4. Bölüm

4.6K 152 6
                                    


Medya: Recep Altunkaynak ❤️✨

Zeynep'in anlatımıyla

Vücudum da olan halsizlik yavaş yavaş geçerken yaşadıklarımı düşünmeye başladım.

Herşey yalandı.

15 yıllık hayatım yalandı.

Ailem beni bırakıp kaçmıştı.

Artık sadece ben ve Altunkaynaklar vardık.

Belki de gerçekten onlar benim ailemdiler. Artık düşünmekten de yorulmuştum. Kulağıma dolan sesler ile kafamı o noktaya çevirdim. Resul abi hemen yanıma gelip elimi tuttu.

"Zeynep! Çok korktum iyi misin?" Dedi endişeli sesi ile. Beni bu kadar önemsemeleri hem şaşırtmış hemde mutlu etmişti.

Aklımdakileri bir kenara bırakıp kafamı salladım.

"Bişey yok her zaman oluyor. Ne zaman çıkacağım buradan?" Diye sordum.

Nedense hastaneleri severdim. Ama şuan tek yapmak istediğim buradan çıkmaktı.

"Doktorla konuştum kan şekerin normal seviyeye inmiş. İstediğin zaman çıkabiliriz" dedi gülümseyerek.

Gamzesi gerçekten çok güzeldi. Bir iki saniye ben onun yüzünü o benim yüzümü inceledi. Gözlerindeki duyguyu tam olarak anlayamıyordum. Korkuyor gibiydi.

Belki de onları kabul etmemem den korkuyordu. Bakışımızı Recep abi bozdu.

"Daha iyisin değil mi?" Dedi ve hızlı adımlarla yanıma geldi.

Kafamı salladım hemen.

"Korkmanıza gerek yok. Nerdeyse her gün yaşıyorum."dedim güven veren bir sesle.

"Ben iyiyim çıkabiliriz "dedim kafalarını salladılar. Recep abi,

"Ben bir arabayı şey edeyim" diyerek odadan çıktı.

Resul abi de omuzlarımdan tutarak beni yatakta dikleşmeme yardım etti. Toparlanıp arabaya ilerledik. Kimseden çıt çıkmıyordu.

Bu sessizlikle ilerlerken araba yavaşladı. Ve bir kafenin önünde durdu.

Bir masaya oturduk. Sonunda sessizliği
Resul abi bozdu,

"Seni çok yormak istemiyorum. Ama seninde ne olduğunu merak ettiğini biliyorum. Simidi herşeyi tek tek anlatacağım." Dedi.

Gerçekten ne kadar yorgun olsam da merak etmiştim. Artık öğrenmek istiyordum. Kafamı salladım devam etmesi için.

"İlk olarak babam yani Bayram Altunkaynak ve Mehmet Cihangir fitness alanında ortak olarak bir şirket kurdular. Bu şirket kısa sürede büyüdü. Daha sonra babam Bayram Altunkaynak bir spor içeceği üretti. Bu İçecek şirketimizi daha da geliştirilecek ve büyüyecekti. İçecek tüm testlerden geçti. Hiç bir sorun çıkmadı. Taa ki Mehmet Cihangir içeceğin tadına bakana kadar. Mehmet Cihangir, içeceği bizzat test etmek istemişti. Ama maalesef zehirlendi ve hayatını kaybetti. Nasıl oldu bizde anlamadık. Bu olayı hazmedemeyen oğlu Sinan Cihangir, bize dava açtı. Babasının ölümünü kabul etmedi. Bizi bir kere bile doğru dürüst dinlemedi. Ceza almamız için elinden geleni yaptı. Fakat bizim suçsuz olduğumuz ortaya çıktı" dedi. Ve bir an duraksadı. Bende bir nefes aldım.

Altunkaynaklar suçsuzdu.

Devamını deli gibi merak ediyordum. Daha fazla dayanamayıp,

"Eee sonra?" Diye sordum.

Resul abi bu halime gülümseyerek devam etti.

"Sonra sen doğdun. Küçücüktün. Babasının ölümünü asla affetmeyen Sinan Cihangir bizi içeri tıkamayınca seni kaçırdı. Biz seni bulana kadar o çoktan senle birlikte yurt dışına kaçmıştı. Her zaman seni aradık Zeynep. Hiç bir zaman umudumuzu kaybetmedik. Tek tek aradık her yeri. Ve sonunda bulduk." Dedi.

Gözleri dolmuştu. Hepimizin gözleri dolmuştu.

Şimdi tüm taşlar yerine oturmuştu. Ben galiba bir Altunkaynaktım.

••••••••••

Kestik!

Sonu tam içime sinmedi ama yinede atmak istedim. Zeynep şimdiden onları kabullendi gibi.

Sizce nasıl gidiyo?

Bir de okurken sıkılıyor musunuz??

Diğer bölümde görüşmek üzere<33

Dişi Aslan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin