Müdür John,konuşmasını bitirdikten sonra kürsüden indi.Veliler'de kısa süre sonra Balo Salonundan ayrıldılar ve Balo Salonunun önünde toplaştılar ve vedalaşma sekansı başladı
Mora Annem bana sımsıkı sarılırken bende ona sımsıkı sarılıyordum.Son olan olay bitmesine rağmen onun için korkuyordum.O durumda ne kadar çaresiz olduğunu hepimiz görmüştük
"Seni yine tek başına bırakmak konusunda içim rahat değil"dedim
"Neden?"
Ona sadece baktım,başımı göğüsüne yasladım.O da bunu anlamış olacak ki başımı okşamaya başladı
"Eclipse,artık geçmişte kaldı.Daha iyi olacağım.Hem,yanlız değilim ki? Büyükanne Josephine ve Büyükbaba Abel,Teyzelerin Mona,Moona ve Merida'da var"dedi sakin bir sesle
Bir şey demeden ona doğru baktım.O ise saçlarımı okşamaya devam etti
"Merak etme benim güzel kızım"
"Sen ne diyorsan öyledir Mora Anne"dedim
Bir süre boyunca böyle durduk sonra ise alnımdan öptü ve gitmek için hareketlendi
"Kendine iyi bak Eclipse! Yarın seni televizyondan ararım olur mu?"
"Tamam,Mora Anne! Görüşürüz"
Mora Annem arkasını dönmüş ve birkaç veli ile okuldan çıkarken arkadan onu izliyordum.Sessizce durmuş onun gözden kaybolmasını izledim
Bütün bu konsantrem,sırtıma birinin hızla vurması ve bundan dolayı gelen acıdan dolayı kesilmişti
"Eclipse! Canım kardeşim benim! Nasılsın!"diye böğüren Troy'a doğru baktım
Tralia bana sarılırken Troy sırtımı tutuyordu.Buradan da Troy'un sırtıma vurduğu gün yüzüne çıkmıştı.Hafiften sırıtarak konuştum
"Bir gün sırtımı bu vurmalarınız sebebi ile kıracaksınız da bakalım ne zaman?"
"Özür dilerim,elim biraz ağırdır"dedi Troy mahçup bir ifadeyle
Troy ve Tralia'nın üzerine giydiklerine baktım.Tralia kırmızı renkli kısa bir tayt ve siyah askılı bir kıyafet giymişti.Troy ise yeşil bir t-shirt ve altına da kot şort giymişti
"Eclipse,Troy,Tralia?"dedi kısık bir ses
Coral önümüzden bize doğru yavaş yavaş yaklaşıyordu ve kollarını açmıştı.Sarı saçları kıvır kıvır olmuştu,üzerinde ise Su Yeşili bir elbise vardı.Bizim ortamıza geçti ve hepimize teker teker sarıldı
Bu sarılma merasimi de bittikten sonra Okulun Bahçesine gidip hep birlikte yerlere oturduk.Coral,bacaklarını karnına çekerken,Troy yerde uzanıyordu.Tralia ise bacaklarını uzatmıştı,ben ise Coral gibi bacaklarımı karnıma çekmiştim
Böylece diğer öğrenciler gibi Yaz Tatillerimizi bahsetmeye başladık.Coral,babası ile birlikte tüm tatillerini Malta Adasında geçirdiğinden bahsetti,Annesi biraz daha şehir dışında yaşadığı için evleri şehirden uzaktaymış.Troy,Tralia ve Ben ise benimle birlikte deneyim yaşadıkları Karanlık Ay macerasını anlattılar.Coral biraz korkmuş olmasına rağmen Karanlık Ay'ın birazcık dikkatini çektiği aşikardı ancak çağırmak gibi bir niyeti olmadığını anlamam uzun sürmemişti.Süreki Karanlık Ay'ı gerçekten yok edip etmediğimi sorup durdu
Tatil Anıları sohbeti ise herkesin evlerinde işleri olduğunu söylemesi ile son buldu.Haklılardı.Yeni gelmiştik ve koyulacak veya yerleştirilecek çok eşya vardı
Benim işim ise sadece Amaris'ti.Mora Annemle geldiğimde,kıyafetlerimi koyduğumdan dolayı benim koyacak eşyamı yoktu
Evime girdiğim anda,Ruh Odasına doğru son hız koştum.Neden bu kadar acele ettim bilmiyorum
Yavaşça çembere oturdum ve bacaklarımı birbirine yapıştırırken,ellerimi karnımın üzerine koydum ve gözlerimi kapattım.Ruhlar Alemine uzun zamandır girmediğimden dolayı içimden geçen Ruhsal güçten dolayı bedenimin sertçe titrediği hissettim
Gözlerimi yeniden açtığımda ise beklemediğim bir yerdeydim.Amaris ile görüştüğümde genelde bulunduğum yer çimenlik olurdu,tam bir piknik havası sıcaklığında olurdu her yer güzel ve huzur vericiydi ancak bu sefer farklıydı
Çünkü etraf simsiyahtı! Etrafta hiçbir şey yoktu,Ne bir çimen ne bir ağaç ne de bir gökyüzü,sadece siyahlık.Simsiyah bir boşluğun içinde gibiydim.İçimdeki korku kendini hafiften belli etmeye başlamıştı
Ellerim göğüsümde,sesim titreyerek konuştum
"A-Amaris?"
