Herkese merhaba 😃
Uzun zamandır bölüm atmıyordum farkındayım. Ama inanın yazmak çok zor bir şey üstelik geçen hafta ameliyat oldum bu nedenle yeni bölüm yazamadım
şimdi sizi bölümümle baş başa bırakıyorum ceylanlar 🦌
Bol bol yorum yapın lütfen hiç yorum almıyorum ve açıkçası sizin hikayem hakkında ne düşündüğünüzü ne istediğinizi anlayamıyorum bu nedenle lütfen yorum yapın.
***Sabahın ilk ışıklarıyla evden atılmaları bir olmuştu. Emir ile Murat sabaha kadar uyumamıştı. Bir hâl çaresi düşünmüşlerdi. Planları tam olarak ellerindeki bütün altın gümüş gibi değerli eşyaları bozduracaktı. Sabah olduğunda kapılarına kim olduklarını bildikleri insanlar dayanmıştı. Hepsi yıllarca onlar için çalışan insanlardı. Avukatlar memurlar evin koltuklardan raflarına kadar söküp alan işçiler. Murat derin bir iç çekti.
"Hayat... dün bizim için çalışanlar bu gün bizim her şeyimizi alıyor"
Emir başını salladı. Kimse ne diyeceğini bilmiyor zaten konuşmakta istemiyordu. Mehmet onları gelip alacaktı. Bir kaç gün en azından ne yapacaklarına karar verinceye kadar Mehmet'lerde kalacaklardı. Mehmet arabası ile geldiğinde arabanın bagajına alabildikleri eşyaları koydular. Arabaya bindiklerinde hâla kimsenin sesi çıkmıyordu. Mehmet konuşmak ne olduğunu öğrenmek istiyordu ama neyi nasıl sorması gerektiğini bilmiyordu.
"N'oldu?
Nuriye hanım sizi neden evden attı?
N'oluyor?
Neden elinizdeki her şeyi kaybettiniz?"Aklında bunun gibi milyonlarca soru vardı ama sormaya korkuyordu. En sonunda dayanamadı.
"Kardeşim sormayayım sormayayım diyorum da vallaha meraktan çatlayacağım ne oldu?"
Murat zaten öfkeliydi sinirini Mehmet'ten çıkardı.
"Anamızı s******* öğrendin mi mutlu musun?"
Emir Murat'ta tartışmaya başladı.
"ABİ! Haddini bil"
"Ne yalanmı? Kelimenin tam anlamıyla anamızı s********** mi?"
Emir Murat ile baş edemeyeceğini anlamıştı. Mehmet'ten özür dilemek için kulağına fısıldadı.
"Abimin kusuruna bakma Mehmet oldukça zor bir gece geçirdik ve çok öfkeli sana eve vardığımızda her şeyi oturup anlatırım"
Mehmet sadece başını salladı. Hanife ve Amine ise hiç bir şekilde konuşmuyordu. Yaşadıkları olayların şokunu bir türlü atlatamamışlardı. Eve vardıklarında bavulları indirip eve çıkardılar. Mehöet gergin ortamı yumuşatmak istercesine
"On beş odalı malikaneme hoşgeldiniz."
Arka odadan Bahar çıkıp Mehmet'in omzuna elini attı.
"İki odalı desek daha doğru olur"
Amine, Emir, Hanife, Murat boş boş Bahar ve Mehmet'in yüzüne bakıyordu. Mehmet ve Bahar ortamı yumuşatamayacaklarını anlamışlardı. Salona geçtiler Murat, Mehmet ve Emir kendi aralarında fısıldaşıyorlardı Emir bütün olanları Mehmet'e anlatmıştı. Bahar Hanife'nin kulağına
"Mutfağa gidelim hem bir şeyler yersiniz Eymen'de acıkmıştır"
Bahar ayaklanınca Hanife, Amine'ye dönüp
"Hadi Amine"
Beraber mutfağa geçtiler. Mutfak masasına oturdular. Bahar mutfak dolabından çay bardaklarını çıkardı. Ocağın üstündeki çaydanlıktan bardaklara çay doldurup Hanife ile Amine'ye verdi.
