Özgürlük...
Evet, orman da koşarken tek hissettiğim özgürlük.
Koşarken Yüzüme çarpıp; Tüylerimin arasından geçen rüzgar, ormandaki duyduğum akan suların sesi, gördüğüm uçan kuşlar ve şarkı gibi gelen kuş cıvıltıları ile bu hissettiğim şey özgürlük.
Kurdum da benle aynı düşüncede olmalı ki şuan çok mutlu. Ama bu mutluluk öncekilere göre biraz kısa sürdü...
"Jungkook."
Birinin bana seslendiğini duyunca durdum, yani durduk. Etrafa baktım ama kimse yoktu.
Birisi bana seslenmedi mi? Delirmeye başlıyorum galiba...
Omega da duyduğunu söylüyor... fazla düşünmemek lazım, herhalde yanlış duyduk.
Evime yaklaştığımı fark edince dönüştüm, burdan sonrasını yürüme de gidebilirim.
Yanımda taşıdığım yedek kıyafetlerimi girdim ve yürümeye başladım."Jungkook bulmalısın." Yeniden aynı sesi duymam ile etrafıma bakınmaya başladım ama yine kimse yoktu.
Pekala bu iş cidden sinir bozucu olmaya başlıyor.
"Hey! Kim var orada? Kimsin?" Diye bağırdım ama ses yoktu; kuşlar bile susmuştu.
"Ben senim jungkook." Kesinlikle deliriyordum.
Jungkook korkuyorum.*
Omega korkma lütfen, birşey yok.*
Ama...*
Omega!*
Tamam.*
Çünkü ben senden daha çok korkuyorum omega.
Evimi az ileride görünce yürümeye başladım ve
Eve yaklaştığım da kapının açık olduğunu gördüm. Mükemmel artık korkum iki katına çıkmıştı.
Kim gelmişti ki?Yavaş ve sessiz bir şekilde içeri girdim, etrafa baktığım da her şeyin kırıldığını, parçalandığını ve dağıtıldığını gördüm.
"Sikeyim, kim yaptı bunu!?" Diye bağırdım ama ses yoktu.
Kim, neden yapmıştı bunu benim evime.
"Jungkook, tanrıya şükür geldin." Arkamı döndüğüm de annemi gördüm.
"Anne bunu kim yaptı? Neden yaptı?" Annem ağlayarak bana sarıldı, ilk başta şaşırsam da sonra bende sarıldım.
"Anne noldu?"
"Bilmiyorum oğlum, bir anda 5 alfa geldi ve evdeki her şeyi dağıtmaya başladılar. Ne yaptıklarını sorduğum da ise 'oğlun için geliyorlar' dedi ve gitti. Oğlum sen ne yaptın? Neden seni arıyorlar? Kim arıyor jungkook'um seni?" Dedi annem ve daha çok ağlamaya başladı.
Ah, bende bir bilsem annem.
Annem geri çekilince elimle gözyaşlarını sildim."Annem, anneciğim. Nolur ağlama bak ben halledicem tamam mı? Şimdi yoongi hyung'un yanına gidicem ve bir şeyler bulmaya çalışıcam. Ama sen ağlama olur mu?"
"Oğlum, nasıl ağlamam. Babandan bir hediye olarak bir sen kaldın oğlum, nasıl ağlamam. Sen benim canımsın ve biri seni arıyor oğlum, korkuyorum sana da bir şey olacak diye."
"Annem olmayacak bir şey. Şimdi ben gidiyorum ve sen de ağlamıyorsun tamam?"
"Tamam." Dedi ve gözyaşlarını silip gülümsedi, "ağlamıyorum. Ama sende dikkatli ol." Bende gülümsedim,
"Tamam annem." Dedim ve anneme son kez sarılıp yoongi hyung'un evinin yolunu tuttum.
"Bulmak zorundasın jungkook." Al işte yine aynı ses...umarım delirmiyorumdur Çünkü korkmaya başladım.
"Hey jungkook!" Bana seslenen kişiye döndüğüm de jin hyung olduğunu gördüm.
"Efendim hyung?" Gülümseyerek yanıma geldi.
"Nereye gidiyorsun kook?"
"Yoongi hyung'a?"
"Ne için?"
"Ziyaret?"
"Bende gelsem?"
"Neden hyung?"
"Ziyaret?" Bir kaç saniye yüzüne boş boş baktım.
"Peki?" Dedim ve jin hyung önüme geçti.
"Tamam." Dedi ve önümden yürümeye başladı.
Az önce ne olmuştu?
Bilmiyorum ama ben kahkaha atıyorum şuan.*Göz devirdim.
Ha ha ve ha ne kadar komik omega.*
Ama komik?*
Kabul.* dedim ve ikimiz de gülmeye başladık.
"Neye gülüyorsun kook?"
"Hiç, omega ile aramızda." Dedim ve daha çok gülmeye başladık.
"Anlaşıldı sende delirdin." Delirmek... galiba.
(...)
Bir kaç dakika sonra yoongi hyung'un evine vardık.
"Kook kapıyı çal."
"Sen neden çalmıyorsun jin hyung?"
"Yoongi bir sana kedi de ondan." Dediğine bir kahkaha patlattım, aslında yalan sayılmazdı da.
Kapının önüne gelip zile bastım bir kaç saniye'nin ardından kapı açıldı.
"Kookie hoş geldin." Dedi bana pişmiş kelle gibi sırıtan yoongi? Ve sarıldı, bana?
"Hoşbuldum?" Yoongi hyung geri çekildi ve koluma girip beni çekiştirmeye başladı.
"Gelsene ne bekliyorsun?" Diyerek daha çok çekmeye başladı.
"Aslında ben de geldim ama olsun ben gideyim?" Diyen jin hyung anında ortadan kayboldu. Noldu be iki dakika da?
"Hyung tamam!" Dedim ve kolumu yoongi hyung'tan kurtarıp içeri girdim.
"Önemli bir şey konuşmaya geldim." Bir koltuğa oturdum, yoongi de yanıma oturdu.
"Evet seni dinliyorum?"
"Beni birisi arıyormuş, yani peşimde birisi var." Yoongi gözlerini olabildiğince açtı ve bana bakmaya başladı.
"Ne! Nasıl? Kim? Neden!?" Diye soruları arka arkaya sıraladı.
"Onu bende bilmiyorum bu yüzden buraya geldim. Ve şey için."
"Ne için? Daha ne olabilir."
"Pek erken konuşma derim...hyung ben bir ses duyuyorum. Ama etrafıma bakınca kimse yok. Sanki, sanki bu ses kafamın içinde gibi..."
Yoongi ömründe şaşırmadığı kadar şaşırdı bugün.
"Jungkook sen neler yaşadın bir günde ya, bak bir gün! Bir!" Dedi. sonlara doğru yüksek çıkan sesiyle tabiki.
"Bilmiyorum hyung, inan bende bilmiyorum..."
_____________
SON
Bugün bölüm atmayacaktım ama dayanamadım napim :)Umarım sevmişsinizdir¿♡
Gelicek olan yeni bölümde görüşürüz.
Ve evet kısa oldu. Artık alışın canım sizde, benim fic'lerimin ilk bölümleri hep kısa olur. Aklınızda bulunsun artıkın^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Lord Cyrus || TaeKook
Fantasygörülmesi imkansız iki olay gerçekleşmişti; delta ve alfa bir beden de birleşmişti, omega ve karanlık lordu cyrus bir beden de birleşmişti. *Tüm hakları Anka'nın Ateşinde saklıdır.