fourteen

354 46 4
                                    

Salondaki uğursuz sessizlik son bulmak bilmezken Jungkook usanmışlıkla başını koltuğa yasladı, gözlerini diktiği patronunun yorgun çehresini güzelce tamamlayan buruk bakışlarını takip etti. Kıskacına aldığı tabloya dikkat kesilmiş olmasına anlam vermeye çalışsa da nafileydi, aklından ne geçtiğini kestiremediği onun şüpheyle kısılan gözleri, yorgunluğuna perde olan hırsı eşliğinde üstünkörü bir karalamadan ibaret olan tabloyu izliyordu.

O esnada Somi, bıkkınlıkla ağzına attığı çerezin ardından kanalları rastgele değiştirmeyi sürdürdü. Jaehyun ise gergince çenesini ovalarken ansızın çıkagelen geçmişiyle yüzleşmenin bedelinin neye mal olacağına dair teoriler üretmekle meşguldü.

Düşünmekten sıkıldığına kanaat getirdiğinde, "Ne olduğunu sormayacak mısın?" Diye sordu, dikkatle Roseanne'e baktı. Roseanne ise bir süre sessiz kaldı. Jaehyun onun bu durumu sineye çektiği yanılgısına kapılsa da hayır, yüzünde en ufak bir yadırgamaya veya meraka dair en ufak bir işaret yoktu.
Somi konu ilgisini çekmiş gibi odağını ona verdi, Jungkook da patronunu izlemekten başka bir şey yapmadı. 

"Min Jae'nin adamları rahat durmuyor, Alice'i ve Minhyuk'u zamanında esir alan bahsettiğim uyuşturucu baronuna dair birkaç planı var. Devreye sokmak için de yalancı tanıklar istiyor. Bir yandan da adamları peşimde, yerimi saptamaları Busan'a gelene kadar onlar için hiç zor olmadı ama bir şekilde izimi kaybettirmeyi başardım. Başıboş adamlarının bir sonraki hamlesi de şaibeli, tamamen şans eseri hayattayım." 
Jaehyun tedirgindi, Roseanne ise söyledikleriyle zerre ilgilenmiyor gibiydi.
"Babam kayıp." Dedi, işte bu söylemi Roseanne'in ilgisini çektiği an kısa bir an için yüzüne baktı. Gözlerinden karanlık bir öfke geçti, yakından şahit olmak istemek için yürek yemiş olması gerekirdi.

"Sıkıcı. Tanıdığınız bir soyguncu var mı?" Diye sordu Somi konuyu tamamen dağıtmış olarak. Jungkook kısaca güldü, bu ruhsuz bir gülüş olmaktan öteye gidemedi. Ardından Somi'nin ciddi olduğunu gördüğü an gülüşü tuzla buz oluverdi.
"Bu bilgiyle ne yapabilirsin?"
"Profesyonel bir banka soygunu için uçuk bir plan tasarladım," Dedi, canına susamış gibiydi.
Ardından işaret parmağını şakağına iki kez vurdu.
"Planın kaba taslağı tam burada. Ve inanılmaz illüzyon becerilerim var, hipnoz yeteneğim aklını başından alır." 
Jungkook kıstığı gözlerini Somi'ye dikti, meydan okuyan bakışlarındaki hırsa tanık oldu ve ifadesinin bununla sınırlı olmadığını anladığında bakışlarını kaçırdı. 
Somi güldü.
Jaehyun yüzünü ekşitti, başını omzuna yatırdı ve dilini şaklattı.
"Bana göre değil."

Jungkook'un odağı hedefini bulduğunda duraksadı. Sessizliğini koruyan Roseanne elini çenesinin altına yerleştirmiş bir şeyler düşünüyordu.

"Patron." Dedi Jungkook sakince. Onu böylesine düşünceli görmek hoşuna gitmiyordu. Roseanne, bacak bacak üstüne atmış, koltukta geriye yaslanmış pozisyonda istifinden ödün vermezken bakışları nihayet Jungkook'a çevrildiğinde Somi de oflayarak kumandayı kabaca koltuğa bıraktı, Jaehyun'un dikkati bir anda Roseanne oluverdi.

"Ne düşünüyorsun? Bir sorun mu var?" Diye sordu, Jaehyun ise Roseanne'in dikkat kesildiği tabloyu inceledi. 
"Okul öncesi çocuklara bakıcılık mı yapmaya başladın? İçlerinde ressam olmak isteyen mi var? Öyleyse ona gerçeği söylemelisin. Bu tablo içimi karartıyor." Dedi Jaehyun alay edercesine. Somi de bahsettikleri farklı bir auraya ev sahipliği yapan tabloya baktı.
Roseanne'in donuk bakışları hedefinden şaşmak bilmezken yüzünde hayal meyal filizlenen alaycıl tebessümün anlamı Jungkook'un algılarına ok gibi saplandığında yüz hatları gerildi.
"Bu öylesine bir tablo değil," Dedi, bu Jungkook'un yeniden o tabloya bakmasına sebep oldu. 
Jaehyun güldü, çok geçmeden Somi'nin aşağılayıcı bakışları karşısında Jaehyun ciddileşti.
Roseanne gayet ciddiydi.

about my new assistant: mr. jeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin