Kocaman duvarlar,upuzun koridorlar ve merdivenler,Altın,Gümüş,Elmas veya Birkaç değerli taş ile süslenmiş bir mekan...Evet burası Kraliçe Haumea'nın Sarayıydı
Gösterişli ve mükemmel derecede güzeldi.Çevrede genel olarak Altın Sarısı ve Beyazın tonları hakimdi.Bazı kısımlar kubbe gibi içeri çekilmişti ve o kubbeler Rönesans'tan kalma resimlerle doluydu ancak Rönesans resimlerinden farklı olarak Canavarlar veya Güçlü Yaratıklarla dolu olan resimlerdi
Rönesans resimlerinin Mistik Canavarlarla dolu olduğunu hayal edelim desem daha doğru olurdu
Sağda ve Solda kapılar ve kocaman tabloların olduğu koridorlardan geçiyorduk.Kraliçe Haumea nazik ve yavaş adımlarla önümüzde yürürken biz ise çevreye baka baka yürüyorduk.Troy ve Tralia'nın gözleri kamaşmış bir şekilde etrafa bakıyorlardı.Coral'ın da onlardan aşağıya kalır yönü yoktu.Datrone çok fazla etkilenmiş gibi durmuyordu ama içten içe buranın hoşuna gittiğini anlayabiliyordum sadece Troy,Tralia ve Coral kadar ilgili değildi
Kraliçe Haumea yavaşça arkasına döndü ve bize doğru bakmaya başladı,yavaş yavaş yürümeye devam ediyordu
"John bana neden buraya geldiğinizi hiç anlatmadı.Anlatın bakalım merak ettim"
Herkes birbirlerine baktılar sonra ise bana,başımı salladım ve Kraliçe Haumea'nın yanına başım aşağıda ufak tefek adımlarla yürüdüm
Çok küçükken,en fazla 5 yaşlarında olmam lazım.Mora Annem,Küçük bir Ay Kilisesinde arkadaşları ile buluşacağı zaman onların yanına hep başım aşağıda giderdim.Mora Annem,onların önemli insanlar olduğunu söylerdi o yüzden saygı amaçlı başım aşağıda yürüyordum ancak Mora Annem,onlar konuşurken göz kontağını kesmeden ve başım dik konuşmamı söylerdi
Kraliçe Haumea'nın gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladım.Tabii arada bir gözlerimi kaçırıyordum.Amacım ona dik dik bakıp rahatsız etmek değildi çünkü.Artık 5 yaşında değildim ve bazı davranışlarımın insanları rahatsız edebileceğinin farkındaydım
"Ruh Kontrolü dersindeydim.Öğretmenim olan Bay Peter hepimizi yaz döneminde çalıştık mı diye teste soktu.İlk ben testi yaptım ancak Ruh Çemberine yattığım anda çok farklı bir yerde buldum kendimi.Bir mekan vardı.Taşlardan yapılmıştı tek pencere önümde duran kişinin arkasındaki pencereyi arkadan Ay parlıyordu.Önümde duran kişi tamamiyle mavi renklerindeydi ve zincirlenmişti.Ayaklarından tut ellerine kadar her yerinden zincirle kaplıydı bana baktı ve dedi ki...Oradaki herkese söyle,Lanetli Ay Kralı geri geliyor.Tüm gün her yerde onu aradım ancak ne bir kişi biliyor ne de bir kitapta var.Arkadaşlarıma,Öğretmenlerime Müdür John'a,Kütüphanedeki kitaplarıma hatta Babama bile sordum ancak dediğim gibi kimse ne adını biliyor ne de nasıl biri olduğunu sanki gökyüzüne karıştı da yok oldu gibi.Artık hayal bile gördüğüme inanmaya başlamıştım ancak Müdür John,Ruhlar Aleminde gördüğüm bir şeyin rüya veya hayal olamayacağını söyledi.Her hangi bir tehdit unsuru olmasına karşılık bizi araştırma için buraya gönderdi.Burada bir kütüphane ve arşiv karışımı bir yer varmış ve en eski belgeler bile burada bulunuyormuş.İşte bizim hikayemiz bu"diyerek bitirdim
Dediklerimden resmen Destan Yazılırdı her halde,Bunu Suon Çocukları kitabında ölmeden önce söylesem kendi sayfamda kesin bir kısmı alır
Kraliçe Haumea elleri çenesine beni pür dikkat dinlemişti
"Lanetli Ay Kralı...Diğerleri gibi pek duyduğum bir şey değil hayatım,bu konuda yardım edemediğim için özür dilerim.Ancak sana bu konuda yardım edecek Bir Kütüphanemiz var..."dedi Kraliçe Haumea.Durmuştu ve sağ elini sırtıma koymuştu