"Hanife, Amine ne oldu"
Bir anda mutfak Yiğit Ege'nin ağlama sesiyle doldu Amine masadan kalkıp Yiğit Ege'nin başına gitti. Amine gelene kadar Hanife, Bahar'a her şeyi anlattı. Bahar en sonunda şaşkınlık içinde
"Nasıl? Ama bu çok saçma"
"Ellerinde kağıtlar var her şey hukuki yani"
Bahar başını anlamsızca salladı
"Hanife anlamadığım nokta şu madem Emir ile Murat'ı büyüttüler neden her şeyden alı koyuyorlar"
"Bizde bunu anlamadık zaten Bahar. Emir ve Mustafa hâla şok içinde"
"Kolay değil Hanife yıllarca anne baba dediğin seni bğyüten insanların senin annen baban olmadığını öğreniyorsun üstelik soy isminden bütün mal varlığında mirasından men edildiğini öğreniyorsun"
Amine kucağında Yiğit Ege ile mutfağa geri döndü az önce kalktığı sandalyeye geri oturdu ve çayından bir yudum içti. Amine'nin yorgunluğu yüzünden belli oluyordu. Mutfağın kapısında Emir ve Murat beliriverdi
"Biz iş aramaya çıkıyoruz"
Kimse bir şey söylemedi. Me söyleyebilirlerdiki? Ne söylenenilirdi? Her şey çok mantıksızdı. İnsanın aklı fikri almıyordu. Saatler geçti akşam oldu. Murat ve Emir döndü. Bahar ve Mehmet işe gitmiş Amine ve Hanife yanlız kalmıştı. Emir ve Murat eve gelince evdeki sessizlik kısa bir süreliğinede olsa yok oldu.
Emir Amine'nin ayağında salladığı Yiğit Ege'yi anlından öptü. Murat halıyı izliyordu
"Hanife"
"Efendim Murat"
"Bizim Emir'le beraber seninle konuşmamız gereken bir konu var"
Emir Murat ve Hanife yan odaya gitmişti. Amine salonda Yiğit Ege'yi uyutuyordu. Ne konuştuklarını merak etmiyordu zaten ne konuştuklarını neden onun yanında konuşmadıklarını düşünecek hali yoktu. Amine başını koltuk kenarına yaslamıştı gözleri kapanmıştı tam içi geçmişti Hanife'nin bağırma sesi ile beraber sıçradı. Amine korkmuştu Hsnife avazı çıktığı kadar bağırıyordu
"BEN O KADIN YÜZÜNDEN EVLADIMIN RISKINI NERGİS'E YEDİRMEM"
Amine koşa koşa yan odanın kapısını önüne geldi eliyle kapıya vurdu. Hanife öfleyle kapıyı açtı. Amine'nin yüzüne öfkeyle bakıyordu.
"Amine Emir ile boşanacaksın"
Amine şaşkındı ne diyordu Hanife. Ne saçmalıyordu boşanmakta nereden çıkmıştı. Emir arkadan Hanife'ye bağırıyordu
"Yenge saçmalama kimsenin boşandığı felan yok!"
Hanife öfkeyle Amine'ye bakmaya devam ediyordu. Amine'nin şaşkınlığı yüzüne vurmuştu.
"Amine bu evden gidiyorsun! Nuriye hala senin yüzünden bizi evden kovdu senin yüzünden ben çocuğumun geleceğini yakamam"
Bu Hanife değildi bu başkasıydı bu Hanife olamazdı. Emir bir yandan bağırmaya devam ediyordu.
"Yenge YETER!"
Amine'nin ağzından tek bir söz çıktı
"Sen ablamdın Hanife abla..."
***
Evet bölümümüz burada son buluyor ceylanlar 🦌Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Hanife'nin gerçek yüzü ortaya çıktı. Bekler miydiniz Hanife'den böyle bir şey
Bölüm sonu yorumlarınızı bekliyorum.
Malum ameliyatlıyım çok uzun bölüm yazamadım.