Ay, biraz önce yanlışlıkla bölümü siliyordum. Ay bi' saniye, durun. Aklım çıktı.
Neyse, şükürler olsun hala yerinde.
Ve Merhaba! Ben geldim.
Direk konuya geçiyorum. Bu bölümü bilemedim yani. Nasıl oldu gerçekten bilemiyorum ama siz yorum yapın söyleyin bana *-* Lütfen^^
Ondan sonra bu bölüm @Bayankarakartaal'a gelsin! Seni çok sevdiğimi billl••
Bölüm şarkısı ∞ Keri Hilson- I like.
Bu şarkıyı hayatta söylemezdim. O kadar seviyorum. Ama lütfen bununla okuyun. Sanki bu bölüm için yazılmış şarkı. Rica ediyordum. Bak rica ettim. Pilis yani. Kırmayın beni.
Neyse ben gidiyorum. Ama şarkıyla okuyun sjjsjs.
İyi okumalar. İnşallah beğenirsiniz. Sizi seviyorum•••
Sıcak suyun altında kendimi iyi hissediyordum. Su damlaları bedenimi keşfedip kaybolurken sanki bende kayboluyordum. Son zamanlar o kadar garip şeyler olmuştu ki ben bile daha ne yaşadığımı anlayamıyordum. Olanlara yetişemiyordum. Ama fazlasıyla yorulmuştum. Böyle şeylere alışık değildim. Benim yaşamım sıradandı. Okunacak kitaplarım, izlenecek filmlerim, yapılacak ev ödevlerim vardı. Ben birileri tarafından akşam, aileme yalan söyleyerek dışarı çıkmalara alışık değildim. Ben göz önünde olmayı bile sevmezdim. İnsanlar bana bakmazdı. Ben onları gözlemlerdim ama son zamanlarda her şey tepe taklak olmuştu. Bunu nasıl yaptığıma dair ufacık bir fikrim yoktu. Ve istediğim tek şey, her şeyin eski haline dönmesiydi. Büşra'yla küsmek istemiyordum, insanlar tarafından iğrenç bakışlara maruz kalmak istemiyordum, aileme yalan söylemek istemiyordum. Fazla bir şey istemiyordum ki. Ben sadece eski halime dönmek istiyordum. Sessiz, sakin ve insanlar tarafından dikkat çekmeyen Hilal olmak istiyordum.
Ama tabii ki bir gerçek vardı ki, bunu kabullenmek istemesem bile, gerçekciliğine karşı koyamıyordum.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Bunu biliyordum çünkü gerçek, tüm çıplaklığı ile karşımda duruyordu.
°°°
Okula girerken kafamı yere indirmiştim. Kimse ile karşılaşmak istemiyordum. Kimse ile konuşmak da istemiyordum. Önümdeki tek şey sınavımdı. Tamamen ona odaklanmak istiyordum ama hemen dibimdeki engeller buna izin vermiyordu. Sanki düşüp pes etmemi ister gibi sürekli artıyorlardı. Her seferinde tökezliyordum ve düşeceğimi de biliyordum. İstediğim tek şey düştüğüm zamanın şu zamanlar olmamasıydı. Yoksa gerçekten ama gerçekten düşmüş olurdum.
Sınıfta Büşra'yla oturmuyordum. Eskiden en arka sıranın hemen önünde ikimiz otururken şimdi tek başıma sıraya sığmaya çalışıyordum. Benimle bir çift kelime konuşmamıştı. Ona ihtiyacım vardı. Benim ona her zaman ihtiyacım vardı çünkü biz kısa sürede birbirimizin ayrılamaz parçası olmuştuk. Şu an benim ona ihtiyacım olduğunu biliyordu ve işin kötü tarafı, başına bu işleri ben getirmiş olsamda, o da bana ihtiyaç duyuyordu. Bizim birbirimize ihtiyacımız vardı. Başka hiçbir şeye gerek yoktu.
Ders boyunca ne Evrim ne de Ceyda bana baktı. Garip bir tavırları vardı ve işin açıkçası, umrumda bile değillerdi. Mert daha solgundu. Bana biraz soğuk davransada, buna daha çok beni görmemiş gibi yapsada diyebiliriz, beni sevdiğini biliyordum.
Kısaca sınıfta insanlar hayalet gibiydi. Daha doğrusu ben hayalat gibiydim ve insanlar sanki bana ayak uydurmaya çalışıyorlardı. Açıkçası bundan bir şikayetim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutuklu
RomanceO, karanlıktı. O, karanlığın tam anlamıydı. Ve ben, gün geçtikçe, yavaş yavaş o karanlık tarafından emiliyordum. Karşı koyacak ne gücüm vardı, ne de bir halim. Yapabildiğim tek şey çığlık atmaktı ama çığlıklarım boğazımı parçalayacak kadar güçlü, se...