34. Bölüm: Ateşten Doğan

141 13 16
                                    

Tam tempo okumalar...
*

Bir hafta sonra...

Sarah, elindeki beyaz elbiseyle odaya girerek, "Bu nasıl?" diye sordu. Sabahtan beri bugün düzenlenecek olan yaz şenlikleri için kendine elbise bulmaya çalışıyordu ve asla istediğine ulaşamamıştı. Suratımı buruşturdum. "Renkli bir şeyler yok mu dolapta?" diye sordum. Gözüm bir yandan da aynadaki yansımamdaydı çünkü bu görüntü benim çok hoşuma gitmişti. Jackson'ın seçmiş olduğu siyah, bedenimi sımsıkı saran bir elbise giymiştim. Renk cıvıl cıvıl değildi ama ince askısı eteklerinin fırfırlı oluşu bir sevimlilk katıyordu. Saçımı bugün ilk kez farklı bir şey deneyerek kıvırcık yapmıştım ve kahlüllerimi yana atarak yok ettim. Gümüş bir küpe ve aynı, sade, gümüş bir kolyeyle tamamlamıştım. Hem rahattım hemde şık.

Rosalie ise yine mavinin koyu tonlarında,  beli açık bir elbise giymişti. Sarı saçlarını alttan toplayıp önüne iki parça perçem çıkarmış ve yalnızca küpe takmıştı. O da oldukça güzel görünüyordu, buradaki sorun Sarah'dı. Sarah'ın hala bir elbise bulamayışıydı.

"Siz çok güzel oldunuz," dedi ağlamaklı bir sesle yatağa oturarak. "Ben kaldım böyle pijamalarla."

Gerçekten dokundalar ağlayacak gibi bir hali vardı ve bu biraz komik görünüyordu. Rosalie göz ucuyla bir bana, bir de Sarah'ın kucağındaki beyaz elbiseye bakarken, "Bana bir makas ver," dedi. Sarah'ın gözleri açılmıştı ama ben Rosalie'nin aklındaki şeyi tahmin ediyordum. İşte benim akıllı kızım.

Hızla çekmeceden büyük bir makas çıkararak Rosalie'ye uzattığımda bir dakika bile düşünmeden uzun beyaz elbisenin eteğini kestiğinde Sarah'dan bir şaşkınlık nidası koptu. "İşime karışma," dedi Rosalie ona müsaade etmeden. Göz kararı eteği Sarah'ın dizinin bir karış üstüne gelecek şekilde ayarladıktan sonra yaka kısmına da düz bir çizik attı ve elbisenin gerdan kısmını boş bıraktı. Bu şekilde elbisenin omuzlarını kapatan kısa kolu artık Sarah'ın kollarına düşen iki parça olmuştu ve elbise gayette hoş görünüyordu.

"İşte," dedi Rosalie. "Al bakalım, yeni elbisen."

Sarah'ın gözlerindeki mutluluk gerçekten görmeye değerdi. Hızla kollarını Rosalie'nin boynuna dolayarak, "Sen harikasın!" diye bağırdığında ikisinin bu haline gülmeden edemedim. Rosalie'nin tam bir hafta önce gördüğünü iddia ettiği savaşın ardından evde günlerce bir huzursuzluk ve sessizlik halim olmuştu. Herkes diken üzerindeydi, kimse kimseye bir şey demiyor ama hepsi içinden bu meseleyi düşünüyordu. Özellikle Jackson'ın sözleri hâlâ ara ara kulağımda yankılanan korkunç bir melodi gibiydi.

Rosalie rüya görmez. Geleceği görür.

Aklıma geldiğinde derin bir nefes aldım. Neyse ki birkaç gündür o kara bulutlar dağılmış, az da olsa toparlanmayı başarmıştı ev halkı. Bugün ise kafamızı tamamen dağıtmak adına bu yaz şenliği oldukça güzel bir nedendi.

"Isa!"

Koridordan ismimi duyduğumda son kez aynadan kendime bakarak odadan çıktım ve Jackson'ın odasına girdim. Jackson'ı odada aynanın karşısında saçlarına şekil verirken yakalamıştım, üzerinde siyah bir tişört ve siyah pantolon vardı. Bayan Allen herhangi özel bir şey giymelerini istememişti, sadece siyah olacaklardı. Jackson bu yüzden benden de siyah giyinmemi istemişti.

"Nasıl olm-"

Saçlarını sallayarak gözlerini bana çevirdiğinde, dudakları hafifçe yana kıvrıldı ve beğendiğini niteleyen bir ıslık çaldı.

"Nasıl olmuşum?" diye tamamladım onun sorusunu, etrafımda bir tur dönerek. Tek adımda bana yaklaştı ve elini belime yerleştirerek beni kendine çekti. Göğsüm göğsüne çarparken saçlarımı omzumun arkasına atarak, "Kusursuz." diye fısıldadı. Ardından elini belimden çekmeden beni aynaya döndürdü ve diğer elini cebine sokup yansımamıza baktı.

İMGE - IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin