Medya Alex -Avan Jogia-Seni seviyorum Tuğbacım💖 Lacivert'te başarılar diliyorum @momofamonster
Selam arkadaşlar:)
Umarım bu ufak düzenlemelerden sonra anlatımımdan daha çok hoşlanırsınız.
Keyifli okumalar💕********************
Alex ve Abigail, meraklı bakışlarını Alesea'dan ayırmıyor, en ufak bir tepkisini kaçırmak istemiyorlardı.
Alesea, Katy'yi görmüş olmanın rahatlığı ile sakince yaklaştı. Gözleri ile aldığı sessiz izinden sonra parmaklarını Katy'nin şakaklarına dokundurdu. Zihninin içindeki kara bulutları, mırıldandığı büyülü sözcüklerle dağıtmaya başladı. Katy'nin gözbebeklerinden zihnindeki oluşumu görebiliyordu. Donuk bakan kehribarları şimdi daha bir kızıla dönüşüyordu. Büyülü sözcüklerin son bulması ile Alesea'nin gerilen kasları gevşemişti ama rahatsız edici bir sorun vardı. Katy'nin zihninde küçük de olsa ufak bir köşesi karanlık kalmıştı.
Katy'nin gözleri, o tedirgin bakışlardan boşluğa, sonra da etrafındaki insanları gören ve tanıyan bakışlara dönüşmüştü. Şimdi biraz merak, biraz da mutlu bir ifade vardı kehribarlarında...
Alesea, o küçük karanlığın Katy'nin zihninde hangi bölümde kaldığını merak ediyordu ama kimseyi endişelendirmemek için bunu başbaşa kaldıklarında konuşup çözmeye karar verdi. Katy'nin yüzündeki mutlu ifadeden, düzeldiğini anlayan herkes, sevinçle ona sarılmaya ve kurtulduğu için tebrik etmeye başladılar.
Abigail'i ağlarken görmemişti kimse, ta ki bu güzel ana kadar... Yeteneği herkese mutluluk ve huzur aşılamak olan Abigail, şu an ağlıyordu. Elleri ile ateş gibi olan yanaklarını kapatmış, zıp zıp zıplayarak, mutlulukla ağlıyordu...
Arkadaşlarına sevgi ile sarılıp tebrikleri kabul eden Katy, bir an durup gülümseyerek Abigail'e bakakaldı... Gerçekten de dediği çıkmıştı, Abigail ile aralarından su sızmıyordu. En iyi arkadaşı, dostu, sırdaşı karşısında mutluluktan ağlıyordu. Önce Abigail ile birbirlerine uzun süredir görememiş gibi bakıştılar, sonra gözyaşları içinde sımsıkı sarıldılar.
Alex, karşısındaki bu sevgi dolu cıvıltı tabloyu izlerken buldu kendini... Mutluluğu, sıranın ona gelmemesinden duyduğu kaygı ile yüzünde solmaya başlamıştı. Katy'nin şu an onun kollarında olması gerekmiyor muydu? Kaşlarının arasındaki ince çizgi belirginleşmeye başlamış, gözlerini Katy'den bir an olsun ayırmıyordu...
Alesea'nin gözleri, kutlama yapan grup ile şaşkın ve gergin bakışlarlarını bir an olsun Katy'nin üzerinden ayırmayan Alex'i takip ediyordu. İçin için yersiz olmasını dilediği düşüncesi zihninde yer etmeye başlamıştı... Katy'nin kafasının içinde kalan son karabulut zerresinin Alex ile ilgili olmamasını diledi.
Alex, artık sabırsızlanmaya başlamıştı ve Katy'nin tam karşısına geçti. O mis kokusunu içine çekip, onu öpmek için sarılmak istedi.
Ve işte o an olan oldu...
Katy, duyulması güç, küçücük bir nida ile birlikte kalkanını kullandı... Bir anlık şokla kalkanını, her zamankinin aksine koruma kalkanı yerine hapsetmek için kullanmıştı. Kalkanın içinde kapana kısılan, şaşkın bakışlarını Katy'den ayıramayan Alex'di... Bir yandan kalkanı delemeyeceğini bilmesine rağmen kırmak istiyor, diğer yandan da Katy'yi daha derin bir panik dalgasında boğmak istemiyordu..
Katy çılgın gibi alıp verdiği nefeslerinin arasında, gözlerini Alex'den bir an olsun ayırmadan, arkadaşlarını uyarmaya çalışıyordu:
" Kendinizi koruyun çocuklar! Kaçınn! Bu benim avcım! Buraya, sizin aranıza nasıl girmiş?"
Abigail, panik halindeki Katy'ye yavaş adımlarla yaklaştı. Onu sakinleştirmek için ellerini iki elinin arasına aldı ve gözlerinin içine yoğun bir konsantrasyon, biraz da korkuyla odaklandı.
Bir nefes... İki nefes... Ve üçüncüde Katy, Abigail'in avuçlarında elleri, dudaklarını birbirine bastırarak gözleri ile bir şeyler anlatmaya çalışır gibi kıpırdanıyordu.
Abigail, sakin tutmaya çalıştığı ama engel olamadığı titrek bir sesle, Alex'i göstererek " Onu tanımadın mı tatlım?" diye sordu. O an herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Olanlara bir anlam veremiyorlardı. Alesea'nin yüzünde düşüdüğünün doğru çıkmış olmasının üzgün ifadesi vardı.
Alex, içinden birşeyler sökülüp koparılıyormuşcasına acı ve şok içinde Katy'ye bakarak, faunusun içinden seslendi:
" Katy!.. Katy, beni hatırlamıyor musun? Benim... Alex... Ben sana zarar verir miyim? Sana zarar veremeyeceğimi biliyorsun!.."
Alex, Alesea'ye bir şeyler yapması için son bir umutla baktı. Ama Alesea üzüntüyle Katy'ye odaklanmıştı. Katy, hala elleri Abigail'in avuçlarında, soran ve üzgün gözlerinin içine bakarak cevap verdi:
"Tanıyorum... O... O benim avcım..."
Bu yanıtın karşısında bütün sevinçler yerini şaşkınlığa bıraktı. Alex'in gözlerindeki inanamamazlığı ve hayal kırıklığını görmek, Fenmore'u çok üzmüştü. Bir şeyler yapmalıydı. Katy ve Alex, ruh ikiziydiler ve onların birbirlerine ulaşabilmeleri için çok çaba sarfetmişti. Onların birlikteliklerinin, aşklarınınüzerine gölge düşmemesi için elinden geleni yapardı.
Fenmore, acı içindeki bakışlarını Alesea'ye çevirdi..
"Hemen birşeyler yapmalıyız, zamanımız yok!"
Katy, neden kendisinden başka kimsenin bu avcıya karşı tepki göstermediğini şaşkınlıkla izliyordu..
Bu işte bir terslik var. Az önce benim için mutluluktan uçan arkadaşlarım, şimdi neden korkmuş, şaşkın ve ne yapacağını bilemez halde karşımda donakalmış, bana bakıyorlar? Sanırım verdiğim yanıt Abigail'in duymak istediği yanıt değildi. Ellerinin kasılmasından ve yüzündeki mutluluğun, yerini hüzne bırakmasından görebiliyorum.
Ya avcım?..
Avcımda da bir gariplik seziyorum... Gözleri avcı gibi değil... Acı dolu... Bu acıyı ona ben yaşatıyormuşum gibi bakıyor; çaresiz ve üzgün... Ama faunusumla ilgili bir acı değil, bu gerçekten kalbinin derinliklerinden gözbebeklerine ulaşan bir acı...
Alex, Katy'nin zihnine girip, kendini hatırlatmaya çalışıyordu ama faunusun içinde olduğundan Katy'nin düşüncelerine giremiyordu. Bunu başaramayacağını anladığında, sesini duyurmaya, kendine inandırmaya çalıştı ama Katy'nin gözlerinden bir sürü ifade ard arda sıralanıyordu.. Kararsızdı... Karmakarışıktı...
Abigail, bir anda Katy'nin ellerini güç verircesine sıktı ve gözlerinin içine güven vermeye çalışarak tebessüm etti.
"Katy... O senin avcın değil canım... Şimdi sakin ol ve kalkanını kaldır. Hepimiz senin yanındayız, emin ol hiçbirimize zarar veremez... Vermez... Tamam mı tatlım?"
Katy, Abigail'in bu rahatlatıcı sözlerinin üzerine, kalkanını kaldırmadan önce gözlerini oradaki dikkat kesilmiş tüm arkadaşlarının yüzlerinde gezdirdi. Hepsinde bir " hadi! yap!" bakışı vardı. En son Fenmore ve Alesea'ye baktığında, aynı rahatlatıcı tebessümü onların yüzlerinde de yakaladı.
Ya içerisi sıcaktı ya da sarfettiği güçten dolayı terliyordu. Artık avcısını serbest bırakma zamanı gelmişti. Alex'i serbest bırakmadan önce sakin olmaya çalışarak, derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı...
Kalkanın kalkması ile birlikte zihnine giren görüntü ve his yumağının ardından, Ona tüm benliği ile teslim oldu... Artık güvenli, güçlü ve şefkatli kollar arasındaydı...
UMARIM KEYİFLE OKUMUŞSUNUZDUR :)
VOTE VE YORUMLARINIZ MOTİVASYONDUR ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kehanetin Gücü
Fantasy©Tüm Hakları Saklıdır Türler arası barış, bir tarafın en güçlü olma ihtirasıyla sarsılmaya başlar. Bakalım türler birbirini yok etmeden barış tekrar sağlanabilecek mi? Kim bilir? Belki de aşk her şeye üstün gelir... Umarım beğenirsiniz...