Bu hikaye de son kez merhaba👋🏻
İyi okumalar😊💞
_______
Üzerimde hissettiğim ağırlık ile yerimde rahatsızca kıpırdandım ama haraket etmem ile yandan bir mızmızlanma sesi gelince haraket etmeyi bıraktım.
Yavaşça gözlerimi açtım ve bir kaç kez kırpıştırarak görüş alanımı netlemeye çalıştım.
Görüşüm netlendiğinde ilk üzerimde ki ağırlığın sebebi olan kola ardından kolun sahibi olan Taehyung'a baktım.
Dudakları yan yattığı için öne doğru büzülmüş, göz altları uyuduğu için hafif şiş ve saçları karman çorman bir halde uyuyan bu Delta'nın bir bebek olduğuna onu dövüşürken görmemiş olsaydım inanırdım. Ama dövüşürken bir şeytana dönüşüyor resmen. Bu halinden kat ve kat farklı.
Gözlerimi Taehyung'tan zorlukla ayırıp etrafa baktım. Yuvanın içinde uyuya kalmışız. Havadan da anladığım kadarıyla şu an sabah olmuş olmalı.
Taehyung'un üzerimde ki kolunu tutup onu uyandırmadan yavaşça yere bıraktım ve oturur pozisyona geçtim. Birbirine girmiş saçlarımı da tek elimle geri taradım. Bir kaç dakika daha oturup tamamen ayılınca ayağa kalktım.
Yuvanın ucuna gelip Shinex'i bulmak için etrafa bakındım ve Shinex'i gördüğümde yanıma çağırdım.
"Shinex Querencia'nın nerede olduğunu biliyor musun?"
"Yaralıların götürülmesine yardım ediyor lord'um."
"Ben Querencia ile bir yere gidicem misafirimiz sana emanet. Beni sorarsa halledersin."
"Emredersiniz lord'um." Dedi ve yanımdan gitti. Ardından ben zihnimden Querencia'ya seslendim:
"Querencia beni almaya gel. Hyunglarımı görmeye gidiyoruz."
"Geliyorum kalbim." Uzun süredir ertelediğim ziyareti yapma vakti...
(2 saat sonra)
Aylarca gelmediğim evin kapısının önünde kapıyı çalmak için kendimde ufak bir cesaret arıyorum fakat bulabildiğim pek söylenemez.
Derin bir nefes alıp verdim ve elimi kaldırıp havada yumruk yaparak bir kaç kez kapıya vurdum. Benim için saatler gibi geçen bir kaç dakika sonra kapı gıcırdayarak açıldı. Daha şimdiden gözlerim dolmaya başlamıştı.
Kapı tamamen açılınca görüş alanıma uykulu yoongi hyung girdi.
Beni görünce bir kaç saniye boş boş baktı. Belli ki daha uyanamamış. Benim geldiğimi anladığında ise gözlerini kocaman açtı ve eş zamanlı olarak ağzıda aralandı.
"Kookie?" Dedi. İnanamıyormuş gibi bir ses tonuyla.
"Evet, Benim." Dedim. Kısık bir sesle.
"Aman tanrım! Jungkook!" Yoongi hyung yüksesk bir sesle bağırıp beni kolumdan tuttu ve hızla kendisine çekip sımsıkı sarıldı.
"Hyung ölüyorum." Sesim boğulmak üzere olduğum için kısık ve hırıltılı çıktı.
"Kookie sen neredeydin?! Delirdim senin yüzünden!" Dedi. Kollarını gevşetme zahmetine bile girmediği için ölmezsem iyidir.
"Oysa beni kapının önüne koymuştunuz." Diye homurdandım.
Dediğim şeyle yoongi hyung hızla benden ayrılıp yüzüme dolmuş gözleri ile bakmaya başladı.
"Ben mi koydum?"
"Kapının önüne koyulurken bir şey dedin mi?"
"Sen de anlatsaydın o zaman! Gitmeyi seçmek yerine yanında olmamıza izin verseydin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Lord Cyrus || TaeKook
Fantasygörülmesi imkansız iki olay gerçekleşmişti; delta ve alfa bir beden de birleşmişti, omega ve karanlık lordu cyrus bir beden de birleşmişti. *Tüm hakları Anka'nın Ateşinde saklıdır.