"Ancak John,haklı muhtemelen iyi bir şey değil ve bir tehdit unsuru.Eğer bir ruh tehlikeli değilse neden ayaklarından ve ellerinden zincirlensin ki? Bu tehlikeli olduğunun direkmen işareti"
Onu onayladığımı belli etmek için başımı salladım.Kraliçe Haumea durdu ve sanki hepimiz birer ilkokul öğrencisiymiş gibi yan yana dizmeye başladı
"Bugün yeni geldiğiniz için dinlenin,yorgun kafayla araştırma yapmanız mümkün değil o yüzden bugün iyice dinlenin.Odalarınızı ayarladım ancak prosedür gereği ve Müdürünüz John'un isteği üzerine kızlar ve erkekler farklı odalarda kalacaklar"
Herkes Kraliçe Haumea'yı onayladı
"Pekala,Coral,Tralia ve Eclipse sizler aynı odada kalacaksınız.Troy ve Datrone ise farklı odada birlikte kalacaklar.Odalarınız yan yana olacak o yüzden bir şeye ihtiyacınız olduğu zaman arkadaşlarınızla ve kardeşinle hemencecik buluşabilirsiniz"
Kraliçe Haumea,Troy ve Tralia'nın Adının söylerken birazcık yavaş ve heceleyen bir tonda söylemişti isimlerini ayrıca 'kardeşin' derken ise Tralia'ya bakmıştı
Neredeyse 5 adım sonra Kraliçe Haumea,kahverengi bir kapıyı açtı.İçeri de üç tane yatak vardı ve her yatağın karşısında ise bir gardrop ve her yatağın sol tarafında ise ufak bir komidin mevcuttu.Oda rahat 50 metre genişliğinde vardı ve en sol duvarda ise kocaman bir pencere vardı.Sağ duvarda ise tuvaletin girişi olduğunu tahmin ettiğim bir kapı.Duvarlar ise Altın Sarısı ve Beyazın renkleri ile kaplıydı
"Burası kızların odası"
Kraliçenin bunu demesiyle birlikte ben,Coral ve Tralia son hız içeriye doğru girdik.Coral,Banyonun hemen yanındaki yatağa yerleşti,Tralia ise pencerenin dibindeki yatağa geçti ben ise çaresiz bir biçimde ortada kaldım zaten kullanmayacaktım o yüzden benim için sıkıntı değildi.Gardropların hemen yanında ise bavullarımız duruyordu
"Rahatınıza bakın kızlar,eşyalarınız çoktan yerleştirildi.İyi dinlenin.Gelin çocuklar şimdi sizin odanızı göstereyim"dedi Kraliçe Haumea ve kapımızı kapattı
Tralia yatağa resmen atlayıp uzandı ben ise camdan bakmaya başladım.Fazla yüksek bir yerde değildik ancak biri atlamaya kalksa kesin bacakları kırılırdı.Akşamları Babamla görüşecektim ancak ortada tırmanabileceğim hiçbir çatı veya çatıya gidebileceğim merdiven yoktu
"Sanırım geceleri babamla birlikte olmak için odanın dışına çıkmam gerek"dedim
"Geceleri Ay ile birlikte mi olacaksın? Sen uyumuyor musun?"dedi Coral soru sorar bir tonla
"O uyumuyor veya yorulmuyor.Babasından gelen bir özellik"diye yanıtladı Tralia
Tralia'nın gözleri kapalı ve elleri kafasının arkasında yatağa uzanmıştı,Coral ise bavulundaki birkaç eşyayı yerleştiriyordu.Bunu duyduktan sonra şaşkınlıkla bana baktı
"Vay canına...Hem Geceleri hemde gündüzleri hiç yorulmamak.İyi olmalı"dedi Coral pek fazla etkilenmemiş bir sesle
Haklıydı.Bazen uyuyamamak cidden sıkıcı oluyordu bazen neredeyse zaman geçmiyordu bile denebilirdi
Sessiz ve yavaş bir sesle onu yanıtladım
"Evet...İyidir"dedim ve camdan tepede olan anneme baktım.Her zaman ki ışıltısı ile parlıyordu
Bugün dinlenelim.Yarın uzun ve yorucu bir araştırma bizi bekliyor olacaktı
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezler Okulu-3:Suon Laneti
FantasyEclipse Nightinggale,Uzun ve biraz olsun sıkıntılı geçen bir yaz tatilinin ardından Melezler Okuluna geri dönmüştür Bu senenin bir önceki sene gibi olmamasını ümit ederken daha garip bir olay ile karşı karşıya kalır Suon Laneti Tüm Suon Çocukları...