( ÇİFTE BÖLÜM BİLDİRİMİ BİR ÖNCEKİ BÖLÜMÜ ATLAMAYIN <3.)
sadece bana bir sebep ver
sadece birazcık yeterli
sadece bir saniye, biz kırılmadık
sadece büküldük SEVMEYİ yeniden öğrenebiliriz...
"Ben asla.."dedi Dolunay yutkunup. "Ben asla biliyorsun.."
Yatağın ucunda oturup bağdaş kurduklarında Dolunay kızarık zümrütlere dikti kendi zümrüt yeşillerini camın vurup geçtiği yağmur damlaları gibi yüzünde akan yaşları silmek isterken.
"Ben asla senin gibi bir odaya sahip olmadım."dedi Dolunay onun çerçevelerdeki aile resimlerine ve arkadaşlarına bakınırken. "Ben asla senin gibi aile ve arkadaşlara da sahip olmadım."
Utku dudaklarını birbirine bastırıp ıstıraplı sözleri dinlerken yutkundu acıyla.
"Bir ailem olduğunu biliyorum ama her şey gibi hatıralarımda.."dedi Dolunay hüzünle. "Her şey..Her şey bulanık tıpkı zihnim gibi."
"Anneme dair hatırladığım tek şey...Elimi bırakırsan kaybolursun dediğiydi. Bir şekilde...Bir şekilde kayboldum ve hep kendimi suçladım. Çünkü annemin sözünü dinlemedim,ellerini bıraktım ve kayboldum."
Dolunay titrek bir nefesle devam ederken yutkundu. "Sait buldu beni..."
Utku sinirle yumruklarını sıkarken hırstan sulanan yeşillerinin titrek bir alev gibi göründüğünü düşündü Dolunay. Kırılıyordu. İnciniyordu. Utku her kelimesinde yok oluyordu gözleri önünde eriyip giden bir mum gibi.
"Çocukluğumu hatırlamıyorum Utku."diye fısıldadı Dolunay. "Tek bildiğim annemin ölüm haberini almış olmam. İlkokula başladığımda Sait'in beni bir koleje bıraktığı günü anımsıyorum. Diğer çocuklarla samimi olmamak konusunda uyardığını biliyorum."
"Herkes gibi ben de oyunlara katılmak istedim."diye açıkladı Dolunay. "Herkes gibi ben de evlere gidip...Onları odama çağırmak ve oyuncaklarımı göstermek istedim."
Utku nefesini tutarken Dolunay ağrıyan kalbiyle devam etti. "Ben de elimi tutan ve beni seven annemi özledim Utku."diye fısıldadı. "Ama Sait'in varlığı beni mutlu ediyordu. Çünkü güvenebileceğim tek kişiydi. Bana sıcak bir yatak vermişti. Karnım doyuyordu ve..."
"D-Dolun.."
"İlk önce."dedi Dolunay hüzünle. "On yaşındayken."
Dolunay kendini sıkıp devam etti. "On yaşındayken o kalabalık evde dikkatimi çeken kıyafetleri sorguladım... Dışarıda mini etekli kadınlar vardı. Öğretmenimiz giyerdi.Annem de giyerdi eskiden..Kızlar da giyerdi...Ama dedim ki bu evdekiler neden onlar gibi normal bir hizada değil de...Tamamen iç çamaşırları görünecek kumaşlar giyiyor.."
Utku acıyla nefesini tutarken Dolunay devam etti.
"Sait onların benim tanıdığım kadınlardan özel olduklarını söylerdi."dedi Dolunay acıyla. "Onları hiç bir zaman hasta,bakımsız ve pespaye göremezsin Utku. Sanki...Kusursuz olmak için doğmuşlar gibiydi.Asla..O evde onları asla makyajsız görmedim. Asla saçlarını dağınık üstlerini kirli görmedim. Sait onları yüceltirdi."
"On..."dedi Utku sinirle. "Çok..Çok ufak. Bu suç."
"Sait bir gün bana erkek olduğumu söylediğinde bunun ne fark ettiğini bilmiyordum. Ama sonra bana oradaki kızların hediyelerini gösterdi."diye mırıldandı Dolunay. "Çok fazla şey...Oda dolusu hediyeler.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay
عاطفيةDolunay,herkesten köşe bucak kaçan biriydi. Kendine ait duvarları ve asla geçilmeyen surları vardı. Öyle ki kendisine "Tutkal" gibi yapışan oğlanın varlığı bu durumu kökünden değiştirmişti. Artık duvarların arkasındaki karanlığına zorla dahil olmaya...