"Mutluluk bile acı veriyor çünkü sonu var biliyorum.."
-
Dolunay titrek ellerle bir sigara yakarken beyaz tenine yapışan gece siyahı saçlarını parmaklarıyla geriye itip derin bir nefes verdi.
Kendini Sait'in odasının önünde bulurken tıklama gereksinimi dahi duymadan sertçe savurup adımladı içeriye. Lakin onu masada bekleyen adam önünde bir dünya evrak ve kağıt parçalarıyla birlikte tebessüm ediyordu yalnızca. Burnuna kadar inen gözlüklerini işaret parmağının ucuyla kaldırıp bakındı Dolunay'a.
"Küçük yıldızım."dedi Sait. "Hoşgeldin canım oğlum."
"Baba."dedi Dolunay yutkunup. "Her şey fazlasıyla yetti."
"Başından beri istediğin bu değil miydi ? "dedi Sait kağıtları düzenleyip kenara koyduktan sonra ellerini birbirine bağlayıp Dolunay'ı süzdü. "Ona aşıksın ve başkasının sana dokunması,mesleğin bile olsa mideni bulandırıyor. Çünkü ona ihanet edemiyorsun."
"Ben onu.."dedi Dolunay yutkunup. "Ne olursa olsun çok seviyorum. Ben ona aşığım ve ben onun için iyi biri,günahsız biri olmak istiyorum."
"Anladım."dedi Sait tebessümle takım ceketinin düğmeleriyle oynarken. "Otursana güzelim."
"T-Tamam."
"Nasıl bir hayat planlıyorsun Utku ile mesela?"dedi Sait anlayışla tebessüm etmesine rağmen böcek ezer gibi oğlanı süzerken.
Dolunay ise dimdik bir başla omuz silkti. "Onun kalbini çalmak için koşacağım peşinden. Bir tutkal gibi yapışacağım gerekirse. Kovsa da gitmeyeceğim ben hiç!"
"Hadi diyelim seni sevdi. Ailesine rest mi çekecek."dedi Sait.
"İsterse bütün ailesi ellerinde ateşlerle beni kovalasın."dedi Dolunay hüzünle. "Hepsi taşlasın beni. Gitmem ki!"
"Ya aynı sosyal çevreden beraber olduğun kişiler?"dedi Sait kaş çatıp. "Emin misin genç bir delikanlının bunu kaldırabileceğine. Sıradan bir oğlan değil. Sosyetenin göbeğinden. Ve duyumlarıma göre oldukça köklü bir aileden geliyor.."
"O-Olsun."dedi Dolunay acıyla. "Herkes tükürsün bana. Ama yine..Yine de onu istiyorum ben."
"Canım benim."dedi Sait gülümserken. "Çok tatlısın."
"Baba."dedi Dolunay yutkunup. "Fikrim baki. Beni vazgeçiremezsin çünkü. Çünkü ben gidiyorum."
"Biliyorum ben de o yüzden evraklara bakıyorum."dedi Sait ıslık çalarken. "Ne çok şey kazanmışsın böyle...."
Dolunay buruk bir gülüşle bakındı kağıtlara.
Binlerce ev hediye edilmişti,arabalar,yazlıklar. Hatta şirketlerden çok düşük paylamalar ve yatırım fonları bile hediye edilmişti. Bazıları rezidans katlar hatta ve hatta çiftlik evlerini bile armağan etmişti Dolunay'a.Dolunay'ın güncel varlığı ülkenin zenginlerinden bir çoğunun yarısına erişir derecedeydi. Hepsini henüz on sekizindeyken başarmıştı. Çocuk yaştan beri..Bu işin içinde çok hırpalanmış olsa da torununa torununun torununa dahi yetecek servete sahipti.
Her şeyi satıp gitse kendine ve Utku'ya herkesten uzaklarda, kimselerin onları tanımadığı ve yalnızca birbirlerine ait olabilecekleri bir hayatı kurmaya misliyle yetecek kadar servet hem de.
"Evler.."dedi Sait kağıtları kenara koyarken.
"Yazlıklar."diye böldü kalanları sola ayırırken.
"Bunlar da arabalar.."
Dolunay beklentiyle kağıtları süzerken Sait iştahlı bir bakışla göz kırptı. "Babanın en favorisisin oğlum,her şey için teşekkürler. Güzel bir hayat yaşaman dileğiyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay
Любовные романыDolunay,herkesten köşe bucak kaçan biriydi. Kendine ait duvarları ve asla geçilmeyen surları vardı. Öyle ki kendisine "Tutkal" gibi yapışan oğlanın varlığı bu durumu kökünden değiştirmişti. Artık duvarların arkasındaki karanlığına zorla dahil olmaya...