"Ne alırdınız?"diye yanaşmıştı.
Bu adamı tanıyordu. Sait'i baba bildiği zamanlarda daimi müşterilerinden biriydi. Ancak her müşteri yatak için istemiyordu Dolunay'ı, misal kimisi sahte sevgilisi olarak bile istiyordu. Bu adam ise Dolunay'ı genellikle çekimleri için istiyordu. Uzun boylu,kar beyaz tenli,kuzgun saçlı oğlanın fiziksel görünümünü genellikle modellik çekimlerinde kullanıyordu. Çekim içeriği normal modelliklerden biraz farklıydı. Örneğin piyasadaki herhangi bir model nü sayılacak bir poz verirken önünde sadece erkekliğini kapatan meyve sepeti tutmayı kabul etmiyordu. Ancak Dolunay bunları sıkıntı etmemişti. Çünkü birilerinin "fahişesi" olmaktansa kamera karşısında poz vermeyi yeğliyor,partilerde eşlik etmeyi ve sahte sevgili olma durumunu seviyordu.
"Dolunay?"dedi adam. Gri renk gözlerini kısmıştı. "Bu ne hoş sürpriz,ne işin var burada?"
"Garsonluk yapıyorum."dedi Dolunay gururla tebessüm ederken. "İlk iş günüm."
"Sait buna nasıl izin verdi ?"
"Artık onunla çalışmıyorum."dedi Dolunay yutkunup. "Ne alırdınız?"
"Dur bakalım."dedi adam derin nefesle. "Beni anımsıyor musun ?"
"Haktan Bey."dedi Dolunay dalgınca. "Mankenlik ajansınız vardı."
"Misafir etmiştim seni bir kaç kez sanki hafızam beni yanıltmıyorsa."
"Evet."dedi Dolunay sıkkınca. "Sait istemişti ve ben gitmiştim."
"O adamdan kurtulmana sevindim."diye mırıldandı kır saçlı yaşlı adam yorgunca. "Pek tekin biri değil,en başından beri evinde kalmanı yadırgıyordum doğrusu. Seni..."
"Doğru kelimeyi arıyorsunuz ama incinmem."dedi Dolunay dik bir duruşla. "Pazarlıyordu."
"E-Evet."dedi adam çekingen bir edayla. "Üzücü bir durum ama onun işi bu."
"Biliyorum."
"Artık ondan kurtulduğuna göre paranı çıkarmak için buradasın herhalde?"diye mırıldandı adam.
"Evet."
"Tek mi kalıyorsun."
"Erkek arkadaşımla kalıyorum."dedi Dolunay tebessümle.
"Güzel bir tercih."dedi adam derin bir nefesle. "Peki sana bir teklif sunsam,senin ve erkek arkadaşın için bu sorun olur mu?"
"Ne gibi bir teklif."dedi Dolunay tek kaşını havaya kaldırıp,kimseye görünmeden hafifçe sandalyeyi çekti. Sandalyeye oturup bir sigara yakarken derin bir nefes aldı. "Para isteyeceksiniz tüm mal varlığım Sait'in elinde. Beni kullandı ve imzalarım onda.Tüm o hediyeler, gayrimenkuller..."
"Hayır hayır hayır."dedi adam kaş çatıp. "Sait gibi bir ticaret düşünmüyorum. Genç bir delikanlının gururunu ya da geçmişini deşme niyetinde de değilim."
"Ve?"
"Modellik ya da mankenlik düşünmez misin ?"dedi adam gözlerini kısıp. "Güzel bir yüzün var,uzun boylusun,fiziğin ve auran var. Yanlış anlamazsan bir ağabey bir baba değil de bir erkek olarak konuşacağım."
"Tabi."
"Güzel yüzün otuzdan sonra biraz gitmeye başlıyor,uzun boyun kemik erimesi ve romatizmayı ne kadar geç tanırsa o kadar iyi. Fakat aura sonsuzdur."diye mırıldandı. "Bir zamanlar benim podyumlarda olduğuma inanabilir misin ?"
Adam jöle kıvamlı göbeğini ve sarkmış yanaklarını göstererek hırıltılı bir gülüş koyverdi. "Yani. Geçecek. O güzellik sende de kalmayacak. Ama bak bana,kendi ajansım var. Modellerim var. Oyuncularım var. Kendimde senaryo yazıyor,yönetiyorum. Kamera önü güzelliği kalmayınca,gençlere yolu verdim arkaya geçmeyi bildim."
