Medya Kahin -Angelique Kidjo-Bu bölümü sevimli yazar arkadaşım Burcuzelik e ithaf ediyorum. Beni bu yolculukta bir an olsun yalnız bırakmadığı için teşekkür ederim❤️
17 yıl önce
Hiçbir zaman hoşlanmadığı soğuk taş binanın, büyük ve çift kanatlı salon kapısının iki tarafında, karanlığı pek de aydınlatmayan meşaleler yanıyordu. İçindeki duyguları düzene sokmak ve konsantrasyonunu bozmamak adına, ciğerlerine çektiği oksijeni içinde sindirdikten sonra dışarı bıraktığında, elleri kapının üzerindeki yerini almıştı. Kapının ardından kulağına gelen mırıltılardan anladığı kadarıyla, onlar da orada olmaktan en az kendisi kadar hoşnutsuzlardı.
İki eliyle aralayıp açtığı kapının önünde, tarihi masanın etrafında oturmuş, hararetle tartışan konsey üyelerine bir göz gezdirdi. Her biri en az bu soğuk bina ve içindeki eşyalar kadar eski tarihten kalma görünüyorlardı. Gerçi bazılarının tarihi de pek yeni sayılmazdı. Onları izlerken, içine dolan enerjinin farkındalığı ve az sonra gerçekleşeceklerden ne kadar memnuniyetsiz olacaklarını hissederek için için gülümsedi.
Salonun içi de en az dışı kadar soğuk ve sevimsizdi. Geniş ve boş salonun ortasında, koyu renk ahşaptan, ayakları kurt pençesi oymalı bir masa, masanın etrafında da yine üzerinde oymaları olan iri sandalyeler vardı. Kapının karşısındaki alev alev yanan şömine bile buranın soğuk havasını yumuşatmaya yetmiyordu. Duvarlarda, alevleri titreşen sıra sıra meşaleler ve her birinin arasında, içeriyi aydınlatmaya yetmeyecek küçüklükte pencereler vardı. Pencerelerin camlarındaki figürler, sanki kurt tarihini anlatır gibi sıralıydı.
Önünde bulunduğu çift kanatlı kapıyı kapatıp, salona döndü. Dikkatleri üzerine çekmek için ufacık bir öksürük yetti. Masadaki hararetli konuşmalar kesildi ve şu an bütün gözler üzerindeydi. Başı ile belli belirsiz selam verdi ve hafif bir tebessüm ettikten sonra sakince masanın diğer ucuna geçip oturdu.
Tam karşısında ev sahibi, Kurtların Alfası Atelic oturuyordu. Konseyde kimse Atelic'ten haz etmezdi. Sürüm dediği halkına bile eziyet eden, bencil ve kötücül bir adamdı. Şuan toplantının gerçekleştiği bu taş yığınının zindanlarında bile , kendi halkından esirler vardı.
Sol yanında, ortalama bir kadına göre iri olan, Amazonların Kraliçesi Kolanna vardı. Kolanna, biraz iri yapılı olmasına rağmen, çekici bakışları olan, güzel, adil, güçlü ve halkı için yaşayan bir kadındı. Halkı ile Treestom Ormanlarında yaşar ve kolay kolay ormana dışarıdan kimseyi kabul etmezlerdi.
Sağ yanında, tanıdığı andan itibaren saygı duyup sevdiği arkadaşı, Büyücülerin Bilge Efendisi Aldrich, dostane bakışlarını ona yöneltmişti. Aldrich, belli etmezdi ama göründüğü yaşın en az dört katı yaştaydı.Büyücüler, insancıl olduklarından, ülkeleri Dreamshine'ın dışında da keyifle yaşarlardı.
Aldrich'in diğer yanında, Vampirlerin Başkanı Trumball, her zaman ki soğukkanlılığıyla masadakileri izliyordu. Trumball, neredeyse dokuz asırlık bir vampirdi ama yirmilerinin ortalarında dönüşüm geçirdiği için, genç, karizmatik ve çekici bir delikanlı görünümündeydi. Başkanı olduğu ve dünyanın her yanına kök salmış olan vampir topluluğu, ona hem saygı duyar hem de asırlar önce koyduğu kuralları çiğnemekten korkarlardı. Görkem, asalet ve modernliğin simgesi olan, Eternity kulesinde yaşardı.
Elflerin efendisi Arion ise platin-uzun saçları, sivri olmasına rağmen estetik görünen kulakları, resim gibi güzel ve orantılı yüzü ile Kolanna'nın yanında ilgi çekiciydi.Tüm elfler, Twinkle Şehrinde, huzur ve sükunetle yaşardı.
Alfanın karşısında oturmuş,içine dolan enerjinin dışavurumunu sabırsızlıkla bekleyen Durriken, büyücü soyundan gelmiş bir kahindi ve kehanetlerini bütün türler dikkate alırlardı.Bu kadını dikkate almamak gibi bir seçenekleri yoktu, bir kez yaptıkları hatayı yineleyemezlerdi.
Masadaki diğer üç sandalye boştu...
Son zamanlarda gelişen anlaşmazlıklardan dolayı bazı konsey üyeleri bu yıl konseye katılmama kararı almışlardı. Bu anlaşmazlıklardan biri de konseyin bu yıl Atelic'in ev sahipliğinde yapılıyor olmasıydı.
Atelic, konsey toplantısına ev sahipliği yaptığı için açılış konuşmasına başladı:
" Her ne kadar konseyden eksiklerimiz varsa da, kurt adamların Alfa'sı ve ev sahibi olarak ben Atelic, buradaki konsey üyeleri ile açılışı yapıyorum."
Atelic konuşmasına büyük bir heves ve ihtişamla devam ederken, bir anda içeride dolanmaya başlayan ılık esinti ile meşalelerin ateşleri kıpırdanmaya, savrulmaya başladı. Masadaki bütün üyelerin kulaklarına, sağır olmuşçasına bir sessizlik hakim oldu. Durriken'in o derinden gelen tok, tekinsiz ve insanın kulaklarıyla değil, tüm vücuduyla hissederek duyduğu, tüğleri ürperten konuşmasını dinlemeye başladılar.
"Mükafat; Hak Edene Gidecek,
Mağlubiyet; İhtiras Sahibine!İlk Dolunay Doğuracak,
Sonradan Gücüyle Buluşanı!Hangi Tür Onunla Olursa,
Diğeri Korkmalı Mağlubiyetten!Yanına Almayacak,
Mükafatı Hak Etmeyenleri!"Durriken, transtan çıktığında oldukça sakindi ve pür dikkat onu izleyen masadaki konsey üyelerine, görevini layıkı ile yapmış olmanın memnuniyeti ile tebessüm etti.
Şimdi bu kehanetten kendilerine düşen payı, kimi sıkıntılı kimi ise memnun, düşüncelerinde şekillendirmeye çalışıyorlardı...
********
Umarım keyifli dakikalar geçirmişsinizdir.
Vote ve yorumlar için şimdiden teşekkür ediyorum💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kehanetin Gücü
Fantasy©Tüm Hakları Saklıdır Türler arası barış, bir tarafın en güçlü olma ihtirasıyla sarsılmaya başlar. Bakalım türler birbirini yok etmeden barış tekrar sağlanabilecek mi? Kim bilir? Belki de aşk her şeye üstün gelir... Umarım beğenirsiniz...