Selamlar! Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim teşekkür ederim.Umarım sizlerde iyisinizdir.Bugün söyleyeceğim bir duyuru yok.
Hadi çok uzatmadan yeni bölümümüze geçelim derim
Yazarınız;
DilaraEclipse'in ağızından;
Ilkay bunu der demez,Marisol ona kocaman sarıldı.Ilkay'da buna karşılık vererek,O da Marisol'a kocaman sarıldı.Ilkay'ın gözleri kapalı bir biçimde neredeyse Marisol'un kucağının içinde kaybolmuştu
Her ne kadar bu işin bu kadar kolay bir şekilde tatlıyla bağlanmasını ve bu olayın neredeyse 3 ay boyunca benim korku krizleri geçirmeme sebep olduğuna sebep olduğu için birazcık bozulmuştum ama olsun,en az zararla bu işin sonucuna varmıştık ya bu bana yeterdi
Olduğum yerde tatlı tatlı gülümserken,Marisol ve Ilkay,ayağa doğru kalktılar.İkiside bana doğru döndüklerinde ise onlara doğru sol elimi kaldırarak hafiften el salladım ve tatlı bir biçimde gülümsedim
Marisol ve Ilkay yanıma yanaştılar,Marisol sol kolumda Ilkay ise sağ Kolumdan tutarak beni saniyesinde havaya kaldırdılar ve ayaklarımın üzerinde durmasını sağladılar
Sonrasında ise yavaş yavaş süzülerek benim 6 adım ilerimde yan yana durdular,Marisol,sağımda,Ilkay ise solumda duruyordu.Marisol şefkatli bir biçimde Ilkay'a bakarak sağ elini,Ilkay'ın omuzuna dokunurdu.Ilkay mahçup bir ifade ile Marisol'a bakarken,Marisol ona şefkatli ve tatlı bir biçimde gülümsemeye devam etti ve başını yavaşça olumlu anlamda salladı
Ilkay,saniyeliğine yere doğru baktı sonrasında ise mahçup bir biçimde bakan gözleri benim gözlerimle buluştu,parmakları ile oynamaya başladı
"Şey...Verdiğim zarardan dolayı özür dilerim.Hem fiziksel hemde duygusal anlamda...Büyük ihtimalle benim geleceğimi öğrendiğiniz günden beri hepiniz bir korku içindeydiniz o yüzden özür dilerim...Hem senden,Hem Okuldan hemde sizlerden..." dedi Ilkay
'Hemde Sizlerden' dedikten sonra Ilkay benim hem sağıma hemde soluma doğru hızlıca bakmaya başladı.İki yanımdan gelen kıpırdanmaları hissedince Hem sağıma hemde soluma doğru bakmaya başladım
Solumda,kollarını göğüsünde birleştirmiş ve Ilkay'a doğru yarı kızgın yarı sakin gözlerle bakıyordu.Sağımda ise Troy vardı,yüzünün sol kısmı birazcık şişmiş ve morarmış,burnundan ise birazcık kan akmıştı.Tralia ise sol kolunu Troy'un sağ omuzuna atmış ve ayakta kalmaya çalışıyordu.Troy ise onu sağ eliyle tutuyordu.Tralia'nın sol gözü kapalıydı ve hafiften açık olan sağ gözü ile Ilkay'a doğru bakıyordu.Tralia'nın sol gözünde kocaman bir şişik vardı ve onunda Troy gibi burnundan hafiften bir kan akıyordu
Onları o şekilde görünce,dayanamadım ve direk Tralia'nın sağ koluna girerek onu yukarı doğru kaldırdım,sonrasında Ilkay'a doğru bakmaya başladım.Ilkay bana korkmuş bir biçimde bana doğru bakıyordu
Ilkay,hafiften gözlerini kısarak,sol elini kafasının arkasına koyarak hafiften başını kaşımaya başladı
"Şey...Birazcık abartmış olabilirim" dedi Mahçup bir sesle ve ifadeyle
Troy'un hafiften kaşları çatıldı
"Birazcık mı? Bizi iyi hırpaladın be dostum"dedi Troy hafiften bir kızgınlıkla
Troy'un tam olarak duygularını yansıtmak istemediğini fark etmem çokta uzun sürmedi,çünkü zaten bende onun gibiydim.Her Ilkay'a olan düşüncemi Ilkay'a söylemek istemiyordum malum söyleyecek olursam daha kötü şeylerin olmasından korkuyordum
Ilkay sol elini aşağıya doğru indirdi ve kocaman açılmış hafiften korku gözlerini direk Troy'a doğru dikmişti sonra yeniden elleri ile oynamaya başladı
"Ben...Kendimde değildim ve cidden...Özür dilerim...Hepinizden...Senden de Eclipse" dedi Ilkay üzgün bir sesle.Son cümlesini söylerken bana doğru bakmıştı
O bana üzgün bir biçimde bakarken ben ona hafiften gülümsedim ve başımı yavaşça olumlu anlamda salladım aynı şekilde Troy ve Datrone'a yavaşça olumlu anlamda başlarını sallamışlardı
