twelve

407 47 24
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.

Jungkook, nihayet şehrin çıkışında trafiğe kapalı yolu tamamen hakimiyeti altına alan yarış alanına vardığında arabadan indi ve ellerini ceketinin ceplerine yerleştirerek bir süre yalnızca etrafı inceledi.

Gözüne ilişen kalabalık bir sonraki odak noktası oluverdiğinde adımlarının istikametini izledi.

Absürt imajlarına denk göz alıcı modifiyelerle epey alımlı görünen son model klas araçlar bu döneme ait olmadıkları izlenimi veriyordu. Jungkook birkaç adımda vardığı kalabalığın ilerisinde durdu, gözleri birkaç saniyeliğine patronunu aradı.
"Bay Sung bugün yeni eserleriyle bize adeta muazzam bir görsel şölen sunuyor!" Orta yaşlarında görünen kadının kolunu boynuna doladığı sevgilisi arsızca güldü. Yasadışı birçok dolapların çevrildiğini bildiği Bulldog'da dahasına tanık olmayacağı da henüz şaibeliydi. 

Bayan Sung, neon renklerin hakim olduğu absürt el çantasıyla son model araçları işaret etti. O esnada ortamdaki coşkuyu körüklemek üzere ıslık çalan Hyeri, Jungkook'un görüş alanına girdiğinde çok geçmeden kendisini fark eden onun yanına yürüdü. Şirketteki gündelik kılığından uzak gösterişli giyimiyle oldukça alımlı görünen Hyeri, Jungkook'un yanına gelmesini bekledi.

"Ne işin var senin burada?" Diye soran Jungkook etraftaki seyrek kalabalıktan uzakta maskeli bir adamın megafona yarışın birkaç dakika içinde başlayacağına dair yaptığı anonsa kulak kesildi. 
Hyeri alayla karışık hayretle soluyarak elini kısa saçlarına daldırdı.
"Bu soruyu benim sormam gerek sanırım." Dedi Hyeri, çok geçmeden omzunda hissettiği ağırlığa denk erkeksi koku dikkatini dağıttığından tebessüm eden Hyeri, belini kavrayan elin sahibine baktı.
"Chan, gelmişsin! Beni yine ekersin sanıyordum." Diyerek dudak büzdü, bunun üzerine saçına ufak bir buse konduran genç adam arsızca kıkırdadı.
"Bu yarışı kaçıramazdım güzelim." Dedi, bunun üzerine Jungkook her ikisine bakmayı kestiğinde gözleri bir hışım patronunu aradı.
"Bir saniye," Diye hayretle Chan'a bakan Hyeri, elleri ceplerinde öylece dikilmekte olan Jungkook'un umarsız tavrını izledi.
"Roseanne Park mı geliyor? Desene, an itibariyle kaos yakındır. Bu akşamki yarış için Bulldog'un haber sitesine iyi malzeme çıkacak." 
Kaos denince Hyeri için akan suların durduğunu en iyi Chan bilirdi, başını gövdesine yaslayan ona tepeden baktı.
"Haydi, gidelim. Yarış başlayacak." 
Hyeri Chan'ı kısaca onayladı, ardından odağı Jungkook'un tedirgin ifadesini buldu.
"Bol şans, Jungkook." Dedi.

Jungkook yanından ayrılan ikiliye aldırış etmeksizin görüş alanına nihayet giren çehrenin nabzının ritmini değiştirmesine anlam yüklemekle uğraşmadı, adımlarına komut vermesi ise peşi sıra gerçekleşti.
Karşısındaki yabancı sima ile kaşları refleksle çatık bir hal aldı. Sandığının aksine bu adam bir yerden tanıdıktı ama patronuyla ne konuştukları aradaki hatrı sayılır mesafeden ötürü duyulmuyordu.
Çok geçmeden yanlarına vardığında ise geçen gün patronunun iyi olup olmadığını teyit etmeye gittiği mekanda karşısında oturan ve söylediklerine pek de kulak asmayan patronunun bir yakını olduğunu anımsadı.

about my new assistant: mr. jeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin