Aradan birkaç hafta geçmişti ve hayatında herhangi başka büyük bir değişiklik olmamıştı. Yalnızca Esseleri görme yetisini birkaç kere kaybettiği olmuştu fakat hepsinde çok uzun bir süre geçmeden yeniden Phoenix'i görmeye başlamıştı. Son birkaç günde ise hiç böyle bir sorunla karşı karşıya gelmemişti.
Geçen süreçte Eissa, Esselerin gerçek olabileceği gerçeğine kendini yeterince inandırmayı başarmıştı. Zaten Phoenix hayatına girdiğinden beri, onunla çok konuşmuyor olsalar bile adamın varlığını yanında hissetmesi onun nedense mutlu hissetmesine neden oluyordu ve bu konudan şikayetçi değildi. Hâlâ bir iş bulamamış ve telefonunu kullanamıyor olsa bile bunu neredeyse umursamayacak kadar huzurlu hissediyordu.
Telefonu kırıldıktan birkaç gün sonra Roi ile kampüste karşılaşmış ve telefonunun kullanılamaz olduğunu ona söyleme fırsatını yakalamıştı. Roi ona yeni bir telefon verebileceğini teklif etmiş olsa bile arkadaşından böyle bir şeyi isteyemeyeceğinden dolayı onun teklifini geri çevirmişti. Böylece birbirlerine ulaşamadıklarından dolayı yalnızca kampüsteyken takılabiliyorlardı. Roi yeniden ona birkaç kere etrafı gezdirmeyi teklif etmiş olsa da Eissa iş araması gerektiği hakkında bahaneler uydurmuştu. Daha önce ona bir telafi borçlu olduğunu düşünmüş olduğu aklından tamamen çıkmıştı bile.
O gün de, sonunda eve vardığında hızlıca teyzesi ve kocasıyla yemek yemiş ve hemen odasına çıkmıştı. Teyzesi onun orada kalmasına mutlu gözükmüyordu fakat kocası ona iş ayarlayabileceğini her söylediğinde ona kötü bir şekilde bakarak bir daha o şekilde konuşmaması gerektiğini emrediyordu. Eissa fazla bir zamanının kalmadığının farkındaydı ancak elinden gelen bir şey yoktu. İş ilanları araştırabileceği bir bilgisayara bile sahip değildi. Bu yüzden odasına çıktığında bu konuyla, her zamanki gibi, daha sonra ilgilenmeye karar vererek kendisini yorgunluğundan ötürü yatağın üzerine atmıştı.
Phoenix de onun arkasından gelmişti. Üstünü bile değiştirmeden yatağa yığılmış olan gence kısa bir süre baktıktan sonra yanına giderek kolundan tutup onu oturur pozisyona getirdi. Eissa ona ne olduğunu anlamaz bir şekilde bakmıştı, gözlerinin altındaki torbalardan bile ne kadar çok yataktan kalkmamak istediği belli oluyordu. Hemen kolunu diğerinden çekerek sordu. "Ne oldu?"
Geçen zaman boyunca Phoenix'le aynı yatağı paylaşmışlardı bu yüzden Eissa onun varlığının yakınında olmasına beklemediğinden daha kısa bir sürede alışmıştı ancak yine de ona dokunulmasından hiçbir şekilde hoşlanmıyordu. Phoenix her an yeniden yatağa yığılabilecekmiş gibi duran Eissa'yı bir kez daha tutarken belirtti. "Üstünü değiştirmen lazım."
Eissa yeniden kolunu silkip ondan kurtardı, kendini yatağa attı ve mızmızlanmaya başladı. "Çok yorgunum ama, istemiyorum. Böyle dursam ne olacak ki?"
Phoenix onu yeniden tutarak bu sefer ayağa kalkmasını sağladı. Adam gerçekten güçlüydü, Eissa isterse yalnızca tek koluyla onu taşıyabileceğinden emindi. "O kadar zor değil, ardından hemen uyuyabilirsin. Sana yardım edeyim."
Eissa, Phoenix'in onun vücudunu görmesini istemediğinden adamı hafifçe itti. Hareketleri uykusuz olduğundan dengesizdi. "Tamam ya, yaparım ben! Dön arkanı."
Phoenix sonunda Eissa'nın onu dinlemesiyle kendini daha iyi hissederken tuttuğu nefesini verdi ancak arkasını dönmesine kalmadan bir anda odanın kapısı açılmıştı. Eissa'nın gözleri de kapıyla beraber kocaman açılırken içeriye teyzesi adım attı.
İçeri girdikten sonra somurtkan bir suratla önce Eissa'ya sonra odanın içine iyice baktı. En sonunda kaşları daha da çatılmıştı. Eissa istemeden gerildi, uykusu bir anda tamamen kaçmış ve yerini baş ağrısına bırakmıştı. Teyzesi ona döndü. "Kimle konuşuyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Phoenix [BL]
FantasyBL, yani iki erkek arasındaki aşkı konu almaktadır. Eissa, ailesini kötü bir şekilde kaybettikten sonra üzüntüsü yetmiyormuş gibi beş parası da olmadığından ve bir türlü iş bulamadığından ötürü ortada kalmıştır. Ne yapması gerektiğini bilmiyordur...