Phoenix [BL]

~Bölüm On Sekiz: Çok Mu Beklettim?~ (Final)

Birkaç hafta sonra Adina onları bir kafeye çağırmış ve birkaç Esse ve Visus'u topladığının haberini vermişti. Yaptığı araştırmalarla beraber Esse'lerin aslında kötü varlıklar olmadığını düşünen birkaç daha Visus bulabilmiş ve Roi'un da aklına soru işaretleri yerleştirmeyi başarmıştı. Topladığı Visus'lerle beraber araştırmalarını çoğaltacak ve daha çok kişiyi ikna etmeye uğraşacaktı. Tabii ki Eissa ve Phoenix de ona yardımcı olmayı kabul etmişlerdi. Küçük de olsa sonuçta bu bir başlangıçtı.

Adina kafeye vardığında Roi çoktan oradaydı. Birkaç Esse ve Visus da kafede olmasına rağmen genç adam onlardan uzakta bir masada oturuyordu. Adina yine de Roi gelmiş olduğu için sevinmişti. O gece Eissa'ya ve ona sinirlendikten sonra gönlünü almak kolay olmamıştı sonuçta.

Visus'lara ve Esse'lere planını anlatmadan önce diğerlerinin de gelmelerini beklemeleri gerekiyordu bu yüzden tanıdığı birkaç kişiye selam verdikten sonra hemen en yakın arkadaşının yanına gitti. Roi'un suratından orada olmak istemediği belliydi, yine de Adina'ya şikâyet etmeden merhabalaştılar. Adina, Roi'un yanına geçerken hemen konuya girdi. "Eissa'yla konuştum. O ve... Phoenix de bugün buraya gelecek."

"...İyi." dedi Roi sadece, yüzü daha da asılmıştı. Adina arkadaşının üzgün olmasını istemiyordu ancak birini teselli etmek de iyi de olduğu söylenemezdi. Yine de dudaklarını araladı ve iki kez düşünmeden direkt olarak aklındakileri söyledi. "Onu gerçekten sevmiş olduğunu biliyorum ve bu şekilde olmasını ben de istemezdim Roi ama eninde sonunda onunla yeniden karşılaşacaksın. Buraya gelme sebepleri yalnızca Esse'lere yardım etmek için. Ne kadar erken unutursan senin için o kadar iyi olacak."

Adina'nın sözleri sert olmasına rağmen Roi Adina'nın bunları kötü bir niyetle söylemediğini biliyordu. Yine de iç çekmeden edemedi ve hızla belirtti. "Kızgınım sadece o kadar."

"Neden kızgınsın?"

Roi bu sefer cevap vermeden önce biraz düşünmüştü. "Ne kadar uğraşırsam uğraşayım Eissa bana bir kere bile dönüp bakmadı ancak o şerefsiz..."

Fark etmeden avcunu fazla sıkmanın getirdiği acıyla cümlesini tamamlayamamıştı. Düşünmesi bile sinirlerini bozmaya yetiyordu. Eissa neden ona o kadar soğuk davranırken o Esse'yi haftalar içinde sevebilmişti? Ne kadar aklını yorsa da mantıklı bir açıklama bulamıyordu... Yaralamış olduğu avcunu Adina'nın fark etmemesi için yeniden kapatırken ekledi. "Daha fazla bu konu hakkında konuşmayalım."

Adina onu onayladı. "Özel birini yakında bulacağına inanıyorum."

"Ben böyle iyiyim."

"Belki sen de kendinde bir Esse bulmalısın."

Roi'un Adina'ya istemsizce olsa da attığı ters bakışlarla Adina sonunda çenesini kapatabilmişti. Şakanın, her ne kadar ses tonuna şaka yapıyormuş tonunu veremediğini bilse de, ortamı yumuşatacağını düşünse de planının ters tepmesiyle daha fazla konuşmadı.

Kısa bir süre sonrasında Eissa ve Phoenix de kafeye gelmişlerdi. Adina'yı görmeleriyle onların olduğu masaya gittiler, ayrıca Eissa Roi'ya bir özür borçlu olduğunu düşünüyordu ancak onlar masaya oturur oturmaz Roi oradan kalkıp kafeden tamamen ayrılmıştı.

Eissa ona gerçekten hâlâ o kadar kızgın olmasına şaşırırken Adina onu diğerleriyle tanıştıramayacağını üzülmüştü. Eissa'nın şaşkın bakışlarını görünce ortamdaki garipliği azaltmak için belirtti. "Acil bir işi çıktığı için kalkmak zorunda kaldı."