Sessiz ve sakin bir iç çekme sesi duydum.Arkamdan gelen ses için arkamı döndüğümde,Mavi ve Sarı renklerinin karışımı olan bir balçık ile karşılaştım.Tıpkı bir jöle gibi şekilsiz ve şeffaftı.Ayrıca tamamiyle jöleden yapılmışa benziyordu.İç çekme sesi bu yaratıktan daha garipti.Sesi sanki helyum yutmuş gibi inceliyor sonra da bir erkek sesi gibi aniden kalınlaşıyordu
Yaratık iç çekmeye devam ederken sağından ve solundan gelen beyaz renkli sıvıyı fark ettim.O da onun gibi jöle kıvamındaydı
Fazla emin olmayarak konuştum
"Amaris? Bu sen misin?"
Yaratık aniden durdu,üzerinden,başı olduğunu tahmin ettiğim bir şey ortaya çıktı ve omuz üzerinden bana bakmaya başladı.Saçları ise söğüt Ağacının yaprakları gibi uzundu ve yerde sürünüyordu.Saçları ise cıvık bir sarı rengindeydi.Bedeni olan sarı renginden biraz daha açık bir sarı rengiydi
Yüzü,genç bir kızın yüzüydü ama erimekte olan bir dondurma gibiydi yüzü.Gözleri beyazdı ve o beyaz sıvının gelme kaynağıydı.Gözlerinde,göz bebeği olmamasına rağmen gözlerindeki hüzün ve acı yüreğimin parçalanmasına sebep oldu
Gövdesinden,pençe şeklinde bir el uzandı
"Eclipse? Bu sen misin?"
Sesi,yetişkin bir erkek ile genç bir kızın sesinin karışımıydı
"Benim,Amaris"
Yüreğime aniden inen korkuyla Amaris'e doğru koştum ve hızlıca yanına doğru çömeldim.Elini tuttum
"Amaris?! Ne oldu sana?! Sen neden böylesin?!"diye ciyakladım
Amaris,ağlamayı kesti ve hüzünlü gözlerle bana baktı
"Ruh Bağı...Uzun zamandır ziyaret etmiyorsun,Senin bana bağlanmaman benim üzüntümü arttırdı ve üzüntü benim bedenimi günden güne çürütüyor ve bu çürüme beni eritiyor.Ruhlar eğer üzülürlerse çürümeye başlarlar.Bu tamamiyle ruhların duygusal sistemi ile bağlantılı"
Eriyip yok olmasına rağmen Genelleme yaparak konuşan ablama baktım...Canım benim,benim yokluğumda içindeki üzüntü onu yok ediyordu
Cidden o kadar güzel bir kardeşim ki neredeyse Ablamı yok ediyordum! Aferin bana!
Amaris'in yüzünde bir gülümseme oluştu ama öyle garip duruyordu ki sanki biri jöleden bir insan yapmayı denemiş ancak işi çok fena batırmış ve böyle bir şey ortaya çıkmış gibiydi
Sadece var olan ve o da sağ kolu olan kolunu uzattı
"Şimdi yanımdasın,yani Ruh Bağı yavaş yavaş sağlamlaşıyor,Yanıma gel ve bana sarıl"
Bebek gibi emekleyerek onun yanına geldim ve ona sarıldım.Yapış yapıştı ama umurumda değildi.Sonuçta onun böyle olmasına ben sebep olmuştum,Onu tamir etmekte bana düşüyordu.Gözlerimi kapattım ve ona sarıldım
Yaklaşık 10 dakika sonra yeniden gözlerimi açtığımda geri gelmiş bir çimenlik alan ve tamir olmuş bir adet Amaris ile karşılaştım
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezler Okulu-3:Suon Laneti
FantasiaEclipse Nightinggale,Uzun ve biraz olsun sıkıntılı geçen bir yaz tatilinin ardından Melezler Okuluna geri dönmüştür Bu senenin bir önceki sene gibi olmamasını ümit ederken daha garip bir olay ile karşı karşıya kalır Suon Laneti Tüm Suon Çocukları...