✨
Unutulacak dünlerYaşanılacak günler var
Öyle günler var
İnan
Yalanmış ziyanmış hayatDeyip gitme
Şarkının nakaratını mırıldanırken ayakkabılarını giyinip saçlarını kabarttı boşta kalan eliyle.
Biraz fazla mı kabartmıştı sanki ?
Zerrin gece elbisesinin içinde nefes kesici görünüyordu. Bebe mavisi uzun ince elbisesi,inci kolyesi ve inci küpeleriyle uzun sarı tutamlarını tepeden toplamıştı dalga dalga. Yoğun olmayan ve dikkat çekici renklerle süslediği boyalı yüzüyle tebessüm etti.
"Yüzüklerini çıkarmışsın ?"dedi Zerrin kendi eline yüzüklerini geçirirken.
"Bu takım için."dedi aynada kendini süzen Dolunay. "Fazla serseri benim yüzüklerim."
Yapışkan diye düşündü Dolunay sinirle dişlerini sıkarken.
Daha ne kadar üsteleyebilirdi ki ?
Ah, sanırım almıştı cevabını .
"Acele et."dedi Zerrin telaşla ve sinirle. "Telefonla oynuyorsun hala Dolunay!"
"Geldim."dedi Dolunay telefonu cebine atıp sinirle.
Hem iş telefonunda hem de kendi şahsi telefonunda kayıtlıydı Tutkal.Çünkü durmaksızın mesaj atası geliyordu ve bazen faydalı olabiliyordu oğlan. Çünkü hatırlatıcı kurmaya gerek yoktu. Şunu yaptın mı ? Bunu yaptın mı ? Geldin mi ? Gittin mi.
Asla cevap alamasa da onu bir hatırlatma gibi görüyordu artık Dolunay.
Aceleyle doğrulup asansöre ilerledi Zerrin ile birlikte.
Zerrin iyi biriydi. Ama sinirlendiği vakitlerde diğer herkes gibiydi. Öfke dolu ve çekilmez oluyordu. Sıradan bir zaman diliminde zaman geçirilebilecek en iyisiyken önemli bir gece olduğu vakit diğer herkesten farkı kalmazdı pek.
Ama olsun.
Yine de severdi Dolunay onu.
Hiçlikten belki biraz daha fazla.
"Tek bir hata."dedi Zerrin asansör aynasından rujunu tazelerken. "Tek bir hata istemiyorum bu gece Dolunay."diye fısıldadı kadın.
"Olmayacak. Her zaman mükemmeli yaparım."dedi Dolunay omuz silkip.
"Ben bilmiyorum. Geçen sefer ki gibi bozulmaca falan olmasın."dedi Zerrin alayla.
"Olmaz."dedi Dolunay gevşeyerek. "Gevşe biraz."
"Sait seni iyice uyarmıştır eminim o son hatandan sonra."dedi Zerrin.
Sait,hayatında unutamayacağı kadar sertçe uyarmıştı Dolunay'ı. Belki bininci defa.
Belki bininci defadan çok daha fazla kere. Sertçe uyarmıştı. Öyle ki Dolunay artık dolmakta olan bir baraj gibi taşacak hissetmişti gözlerini.
"Yerinde kal tatlım."diyordu kadife sesli karanfil kokulu gece saçlar.
"Burada bekle. Sakın yerinden ayrılma Dolunay."
Burnunu çekti Dolunay.
"Beni burada bekle,sakın başka yere adımlama."
"Tamam anne."diyordu çörek kokusunda aklı silinen oğlan başından savdığı kadını.
"Buradan asla ayrılma Dolunay. Yoksa seni bulamam."
Bulamamıştı annesi Dolunay'ı. Hoş zaten Dolunay da kendini bulamamıştı.
Ama birileri bulmuştu Dolunay'ı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay
RomanceDolunay,herkesten köşe bucak kaçan biriydi. Kendine ait duvarları ve asla geçilmeyen surları vardı. Öyle ki kendisine "Tutkal" gibi yapışan oğlanın varlığı bu durumu kökünden değiştirmişti. Artık duvarların arkasındaki karanlığına zorla dahil olmaya...