerini bir yukarı kaldırıp bir aşağı indiren bir alakarga görmüş, onu da söylemiş. Falcı: "Hah! demiş, anlamadın mı alakarganın dediğini? Sığırlarımı buldurmak senin elindedir diye göğe de yere de ant içiyor!"
Bu masal hırsızlar için söylenmiş.
HERMES İLE ESNAFLAR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masallar
General FictionEzop. Hayvan masallarının en eski ustası. Grekçe adının doğru yazılımıyla Aisopos. Kendisi de bir masal kişisine dönüşmüş, Frigyalı köle... Aisopos'un masalları, dilden dile tüm dünya yazınını etkilemiş, Eskiçağ ozanlarına, Ortaçağ masalcılarına...