"Merak etme,bu sadece birkaç çizik ve morluk...Belki biraz uzun sürecek ama geçer,üzülme"dedi Tralia fazlasıyla boğuk bir sesle ve sesi hafiften peltek bir biçimde çıkmıştı
Ilkay ona doğru memnun ve sakin bir biçimde gülümsedi
"Hadi kardeşim...Artık gitmemizin vakti geldi" dedi Marisol
Ilkay kısa süreliğine Marisol'a doğru baktı sonrasında ise yeniden bize doğru döndü.Yüzünde huzurlu,mutlu ve sakin bir gülümseme vardı,gözlerini de hafiften kısmıştı
"Artık hoşçakal dememin zamanı geldi...Hepiniz umarım daha mutlu,huzurlu,sakin ve sıkıntısız hayatlar yaşarsınız...Başınıza çok kötü bir olay bile gelse bile asla kötülüğa dönmeyin ve bu konuda beni örnek alın...Ayrıca verdiğim zarardan dolayı sizlerden tekrar ve tekrar özür dilerim.Belki beni hiç affetmeyeceksiniz ama en azından ben yine de özrümü dileyim...Mutlu,huzurlu,sağlıklı ve tehlikesiz bir hayat dileğiyle...Hoşçakalın..." dedi Ilkay sakin ve neşeli bir sesle
Marisol,Ilkay'a kocaman sarıldı.İkisi aniden sarı ve mavi renkte bir ışık saçtılar,fazlasıyla parlak olduklarından gözlerimize hafiften bir zarar vermişti.Bizi daha fazla etkilemesini engellemek için hepimiz gözlerimizi kapatmıştık
En az bir 2 dakika gözlerimiz kapalı bir biçimde bekledikten sonra gözlerimizi yeniden açtığımızda etrafta sadece loş bir ışıkla parlayan ufak tefek mavi ve sarı renkli ışık parçacıkları uçuyordu
Neredeyse 10 dakikalık bir sessizlikten sonra,Tralia'nın mutlu ancak fazlasıyla boğuk çıkan sesini duydum
"Sonunda bir beladan da kurtulduk ha?"dedi Tralia hem boğuk hemde peltek bir sesle
Gözlerim ışıklara odaklı olduğundan,Tralia'ya doğru bakmamış aksine gökyüzünde dolanan ve iki kardeşin birbirlerine olan kardeşlik sevgisi ile yaptıkları güzel ve sevimli duran ışık parçacıklarına bakmıştım ama her ne kadar ona bakmamış olsam da yine de sorusunu cevapsız bırakmamıştım
"Haklısın,Tralia...Bitti...Her şey bitti"dedim sakin ve neşeli bir sesle,hâla ona dönüp bakmamıştım bile
"Ah...İyi güzel...Troy,canım kardeşim,beni bu geceliğine revire bırakabilir misin? Cidden artık canım daha çok acımaya başladı"dedi Tralia boğuk ve peltek sesiyle
Gözlerimi direk Tralia'ya doğru döndürdüğümde ise Troy'ya baktığını gördüm.Troy hafiften şaşkın bir ifade ile Tralia'ya doğru bakıyordu,derken Troy'un bakışları,Tralia'nın sağında duran bana doğru döndü
"Madem revire gitmek istiyor,götürelim bari"dedim
Troy başıyla beni onayladı ve yavaş yavaş Tralia'yı yürüterek revire doğru gitmeye başladık.Gerçi bu yürüme merasiminde Tralia'nın pek yürüdüğü söylenemezdi.Sol ayağını,Troy'un sağ ayağının üzerine,sağ ayağını ise benim sol ayağımın üzerine koymuştu,kolları ise hem benim hem de Troy'un omuzlarının üzerinde duruyordu,bu şekilde Tralia'yı revire doğru yürütmeye çalışıyorduk
"Bende sizinle geleyim,Hem Vernica hemde Tyler'ı görmüş olurum ayrıca Tralia'nın da eğer düşerse arkasından tutarım"dedi Datrone ve Tralia'nın arkasından doğru yavaş yavaş yürüyerek bizimle birlikte gelmeye başladı
Hem Tralia için üzülürken hemde sonunda bu olay,tatlı ve fazla hasar verilmeden bittiği için seviniyordum.Malum yaşadığım o kadar korkudan sonra bu olayın tatlıya bağlanması,bir ormanı yok edecek olan tehlikeli bir ateşin su ile söndürülmesi gibi bir rahatlık vermişti,yani iyi olmuştu
Sessizce bunları düşünürken yavaş yavaş revire doğru dostlarım olan ve en solumda duran ve Tralia'ya nazaran daha hafiften yorgun ve şaşkın Troy, tam solumda duran yorgun ve paralanmış Tralia ve arkamda duran şaşkın Datrone ile birlikte yürümeye devam ettik
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezler Okulu-3:Suon Laneti
FantasíaEclipse Nightinggale,Uzun ve biraz olsun sıkıntılı geçen bir yaz tatilinin ardından Melezler Okuluna geri dönmüştür Bu senenin bir önceki sene gibi olmamasını ümit ederken daha garip bir olay ile karşı karşıya kalır Suon Laneti Tüm Suon Çocukları...