about my new assistant: mr. jeon

thirty three

sonraki bolum final dostlar
iyi okumalar

.

Roseanne aynadaki yansımasını izledi. Yaşanmışlıklar gerçek dışıyken aynadaki harabeyi andıran yansıması nasıl bu kadar gerçek olabilirdi?

Eli, tokat izini kamufle etmek için kapatıcı sürdüğü yanağına gitti.
Gözleri pervasızca aynadaki Roseanne'i süzdü. Eski duruşundan eser yoktu, omuzlarını sırtlandığı ağırlığa rağmen dik tutmak için sarf ettiği çaba paha biçilmezdi.

Ofisinin kapısı çalındığında dikkati o tarafa çevrildi.
"Gel."
Roseanne asistanı Jungkook'u görmeyi beklese de gelen Minho'nun asistanı Hyeri'den başkası değildi.
"Yönetim kurulu toplantısı beş dakika içinde başlayacak, sizin gelmenizi bekliyorlar. Asistanınız da salonda, kendisi gelmek istemediğini söyledi."
Roseanne bakışlarını parke zemine çevirdi, kemik gözlüğünü düzeltmekte olan Hyeri kapıyı aralık bırakıp geri çekildi.

Roseanne aynadan son kez yansımasına baktı, adımlarına komut verdi ve ofisini terk etti.

Koridorun sonundaki toplantı odasına varana değin kendisine çevrilen birkaç çift göz radarından elbette kaçmış değildi.
Hyeri'nin peşi sıra toplantı odasına girdi, dikkatler kendisi için ayrılan sandalyeye oturana değin üzerinde oyalandı.
"Son varis de teşrif edebildiğine göre toplantı başlamıştır."
Bulldog'da yetkili isimlerin başını çeken Bay Lee'nin yaşı gereği kırışık yüz hatları gergindi, masada gezinen bakışları rekabete tanık olacağını sezmiş gibi tetikteydi.
Roseanne, asistanların da bulunduğu masanın sonunda Jungkook'a bakmamaya gayret ederek dirseklerini masaya yasladı.
Varislerin Bulldog geçmişinin yazılı olduğu dosyalarla ilgilenmekte olan Bayan Choi, genel müdür koltuğunu genç bir varise devretmek üzere buradaydı, Bulldog'un prensipleri gereği bu düzen bozulmaksızın lider ruhlu varislerden açık ara en tecrübelisi seçilirdi.

"Genel müdürü belirlemek için buradayız, basın yeni ismi duymak için pusuda bekliyor. Biz de Bulldog sahipleri olarak bu makamı en çok hak edeni saptayabilmek için Bulldog'un başlıca kriterlerini yok saymaya karar verdik. Bunu yangına körükle gitmek olarak nitelendirmeyin, sadece medya biraz rekabet görmek istiyor." 
Roseanne'in şüpheyle kısılan gözleri Bay Lee'nin muzip tavrını inceledi.
O esnada duydukları canını sıkmış gibi kravatını çekiştiren Minho'nun histerik kahkahası ortamdaki gerginliği körüklemeye yetti.
"Kozlarınızı kullanmaktan çekinmeyin, size engel olmayacak kimse." 
Chungha'nın meydan okuyan bakışları parladı.
"Bu güzel haber."

"O halde varislerin Bulldog'a olan katkılarından söz edelim. Kim yaptıklarından ve vaatlerinden açık yüreklilikle bahsetmek ister? Başkan kartları açık oynayabileceğimizi ima ettiğine göre geri adım atan kaybeder, hodri meydan."
Taeyeon'un atağına karşılık asistanı Hyunjin'in bıyık altından güldüğü duyuldu ama kimse oralı olmadı.
Taeyong bıkkınlıkla elini yüzüne siper etti, Roseanne gümüş işlemeli kolyesiyle uğraşmakla meşgulken Chungha'nın Minho ile göz göze geldiğini fark etmesi çok sürmedi.

"Bulldog'a olan katkılarımızdan bahsetmek istemezsek?" 
Minho'nun sorusuna karşılık Chungha kalemini ustaca elinde çevirdiği esnada güldü.
"Hiçbir katkın olmadığı için bahanelerinin arkasına mı sığınacaksın? Baştan kaybettin, benim karşımda hiç şansın yok." 

Bulldog'da duruş sergilemenin yaptırımı ağır olurdu.
Tehditvari söylemlerden ziyade gözdağı verir nitelikteki hamleler olmazsa olmazdı. 
Rakip isim olan Sakura'nın açıklarını bulmak bunlardan yalnızca biriydi.

"Bu durumda varisleri eleyerek gitmemiz şart," 
Taeyeon'un söylemiyle harlanan rekabet ateşi asistanların da dikkatinden kaçmış değildi.
Jungkook'un patronunun üzerinde gezinen bakışları odağından şaşmak bilmedi.
"Roseanne mesela, Sakura için çalışıyordu, orada Park Chaeyoung adıyla sadık varislerden biriydi. Neden burayı seçsin ki?" 
Tüm bakışlar Roseanne'e taraf çevrildiğinde Roseanne istifini bozmak yerine işaret parmağıyla şakağına vurdu.
Jungkook geçen gün patronunun ayaküstü söylemini anımsadı. Bulldog'a ait olmadığını söylerken bunu kastettiğini bilemezdi. Daha sakladığı ne kadar sırrı vardı?