"O ne demek."dedi Dolunay tebessümle. "Yaşlanınca sizin gibi olsam daha ne."
"Ha,tam olarak onu diyeceğim. Bak çocuğum..."
Adam uzun bir nefes verdi. "İster çöpçü ol,ister iş adamı. İster dünya güzeli ol,istersen kaldırım mühendisi. Ne yaparsan,hakkıyla yap. Ne yapıyorsan en iyisini yap. Öyle şaldırşup değil,adabıyla. Zamanında."
"Doğru."
"Yanlış anlama,kırılma da incinme de...Çok güzel bir şey o heriften kurtulman da para kazanmak için yorgun argın gelip buralarda çalışman da...Okula da devam ediyorsundur muhtemelen."diye mırıldandı.
"Evet."
"Taşı sıksan suyu çıkar elbet ama böyle de hayat geçmez. Ben sana haftasonları gel,çekim yapalım diyorum. Kıyafetler var bir dünya,takım elbiseler. Ünlü markalar bunlar. Senin gibi bir adamla tanışmak için can atarlar. Yani yanlış anlama. Bazen hafif çıplak bazen kazaklı,bazen montlu bazen mayolu. Dilersen sevgilinle de konuş durumu."
"O...bana güvenir."diye mırıldandı Dolunay tebessümle. "O zaten beni yalnız bırakmaz ki çekimimde falan. Eli kanda olsa yine bulur,gelir. Ama ona danışmadan bir şey yapmam zaten ben de. Çünkü o bana sormadan fikir almadan hiç bir şey yapmaz."
"Onu da getir canım."diye mırıldandı adam sigarasını üfleyip. "Yakışıklıdır herhalde."
"Çok..Ama o basketbolcu olmak istiyor."
"Hollanda'da olsanız harika bir PR çiftim olurdu."dedi adam göz devirerek.
"Korkularım var."dedi Dolunay tereddütle. "Silik olmak istiyorum,yok olmak böyle. Sanki yeniden doğmuşum önceden hiç yokmuşum. Bir varmış bir yokmuş olsun gibi. Korkuyorum,Sait'i zar zor atlattım. Ben parlarsam,ışığıma gelir. Beni bulur. Utku'ya zarar verir. Bana zarar verse de üzülmem yani çok umrumda olmaz. Ama o insanlar karşıma çıksa mesela hani Utku'ya geçmişim hakkında konuşsalar,utanırım."
"Geçmişini bilmiyor mu ?"
"Biliyor."dedi Dolunay hüzünle. "Ancak birileri karşısına geçip geçmişten bahsederse ben yok olmak isterim."
"Kimmiş o?"dedi adam alayla. "Yok öyle bir dünya.Kimsenin umrunda değilsin çocuk,Sait çoktan yeni gözdeleriyledir emin ol. Seni anca bedeninden tanırlar,üzülme ama o dünya öyle bir dünya."
"Saplantılı bir manyak var."dedi Dolunay fısıltıyla.
"Hah."dedi adam göz devirip. "Onca imzayı seni kurtlar sofrasına oturtmaya atmıyoruz ya canım,kollayacağız. Piyasada imajını zedeleyecek herkes ve her şey,bizim ticaretimiz. Bunu sana hem bir ağabey olarak derim ama patron adayın olarak derim. Sen bana güvenme. Devam et kafede,çalış burada. Ama gel haftasonu,çekim denemesi yapalım. Emin olunca bize de güvenirsen,sevgilin de gelir. O zaman garson mu yoksa model mi olmak istersin,seçim senin."
"Yani şimdi kabul etmesem bile haftasonları çekime gelebilir miyim ?"
"Geldiğin gün kadar çekim ve ücret."dedi adam umursamazca. "Garson olacaksan en iyisi ol,model olacaksan en iyi yerde ol. Ama lütfen bana bir kırmızı şarap çocuğum,başım çatlıyor...Şuan garsonsan,en iyisi ol yani!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay
RomanceDolunay,herkesten köşe bucak kaçan biriydi. Kendine ait duvarları ve asla geçilmeyen surları vardı. Öyle ki kendisine "Tutkal" gibi yapışan oğlanın varlığı bu durumu kökünden değiştirmişti. Artık duvarların arkasındaki karanlığına zorla dahil olmaya...