thirty

219 31 9
                                    

Salondaki gergin atmosferi körükleyen Somi'nin parmaklarının masada hırçın bir ritim tutması oldu.
Jaehyun yayıldığı tekli koltukta Somi'nin yakasına yapışmamak için direnirken Jungkook yanındaki ahşap sehpanın üzerinde duran metalik toplarla uğraşmayı sürdürdü. Roseanne ise usanmış edası eşliğinde Bulldog'dan pek de yasal olmayan yollarla aldığı dosyaları incelemekle meşguldü. Kimse zamanın aleyhlerine işlediğini kestiremedi.
"Şunu yapmayı kesecek misin yoksa-"
Somi parmaklarını daha hiddetle masaya vurunca Jaehyun yüzünü buruşturdu.

"Tuzağa çekiliyoruz ve bu defa tek hedefleri ben değilim, yanımda olduğunuz için siz de listedesiniz." dedi Roseanne varislerden biri olan Taesung'un profiline göz attığı sırada, en ufak bir detayı gözden kaçırmak okların ucu kendisine dönükken risk teşkil ederdi.
"Biz de gümbürtüye gideceğiz yani, bunu mu demeye çalıştın?" 
Roseanne dudak bükerek Jaehyun'un bu varsayımını küçümsedi.
"Sadece temkinli olmamız gerekiyor." 
Somi kıkırdadı, şakaklarını ovaladığı esnada Jungkook'un da dağınık dikkatini çekmeyi başarmış oldu.
"Ne zaman diken üzerinde değildik ki zaten?" 

Jaehyun onun bu karamsar tavrı huzursuz hissetmesine yol açtığında çenesini ovaladı.
"Şimdiye kadar rakibi alt etmeyi bildik, bu tuzaklarından da alnımızın akıyla çıkmasını biliriz vesselam." 
Somi duraksadı, bir an için havaya giren Jaehyun'a ciddi mi değil mi diye bakakaldı.
"Bence sen yem olmalıydın." 
"Ne kadar acizce ve ani verilmiş bir karar, pişman olacak gibisin." 
Somi güldü, Jaehyun ise gülüşünde takılı kaldığından olsa gerek afalladı.

"Patron," dedi Jungkook konuya dahil olmuş bulunarak.
Roseanne başından beri söz almasını beklediği asistanına odaklandı, boğazını temizleme gereği duyan Jungkook ise çenesini ovaladığı esnada aklındakini dile getirmek konusunda kararsızdı.
"Aklımda şüpheli bir isim var,"
Roseanne devam etmesini bekledi, Jungkook Somi ile göz göze geldi.
"Ne? Ben mi? Kuzenimin kuyusunu kazmadığım kalmıştı, eğer planın buysa ayak uydurabileceğimi sanmıyorum." 

Jungkook işe alındığı ertesi günü Bulldog'da ayaküstü gördüğü simanın ifadesini gözünün önüne getirmeyi denedi.
"Yaşlı bir kadındı, varislerden birinin biyolojik annesi olduğu ve oğlunu Sakura uğruna terk ettiği söylentisinden sonra Bulldog'un imajı zedelenmesin diye Bulldog ile ilişiğini kesmek zorunda kalmıştı. Yakında döneceğini söylemişti ama o günden beri ona Bulldog'un çevresinde hiç rastlamadık. Sadece bir tahmin." 
Roseanne'in şüpheyle kısılan gözleri onun gergin tavrından sıyrılamadı.
"Bayan Choi mi? O başından beri bizim tarafımızdaydı, asistan. Genel müdür olmam için bana oy verebilecek biriydi. Hem Bulldog'da söylentiler hep vardır, önemli olan söylentiyi ortaya atan sinsi kara mamba kılıklı densizlerin kayda değer bir delille gelebilmesi."
Jungkook başını olumlu anlamda salladı.

"Yine de sen kimseye güvenmezsin, patron. Bayan Choi'nin Bulldog'da olduğu zamanlar oyunu esirgemediği şüpheli bir isim ya da senin karşında olan birine arka çıktığı hiç oldu mu?"
Roseanne eli huzursuz olmuş gibi boynuna gittiği esnada gözü masanın üzerindeki Song Minho'nun dosyasına ilişti.

"Doğru söylüyor olabilir, çıkarları uğruna Bulldog'da saf değiştirmeleri onlar için sorun değil ki."
dedi Jaehyun.
"Minho vardı. Song Minho'nun birkaç sene öncesine dayanan geçiştirilen bir davası olduğunu hatırlıyorum, Bayan Choi mahkemede yalancı tanıklık etmişti."
Jaehyun parmağını şıklattı, bu onun için yeterli bir gerekçeydi.
"Bingo, geriye niyetlerini öğrenmek kaldı."
Roseanne ise duraksadı, parçalar yavaştan birleşiyordu.
"Minho geçtiğimiz ay beni öldürmeye kalktı. Sonra birden bana olan tavrı olumlu yönde değişti, bu başından beri normal gelmemişti zaten. Bayan Choi ile iş birliği içinde olması etraflıca düşününce mantıklı." dedi, dirseklerini dizlerine dayayarak başını eğdi. 
Zihni karman çormandı, hamle yapma sırasının kimde olduğunu kestirmek güçleşiyordu.

about my new assistant: mr. jeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin