ZEUS İLE KAPLUMBAĞA
Zeus evleniyormuş, büyük bir düğün yapmış, bütün hayvanları da çağırmış. Hepsi gelmişler, ama kaplumbağa gözükmemiş. Zeus ne oldu acaba diye merak edip ertesi gün kaplumbağayı bulmuş: "Şölenime bütün hayvanlar geldi de sen neden gelmedin?" diye sormuş. Kaplumbağa: "Evceğizim, sen bilirsin haIceğizim!"diye yanıt vermiş. Zeus kızmış: "Ya! öyle mi?" diye kaplumbağayı, bir daha nereye giderse evini de arkasında taşımaya mahkûm etmiş.
insanların da çoğu öyledir, başkalarının sofrasında doyasıya yemektense kendi evlerindeki azıcık aşı üstün tutarlar.
ZEUS'UN Y ARGIÇLIĞI
Zeus bir gün Hermes'i çağırmış: "İnsanlar ne kötülük ederse birer deniz kabuğuna yazar, yanımdaki torbaya bırakırsın; ben hepsine bakar, cezalarını da veririm" demiş. O günden beri Hermes herkesin ettiklerini öyle yazıp durur. Ama işte bakıyorsun ki deniz kabukları karışıveriyor. Zeus'un eline kimi çabuk varıyor, kimi geç... Sonunda hepsi gene ulaşır onun eline.
Kötüler cezalarını hemen görmüyorlar diye şaşmayın, her şeyin bir sırası vardır; bu masal işte onun için söylenmiş.
GÜNEŞLE KURBAĞALAR
Yaz aylarındaymış, güneş artık evlenmeye karar vermiş, büyük bir düğün yapmış. Bütün hayvanlar sevinmişler,
kurbağalar bile keyiflenmiş. Ama içlerinden biri: "Bize de ne oluyor?" demiş. "Görünüyor musunuz, güneş bir başınayken bütün gölgeleri, havuzları, bataklıkları kurutuyor; evlenip bir de kendi gibi bir çocuğu olunca bizim durumumuz neye varır?"
Düşüncesiz çok kimseler vardır, hiç de sevinilmeyecek şeylere seviniverirler.
KATIR
Katırın biri arpayı yemiş yemiş, semirmiş; başlamış zıplamaya. Bir yandan da: "Ben at dayıma çekmişim, her şeyi m ona benziyor!" dermiş. Ama bir gün katın koşturmuşlar. Koşu bittikten sonra suratını asmış, birdenbire aklına babası eşek gelmiş.
Bu masal da gösteriyor: bir insan, işleri yolunda gidip de yükseldi mi, ne oldum delisi olmamalı, aslını unutmamalı; çünkü güven olmaz bu dünyaya.
HERAKLES İLE ATHENA
Herakles bir gün başını almış, dar bir yol boyunca gidiyormuş. Bir de bakmış ki yerde elmaya benzeyen bir şey var, ayağıyla ezmek istemiş. O şey ezilmemiş, bir kat daha büyümüş. Bunu görünce Herakles bir kez daha basmış, topuzunu kaldırıp onunla da vurmuş. O şey daha da büyümüş, yolu kapatmış. Herakles o kadar şaşmış ki topuzu elinden düşüvermiş. O sırada Athena tanrıça gözükmüş, Herakles: "Dur, kardeş, demiş; o ezmek istediğin şey yok mu? ona düzensizlik, kavga derler; dokunmazsan olduğu gibi kalır; ama kaldırayım diye uğraştın mı, büyüyüp gider."
Kavgalar, savaşlar, büyük büyük zararlar doğurur; bu masal onu gösteriyor.
HERAKLES İLE PLUTOS
Herakles tanrılar arasına girip Zeus 'un sol tarafına oturunca bütün tanrıları terbiyeli terbiyeli selamlamış. Plutas orada değilmiş. sonradan gelmiş; Herakles onu görünce başını çevirip gözlerini aşağı eğmiş. Zeus şaşırmış bu işe: "Bütün tanrıları selamladın da bir Plutos'tan başını çeviriyorsun; bu da ne demek?"' diye sormuş. Herakles: "Çeviririm elbette, ben insanlar arasında iken Plutos'u çoğu kötülerin yanında görürdüm"' demiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masallar
General FictionEzop. Hayvan masallarının en eski ustası. Grekçe adının doğru yazılımıyla Aisopos. Kendisi de bir masal kişisine dönüşmüş, Frigyalı köle... Aisopos'un masalları, dilden dile tüm dünya yazınını etkilemiş, Eskiçağ ozanlarına, Ortaçağ masalcılarına...